Çok güzel ve mutlu bir hayatım vardı. En masumundan en temizinden bir hayat. Herşey yolundaydı annemin ve babamın tek çocuğuydum. Bana verdikleri sevgi beni daha mutlu ediyordu . Adımı GÜNEŞ koymuşlardı. Ben GÜNEŞ KARAN.
Gözlerden uzak şehir hayatının dışında bir evimiz vardı. Yeşilliklerin arasında koskocaman bir ev. Ormana açılan bahçesi kenarlarında olan meyve ağaçlarıyla bir bütün oluyordu. Evin rengini ben seçmiştim gözlerimin mavisi gibi , evi mavi renke boyatmıştı babam.
Çocukluğum bu evde geçmişti. Evimin maviliklerine bakarak içimi rahatlatıyordum. Birde baş belam vardı. Adı köpük , köpük benim köpeğimdi. Hafta sonları hep onunla vakit geçirirdik. Evimizin arkasındaki ormana gidip onunla birlikte koşar oyun oynarım. Birazda oturup beni anladığını umarak onunla konuşurdum.
O güne kadar herşey çok güzeldi. Hayatımda hiçbir kusur yoktu. Ogün annem olacak kadın başka bir adamla kaçmıştı. Babam ise annemi bulduğu yerde öldürecek kadar sinirliydi.
O gün annemden nefret etmiştim. Kalbimden silip atmıştım. Hayattan soğumuştum. Karanlık bir kıza dönüşmüştüm.
Babam bir gece evden hızla çıkıp arabasına binmiş ve evden gitmişti. Annemin izini bulmuştu sanırım çok süratli gitmişti. Hemen arayıp ne olduğunu öğrenmem gerekiyordu. Babamı ilk aradığımda açmamıştı. İkinci arayışımda çok sinirli ve öfkeli bir şekilde " Ne var Güneş" diye haykırmıştı. " Baba nereye gidiyorsun" dediğimde "Annen olacak sürtük kadını alıp oraya geleceğim beni merak etme kızım" diyerek benim birşey söylememe izin vermeden telefonu kapattı.
O kadını bu eve gelmesini istemiyorum. Bizimle tekrardan yaşamasını istemiyordum. O beni düşünmeden nasıl gittiyse yine düşünmemeli ve bu eve asla adımını atmamalı. Onu bu eve alamazdım. Bana ve babama , aileme bunu yaptıktan sonra onu bu eve alamazdım.
Saat baya geç olmuştu babam ortalıkta yok ne aramıştı ne de eve gelmişti. Çok merak etmiştim babamı. İçimde kötü bir his vardı. Ya babama birşey yaptıysa , onu benden kopardıysa , tekrar canımı yakmasına izin veremezdim. Babamı aramak için hemen telefonumu elime aldım hızlı hareketlerle babamın numarasını bulup aradım
Çalıyo , çalıyo , çalıyo cevap yok...
Çalıyo , çalıyo , çalıyo cevap yok...
"Nerede bu adam" diyerek telefonu yatağa fırlattım.
Evin büyük camından yolu izlemeye başlamıştım. Uykum vardı ama babam gelmeden uyumayacaktım kararlıydım. Kaç saat bu büyük camdan yolu gözledim bilmiyorum ama güneş doğmaya başlamıştı Ve yoldan bir arabanın sesi geliyordu.
Hemen evin merdivenlerinden aşağıya inip kapıyı açtım karşımda iki tane telsizli adam belirdi. Gelenler polis olmalıydı. Bana doğru yaklaşarak. " Mert Karan'ın evi mı? " diye sordu " Evet burası" dediğimde "Neyi oluyorsunuz diye sordu " O , o benim babam" dememle " O zaman küçük hanım bunu bilmeniz gerekiyor" Neler oluyordu , benim neyi bilmem gerekiyordu. Bu adamların konuştuklarından hiçbir şey anlamazken biri kolumu tutarak "Babanız bir uçurum kenarında annenizle ölü bulundu" Demesiyle olduğum yere yığılmıştım.
Nasıl yani babam beni babam beni bırakıp gitmişmiydi. Beni tek başıma mı bırakmıştı. Gitmeden önce bana gelicem bekle beni demişti. Neden gelmedin baba. Daha fazla kendimi tutamayarak ağzımdan çıkan hıçkırıklarla kendimi gözyaşların kollarına bırakmıştım
Başımdaki doktorlar sakinleştiricilerle uyutabiliyorlardı beni. Sakinleştiricilerle biraz daha kendime gelebildiğimde amcamı aramıştım ondan başka kimsem kalmamıştı zaten.
" Alo amca nasılsın ?"
"İyiyim kızım sen "
"Kötüyüm amca olamayacağım kadar kötü"
"Neyin var kızım ne oldu ?"
"Amca babam , babam öldü"
"Ne !! ne diyorsun sen nasıl oldu bu , olamaz !! "
Ben amcama olanları anlatırken amcam artık onun yanında kalmamı istiyordu. Aslında haklıydı. Bu evde tek başıma olmam beni çıldırtabilirdi. Köpüğü alıp bu evden derhal gitmem gerekecekti. Ama artık hiçbir şey eskisi gibi güzel , mutlu ve umutlu olmayacaktı. ASLINDA HERŞEY DAHA YENİ BAŞLIYORDU...
İlk bölüm biraz kısa ama daha ilerlen bölümlerde daha uzun yazmaya çalışacağım
Yorum ++
Vote ++
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşin Ateşi
Teen Fictionçok güzel bir hayatım vardı en masumundan bir hayat. O annem olacak kadın bizi bırakıp gitmeseydi herşey daha güzel olabilirdi. Ama artık hiçbirşey eskisi gibi güzel, mutlu ve umutlu olmayacaktı.