Eve gitmek istemiyordum kendimi o depresyona girmiş , evden hiç çıkmayan , sürekli bişeyler yiyen kızlar gibi kendimi avutmaya çalışamazdım. En iyisi bir bara gitmekti birşeyler içip şuanlık bi takım olayları unutmam gerekiyordu sanırım. Arabamı Deranın en sık gittiği barlardan birine doğru sürmeye devam ediyordum. Bara geldiğim zaman ilk önce etrafıma bakındım çünkü burası Deranın en sık geldiği barlardan biriydi. Ama Deranı ortalıkta göremiyordum. Acaba hangi sürtüğün yanında diye düşünmüyo değilim açıkcası. Etrafta Deranı aramak dışında baktığımda bardan gelen içki kokusu , birbirine sürtünerek dans edenler , yada kuytu bir köşede yiyişenler gibi şeyler de gözümden kaçmamıştı . Deranın buralara takılması beni daha çok sinirlendiriyordu ve ben sinirimi de , mutluluğumu da en uçlarda yaşayan bir insandım. En ufak şeyde sinirlenir ortalığı yıkar geçerdim , yada mutluluğun zirvesinde nirvanaya kadar ulaşabilirdim. Kalabalığın içinden kendime içki alabilmek için barmenin yanına kadar gidebilmeyi başarabilmiştim. Barmenin bulunduğu masa da oturup bir bardak viski vermesini rica etmiştim. Barmen bana viski verirken benimle konuşmaya çalışıyordu ama umursamıyordum ne derse "hıhı" deyip geçiştiriyordum. Barmenin bakışlarından rahatsız olmuştum ve kuytu köşede bir masa olduğunu fark edip orayı göstererek "bana bir viski şişesi gönderir misiniz şuradaki masaya" diyip oraya doğru yürümeye başlamıştım. Viski şişesi geldiği zaman hemen şişeyi açıp bardağıma koymaya başladım.
...
19. Bardaktan sonra artık saymıyordum bardak sayısını. Masama her tür erkek gelmişti küfür edip onları masamdan kovmayı başarmıştım ve Deran da benim bu yaptıklarımı gülerek izliyordu. Evet deran bardaydı ben geldikten yaklaşık yarım saat sonra o da bara gelmişti. Onun masasında 4 tane kız vardı ve her biriyle çok yakın davranıyordu. Ve bu beni daha çok geriyordu. Artık dayanamayıp bardan gitmek istiyordum. Ayağa kalktığım zaman başım dönmeye başlamıştı farkındaydım çok fazla içmiştim. Ayakta duramıyordum adeta. Bir kaç adım attıktan sonra ayakta duramayıp oturduğum koltuğa tekrar düştüm ve bi yandan hıçkırmaya başlamıştım. Deran hala bu halime gülüyordu. Biliyordum
Tekrar ayağı kaklmaya çalıştım ayağa kaltığımda biraz sallansamda sonunda dengemi kurmayı başarmıştım. Sallana sallana yürüyordum ciddi olamaz değil mi bu güneş ben olamazdım bu güneş bana çok yabancı geliyordu. Bir erkek için saatlerce içeceğim hiç aklıma gelmezdi. Zaten hayatımda sadece derana aşık olmuştum başka bi erkek için içmek çok saçma olurdu değil mi. Ben neler saçmalıyorum böyle benim çenem açıldı mı bir daha asla durmaz bunun farkındaydım. Ben bardan çıkış kapısına doğru ilerlerken o iğrenç birbirine sürtünen ve yiyişen çiftlerin de yanından geçmek zorunda kalıyordum. Deran bu barı nasıl bu kadar seviyor diye düşünmeden edemiyordum. Her bok vardı burda yani sevilesi bir yanı da yoktu ki sevilsin aksine iğrenmemek elde değildi. Tam bardan çıktığıma sevinip arabamın yanına geldiğim an bir güç beni arabamla kendi arasına almıştı ki kokusunu aldığımda bunun kim olduğunu anlamamam mümkün değildi tabiki karşımda koskocaman bir deran duruyordu. Beni o kadar hızlı çekmişti ki kolumdan ağzımdan "ahhh" diye küçük bir inleme çıkmıştı. Oysa deran herzaman ki gibi yine halime gülüyordu ne var da gülüyor bu bana komik mi ya sonuçta ben onun yüzünden bu haldeydim şimdi bana bakıp öyle sırıtması kabul edilir bir şey değildi. Bu sefer hıçkırıklarımın arasından " ne var " diyebilmiştim. Oysa sadece bana bakıp gülüyordu tekrar kafamı ne var gibisinden salladığımda sadece " naber " demişti. Ahh bu çocuk gerçekten beni çıldırtmayı iyi biliyor. Bunun üzerine bende derana " sanane " diyebilmiştim eğer o beni sinir ediyorsa bende aynısını ona yapacağım kozlarımızı açık oynayalım bakalım deran bey. Bu sözümün üzerine yüzündeki gülümsemesi birden solmuştu. O beni aptal mı sanıyo onu seviyorum diye sürekli ona gülecek veya güzel sözler söyleyecek değildim ya. Bi kere o benim kalbimi kırmıştı canımı yakmıştı bunun üzerine birde benden mi bekliyordu ona nazik davramamı daha çok beklerdi açıkcası. Şuanda karşımda kaşlarını hafifden çatmış bir deran duruyordu. Ben de ne yapacağımı bilmeden " kolumu bırakırsan arabama binip eve gidicem " demiştim sadece. Gerçekten ciddi miydim bu halimle gerçekten sağ salim eve gidebilecek miydim bunlar aklımda şüphe uyandırıken deranın kolumu tutan eli daha da sıkı tutmaya başlamıştı ve " bu halde hiçbir yere gitmiyorsun " demişti. Ben bunun üzerine sadece "canımı acıtıyorsun" diyebilmiştim ve az da olsa elini gevşetmişti. " bende o zaman bir taksi çağırıp öyle giderim " dediğimde yine kaşlarını çatmıştı ama bu sefer kızgın olduğu her halinden belliydi çok fazla sık nefes alıp veriyodu ve kolundaki damarlar neredeyse patlayacak gibi duruyordu. Deran bu sefer " benimle geliceksin " demişti. Ciddi miydi beni tekrar amcamın evine mi götürecekti oraya gidersem ve deran herşeyi amcama anlatırsa amcam beni o evden çıkarmazdı ki hiç. Ben o anda bunları düşünürken " hayır beni amcamın evine götürme oraya gidersem beni bi daha asla dışarı bırakmaz " diyebilmiştim deran beni sürüklerken. Bildiğin sürüklüyordu ve ben bundan hiç hoşlanmamıştım normal bir şekilde ayakta fazla duramıyordum oysa bu beni sürüklüyodu. Ayaklarım sarhoşluğun etkisiyle birbirine dolanarak tam düşecekken deran beni tuttuğu gibi kucağına almıştı ayaklarım yerden kesilmiş bi şekilde derana bakıyordum ve ona kızgınlıkla "senin işin yok mu tekrar o bara gidip yanındaki kız arkadaşlarınla yiyişmeye devam edebilirsin" demiştim. Oysa o gülüyordu benimle eğlenirmişcesine gülüyordu ve bu benim daha çok sinirlenmeme yetiyordu. " şu anda benim işim sadece sensin küçük cadı onlarla yiyişiceğime seninle yiyişmeyi tercih ederim " demişti ve ben onun suratına ağzım açık bir şekilde şaşkın şaşkın bakıyordum oysa o benim şu an ki halime sadece gülüyordu tabiki söylediklerinin hiçbirinde ciddi değildi amacı dalga geçmekti ve bunu gayet çok net bi şekilde anlamıştım. Ben bunları düşünürken deranın arabasına gelmiştik ve kapıyı açıp beni nazikçe arabanın koltuğuna bırakıp kemerimi bağlamıştı. Kemerimi bağladıktan sonra başını birden kaldırdı ve bu bizim göz göze gelmemizi sağladı. O an deranın o maviliklerinde kaybolacaktım sanki o maviliklerinde boğulup veya eriyip gidecektim resmen. Ateş olup beni yakacaktı o mavilikleri ve sonsuza kadar huzura ulaşacaktım bende. O ise sadece dudaklarım odaklanmıştı. Bu kadar sapık olduğunu gözüme vurmasa iyi olurdu. O dudaklarıma bakarken " hadi gidelim " dememle birlikte kendine gelmişti sanki o an dudaklarıma bakıp hipnoz olmuştu bense o maviliklerine dalıp gitmiştim. Kurtulmak istemiyordum ondan. beni acının en dibine vursa da sadece onun maviliklerine bakmak istiyor onun maviliklerinde ölmeyi arzuluyordum. Benim kapımı kapatıp sürücü koltuğuna geçti ve arabayı çalıştırıp hızla sürüyordu. Nereye gittiğimiz hakkında hiçbir fikrim yoktu sadace beni amcamın evine götürmesin diye içimden sürekli geçiriyordum. Bu arada beni götürürken geçtiğimiz yollara da bakıyordum ve burası amcamın evinden uzak bi yerdi. Beni amcamın evine götürmüyosa nereye götürüyodu bu. Ben böyle düşünürken birden araba 3 katlı müstakil bi evin önünde durdu bahçesi çok geniş ve içinde havuzu da bulunuyordu bir de kocaman diyebiliceğim bir çınar ağacı vardı bahçede. Gözlerimi çınar ağacında gezdirirken birden gördüğüm o şeyle gözlerimi kocaman açtım ve ağzımdan " vay be " kelimeleri dökülü verdi. Gördüğüm şek ağaçtan yapılmıs bir ev tam da çınar ağacının içinde duruyordu. Buna sahip olmak için herşeyimi verebilirdim çünkü benim için huzur diye adlandırılacak nadir şeylerden biri de ağaç evlerdir. Bir de deran var huzur eşittir deran diyebilirim onun üstüne başka tanımıyorum kusura bakma ağaç evciğim seninle sonra ilgilenirim. Şuan karşımda deran bana yine o çarpık gülümsemesini atarken ben ayakta zor duruyordum " ne var " diye azarladım onu ama hala o çarpık gülümsemesiyle bana bakıyordu bende " bana öyle gülüp bakarsan sana daha çok aşık olacağım deran " diyivermiştim ama bunu hangi akılla söylüyorsam artık kesinllikle bu ben değildim bu güneş olamaz çünkü güneş zor kız olmayı sever kolay kolay herşeyden ödün vermez ama sarhoş güneş çok farklıydı bir daha bu kadar içmemem gerekiyordu. Ben bunu söyledikten sonra deranın gülümsemesi yüzüne daha çok yayılmıştı. Yine yapıyordu işte bi yolunu bulup beni sinir ediyordu o bana gülümserken " beni niye buraya getirdin deran " demiştim ve o da " burası benim evim" dediğinde benimde ağzımdan küçük bi çığlık kopmuştu " ne ! Sen ciddi misin deran " dediğimde " evet de yoksa sen burayı beğenmedin mi ? " dedi tabiki de evimden sonra beğendiğim ikinci ev deranın evi olurdu mükemmel bir mimarisi vardı ama benim aklım hala çınar ağacındaki tahta evdeydi deran dönüp çınar ağacını göstererek " özellikle orayı beğendim " diyebilmiştim. Neden benim dilim bu kadar dolanıyordu. Ahhh tabi neden olacak o kadar içmenin sonunucu böyle olur GÜNEŞ KARAN. ben kendi kendime konuşurken o çoktan evin kapısına gitmiş orda beni bekliyordu. Bende paytak adımları kapıya doğru atmaya başladım ama sankı adımlarım geri geri gidiyordu bi türlü istediğim yere ulaşamıyordum. Belimde bi el hissedince irkilmeme neden oldu kafamı kaldırıp baktığımda bu tabiki de benim bebek yüzlü deranım dı. Beni belimden kavrayıp kucağına aldı o an sanki saatler dakikalar saniyeler saliseler bütün dürya durmuştu sanki. Deranın kokusunu içime çekerken " kokuna bayılıyorum " demiştim hadi ama sarhoş güneş biraz ağzını tutsan hiç fena olmaz dedim kendi kendime. O da " öyle mi küçük cadı " dedi. Ahh bu bana yine küçük cadı demişti. Ben hem küçük hemde cadı değildim bi kere yani biraz cadı olabilir ama demesi hoşuma gitmiyodu sanki ya da gidiyodu ahh bu deran aklımı alıyo ve sibirya köşelerindemdonsun diye bırakıyor resmen o an ne düşüneceğimi bile bilmiyorum. Birden sırtımı yumuşak bir zemin üzerinde bulunca rahatlayıvermiştim. Burası sanırım onun odasıydı çünkü her taraftan onun kokusu geliyordu duvar rengi koyu lacivert dolaplarıyla uyumluydu bu diğer kalan bütün eşyalar ise siyahtı ve kırmızıydı ahh bu odayı sevmiştim. Ne kadar güzel dizayn vardı bu odanın içinde. Koskocaman siyah bir yatak kırmızı koltuklar siyah bir sehpa kırmızı led ışıklar ahh eve gidince ilk işim sanırım odamı gözden geçirmek olacaktı. Ben odayı incelerken yatağın diğer ucu çökmüştü bunun deran oldugunu anlamıştım. Ona doğru başımı çevirdiğimde üstünde hiçbirşey yoktu altında ise siyah bir şort veya boxer tam ayırt edemiyordum çünkü perdeleri çekmiş odanın biraz daha kararmasını sağlamıştı. Bu tapılası vücudu ilk defa bu kadar net görüyordum. Mükkemeldi karın kasları dilim dilim bana dokun diye bağırıyordu resmen. Ahh o bana bu kadar yakın olamamalıydı sonuçta onu unutucaktım bir şekilde o beni sevmiyordu ve sevmeyecekti unutmak en mantıklısı olur ama unutucağıma emin değilim onu sonuçta o benim 6 yıllık platonik aşkımdı. Ahhh kimi kandırıyorum ben onu unutmak imkansız. O maviliklerini o ipek gibi saçlarını elmacık kemiklerini her zerresini unutmak imkansız. Ben ona bakıp bunları düşünürken o bana sesleniyordu ve ben onu şimdi duyuyordum " tabi böyle kasları görünce dilin tutulur küçük cadı" diyişini duydum ben bu kasları ilk defa görmüyordum ki sürekli dergi okuduğum icin ordaki playboyların kaslarını da görüyordum ama resimlerde tabiki deran şuan gerçek anlamda karşımda ve mükemmel vücudu da gerçekti. Ona dönüp " playboyların kasları seninkilerden daha iyi" diyebilmiştim. Yine kimi kandırıyorum deran mükkemel ötesi kaslara sahipti. O ise benim söylediklerime sadece gülüyordu bu çocuğun bana gülmekten başka bi işi yok mu diye geçirdim içimden ama bunları söylerken çok fena uykum geliyordu. Bende gozlerimi kapatip uykunun beni alıp uzaklara götürmesini bekledim o anda üzerimde bir glöge olustu korkudan gözlerimi ne açıyor ne de kıpırdatıyordum. Deranın nefesini kulağımda hissetmiştim. Ve " o playboylara bakan gözlerini oyarım küçük cadı" demişti yanlış duymuyorum degil mi gerçekten de oydu bunlar söyleyen yani uyuduğumu sanıyordu gerizekalı ahh bu çocuk gerçekten de beni deli ediuyordu gerçekten de beni sevebilir mi ya da sadece benim onu sevdiğim icin aşkımı başkalarına göstermememi sadece kendisine göstermemi mi istiyordu öyleyse bu çocuk tam anlamıyla bencilin teki dedim kendi kendime ve kendimi uykunun kollarına bıraktımSenin sevginden haberdar olmayan bir adam sana ne kadar faydalı olabilir di ki ? Peki ya hiç sevmeyeceğini bilmen sana ne yara sağlardı ? Koskoca bir hiç. Ben bu hiçi bile bile sevmiştim onu. Peki karşılığı KOSKOCA BİR BOŞLUK...
Bol bol
Vote
Ve
Yorum ++++++
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşin Ateşi
Teen Fictionçok güzel bir hayatım vardı en masumundan bir hayat. O annem olacak kadın bizi bırakıp gitmeseydi herşey daha güzel olabilirdi. Ama artık hiçbirşey eskisi gibi güzel, mutlu ve umutlu olmayacaktı.