Sarsıntılar ile gözlerimi açtım- yani açmaya çalıştım- gözlerimin bağlı olduğunu anladığımda korkuyla konuşmaya başladım.
" S-Sunghoon?"
"Uyandın mı?"
Duyduğum ses ile ağlamaya başladım pislik herif ne yapmaya çalışıyordu.
" Ne yapmaya çalışıyorsun, gözlerim neden bağlı ellerim de çöz beni."
" Gideceğimiz yere kadar bekle orda açacağım. Sürpriz bozulmasın."
" Bu bir sürpriz değil sen resmen kaçırıyorsun beni."
" Sen öyle düşünebilirsin. "
" Saçmalıyorsun Sunghoon sen benim arkadaşımsın neden böyle yapıyorsun,anlamıyorum "
" Sana göre bir arkadaş olabilirim ama sen benim için arkadaştan daha fazlasısın."
" Ne!?"
" Şu yolculuk bitsin her şeyi açıklayacağım."
Sessiz kalmıştım. O benden hoşlanıyordu ve beni kaçırıyordu. Bu çok saçma daha bir-iki gündür karşılaştık-mı?
≈
Arabanın durması ile bekledim, ellerimin üzerinden ellerini hissetmiştim.
" Sen akıllı bir kızsın, uslu olmalısın. "
Bunları söylerken bir yandan ellerimde ipleri çözmüştü. Ellerim hemen gözlerime gidince elleri ile ellerimi tutmuş. Kendi açmıştı gözlerimi.
Bir süre ışığa alışmış sonra etraf netleşmişti.
Yüzüme yakın duran yüze doğru konuştum.
" Sunghoo-"
" Shh, şimdi konuşmak yok. Eve girelim bolbol konuşuruz."
Benden uzaklaştığı an kapıyı açıp kaçmak gibi delice fikir geldi aklıma. Ellerim harakete geçince kapının kilitli olduğunu anlayıp çıkan ses ile öylece kalmıştım.
" Sana akıllı kız demiştim, sözümü geri mi almalıyım?"
" Ama ben sevdiğim kıza aptal demem. "
Arabadan inmiş arkasından dolanıp benim kapıma gelmişti. Elindeki anahtar ile kapıyı açmış, anahtarı cebine attıktan sonra uzunca bana bakmış gülümseyip içeriye doğru eğilmişti.
" Şimdi sakince bana itaat etmek zorundasın. Bende en az senin kadar akıllıyım güzel kız."
Kolunu kolma geçirdikten sonra çıkarmıştı arabadan. Dışarıya baktığımda ormanın içinde kocaman bir dağ evinde vardı. Dışarıdan iki katlı olduğu çok açık belliydi. Tamamen ahşap olan evin verandası da vardı.
Sakince yürüyorken yine can korkusuna aklıma başka başka şeyler geliyor. Acaba, kolu çokta sıkı değil gibi kaçmayı denesem mi? Ama heryer ağaç, toprak. Olabilir belki yol bulurum?
Hızlıca kolumu çekmiştim ki sadece denemiştim. Yapacağım şeyi tahmin edebiliyormuş gibi daha da sıkı tutmuştu.
" Sana aptal demem için resmen beni zorluyorsun. "
" Canımın derdindeyim tamam mı? Manyak bir psikopatsın sen. "
" Öldürmek isteyeceğim kişilerin listesinde bile yoksun. Korkmana gerek yok yani. H bu böyle olmayıcak."
Bir anda eğilip beni omuzuna almıştı. Tek görüş açım sırtı ve gelmiş olduğumuz yoldu.
" Yürüye biliyorum bırak beni!"
" Onu biliyorum zaten, rahat durmuyorsun ki!"
Çaresizce iç çekmiştim. Şu anlık kurtulmanın yolu yok gibi görünüyor.
Merdivenlerden çıkmaya başlamıştık. Arkaya baktıkça midem bulanıyordu. Önce ailem öldürüldü, şimdi manyak bana aşık eski sınıf arkadaşım beni kaçırıyor. Neler oluyor bir anda?
Jay nerde ? Beni bulamayınca polislere haber vermiştir. Deliye dönmüştür...
Jay'in benden hoşlandığını biliyorum. Aslında bende ona karşı pek boş değildim, şu zamana kadar her zaman yanımda oldu. Her ne olursa olsun beni asla yargılamadı. Hep beni anladı. Onunla büyüdüm, gençliğimiz hep bir geçti. Ona şuanda o kadar ihtiyacın var ki. Sunghoon'a güvenmiyordu...
Onun sözünü dinlemeliydim, o iyi biri olmadığını hissetmişti. Ne kadar aptal bir kızım sadece desteğe ihtiyacım vardı ve ben daha bir kaç dakikalık aptal eski sınıf arkadaşına güvenmiştim. Yıllardır hoşlandığım çocuk yerine...Bir eliyle kapıyı açmaya çalışırken konuşmuştu.
" Ne o sesin çıkmıyor. Ne düşünüyorsun? Yoksa beni mi?"
" Ne seni düşüncem ya, Jay'i düşünüyorum. Çok yanlış yapıyorsun. Jay çoktan polislere haber vermiştir. Beni kurtarıcak o. Görürsün sen..."
" Bekliyorum güzel kız."
İçeriye girdikten sonra beni yavsca yere indirmişti. Sonra ise kapıyı kilitleyip anahtarı çekmişti.
" Yeni özgürlüğüne hoş geldin. Nasıl güzel ev değil mi? Keyfine bak."
" İnince her şeyi anlatıcam dedin."
" Ahh acele etme, acele işe şeytan karışır. Ben birer içecek getireyim. Sende geç salona otur. Yada istediğin yere sonuçta burası artık bizim evimiz."
Açık konsept bir evdi amerikan tarzı mutfak ve salon birleşikti. O tezgah tarafına ilerleyince bende etrafı inceleyerek koltuklardan birine oturdum. Burda televizyon bile yok, ama her yerde kamera var...
Elindeki iki şişe soda ile boşta kalan yanıma oturmuştu. Şişenin birini bana uzatınca almamıştım. Ya içine bir şey koyduysa. Her şeyi beklerim ben bu saaten sonra...
Elindeki şişeyi önümüzdeki sehpaya koyarken omuz silkmişti. " Sen bilirsin, susuadığını sanmıştım." Evet susamıştım, ama şuanda bunun hiç önemi yoktu.
Tek bilmek istediğim bu olanların açıklamasıydı.
" Ahh peki başlıyorum o zaman. Bu saaten sonra gözünde pislik bir insan olucağım gibi duruyor."
" Sadece anlat, orası bende kalsın."
" Peki seni bilirsin."
" Direkt konuya giricem. Aileni ben öldürdüm."
___________________________________________
Çok uzun zamandır buralarda yoktum. Taslakta olan bölümleri de atmamışım. Onları düzenleyip birini olsun atayım dedim. Yks için başvuru sistemi açıldığından beri içimde çok büyük gerginlik var.
Geçen bir tane &team kitabı yayınlamıştım. Taslakta onu 4 bölüm felan yaptım. Olayları biraz yavaş tavolsa başlattım. O kitabı taslakta olsun bitirip size sunucam umarım.
Nasılsınız bu arada?
Umarım iyisinizdir.
Neyse
Ehem
🥲SEVİLİYORSUNUZ🥲
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Criminal Love/ Sunghoon
Misterio / SuspensoSen bir suçluydun ve ben sana aşık olacak kadar aptal. ©Jakeverything