{Lee Minho}
Bir öğretmen için en zor şey sabahın köründe kalkıp seni asla siklemeyen öğrencilere ders anlatmaktır değil mi?
Bu hafta 24 Kasım öğretmenler günü için çalışmalar olacak. Derslerimin çoğu kaynayacak maalesef ve o konuları yetiştirmeye çalışmanın ne kadar zor olduğunu bir ben bir de öğretmen arkadaşlarım bilir.
Saat 06.00 da uyanıyorum ve hazırlanmaya başlıyorum. Okula mı gidiyorum şafak operasyonuna mı gidiyorum belli değil.
Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkayıp ve dişlerimi fırçaladım ve odama gidip akşamdan seçtiğim takım elbisemi giydim.
Bugün kahvaltıyı okulda yapacaktık. Hepimizin ilk dersinin boş olduğu tek gün bugündü. Bizde herkes bir şeyler getirsin kahvaltı yapalım diye anlaşmıştık.
Dün akşamdan yaptığım poğaçaları saklama kabına özenle yerleştirdim ve poşete koyup kapının yanına bıraktım. Malum unuturuz falan.
Parfümümü de sıkıp kapıya ilerledim. Poğaçaları da unutmadım.
Havalar baya soğumuştu. Üzerime 80 kat giymeme rağmen üşüyordum. Arabanın içi nasıl soğuktur şimdi diye düşünerek arabama doğru ilerledim.
Arabanın içi tam da tahmin ettiğim gibiydi. Hemen ısıtıcıyı açtım ve yola koyuldum. Çalışmak için evime bu kadar uzak bir okulu neden seçtim hiç bilmiyorum. Arabayla yaklaşık 40 dakika falan sürüyor. Eziyet resmen.
Uzun trafikli bir yolun sonunda okula ulaşabilmiştim. Daha zil çalmadığı için çoğu öğrenci bahçedeydi.
"GÜNAYDIN HOCAM!"
"En sevdiğim hocam gelmiş günaydın hocam!"
"GÜNAYDINLAR(TR) HOCAM!"
Bana bahçenin diğer ucundan bağıran öğrencilerime gülümseyerek bağırdım.
"Günaydın günaydın! Bakalım sözlüye girince de en sevdiğiniz hoca olacak mıyım?"
"Ya hocam ya ne sözlüsü şimdi"
"Nerden çıktı hocam ya"
İsyanlarını görmezden gelerek içeriye girdim. Öğretmenler odasında sadece Jisung vardı.
"Günaydınlar Jisung hocam erkenciyiz?"
"Günaydın! Kahvaltıyı kaçırmayayım diye erkenden geldim"
"İyi yapmışsın"
Jisung'un yanında ki koltuğa oturup telefonumla ilgilenmeye başladım. Yaklaşık bi 15 dakika sonra hepimiz toplanmış diğer hocalara ayıp olmasın diye çıkmalarını bekliyorduk.
Öğretmenler zili çaldığında tüm öğretmenler odadan ayrıldı. Bizde masayı kurmaya başladık. Her şeyi fazla fazla yapmıştık diğer öğretmenler teneffüste yesin diye.
Masa tamamen hazır olduğunda adeta bir ziyafet sofrası gibi görünüyordu.
Hemen oturup yemeye başladık. Tabi Hyunjin asla susmuyor ve yaşadığı olayları tek tek anlatıyordu.
"Sabah okula geliyordum bi baktım köşede kavga var! Sonra dikkatli bakınca anladım ki bizim okuldaki öğrenciler!"
"Lan kimmiş?" diye hemen atladı Jisung.
"Şu 12lerden San ve Jake yok mu? Yine birbirlerine girmişler!"
"Belliydi zaten kavga edecekleri benim dersimde de sürekli atışıyorlardı zaten"
"Abi benim dersimde biri Recaizade Mahmut Ekrem'i diğeri Muallim Naci'yi savunuyordu edebi bir kavgaya giriştiler bizde çekirdek aldık izledik"
"Ahaha ya Minho senin derslerin o kadar eğlenceli gözüküyor ki valla katılasım geliyor"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teacher's Fans | minsung
FanfictionEdebiyat öğretmeni Minho ve İngilizce öğretmeni Jisung öğrencilerinin onlara çizdikleri fanartlardan bihaberdi...