Herkeseee merebaa . Ben dün bir duyuru paylaşmıştım. Normalde okuyup oy atılmadığı için sinirliydim . Hikayemin bir çok bölümü 30-40 görüntüleme 4-6 oy . Ama arkadaşlarımın yorumları beni gerçekten güldürmeyi başarttı. Burdan her kesi öpüyom . Normalde bir kaç gün size trip atıp bölüm atmicaktim. Ama oy siniri geçildi . O yüzden size meqa meqa uzun bir bölüm atcem . Iyi okumalar canlarım.
Flasback
Yerden büyùk bir cam parçası aldım ve......
Flasback end
Ve cam parçasını boğazıma dayadım. Ağladığım için başım ağriyordu. Elimse cam yüzünden delik deşik olmuştu. Benim artık ölmekten başka her hangi bir şansım yoktu. Zaten ölmesem jyp beni öldürücek. Başımın ağrısı atmaya devam ediyordu. Ellerim titriyordu. Ne de olsa insanın kendi canına kıyması kolay değil . Her şey buraya kadarmış.
Yapamıyorum .!!! O kadar acizimki intihar bile edemiyorum . Camı elimden yere attım . Kafamın içinde antilerinların bana zorba deyişini duyuyordum . Ayaklarım boşaldı. Kendimi bir anda yerde buldum. Susmuyor, susmuyor bu sesler. Vuruyorum vuruyorum . Susmuyor . Susun ! Susun! .olmuyor........Ynden
Konserden beri hyunjini izliyordum. Iyi olmadığını Chan da anlamıştı. Geldiği gibi odasına çıktı. Normalde ya felixse konserde onunla ilgilenmediği için trip atmalı, ya antilerini sövmeli , ya da kendi için yapılan editleri izleyip bize hava atmalıydı. Diğer konserler böyleydi yani. Mutlu neşeli. Bende odama çıktım . Gerçekten yorulmuştum. Odama gitmemişten önce hyunjine bakmak istedim. Bir birimizi çok sevmesekte insanlar böyle durumlarda kendilerine zarar vere biliyor . Kendimden biliyorum. Odasının kapısının önündeyim şu an . Biraz tereddüt ediyorum aslında . Yani yanlız kalmak ta isteye bilir. Cesaretimi toplayıp kapını tıklattım . Ses yoktu . Daha dogrusu changbin tüm evi ACIKTIM diye inlettiyi için birşey duyamıyordum. Kapı kolunu yavaşca aşağı cevirdim . Kapını biraz araladım . Içeriye baktığımda gördüğüm manzarayla telefonumu hemen cebime koyup odaya daldım . Hyunjin yerde elleriyle kafasına vuruyordu. Kafasından kan süzülmeye başlamıştı. Elleri çizik çizikti ve kan içindeydi. Odanın penceresi paramparçaydı. Her yer çam kırıklarıydı. Bu onun kollarında ve ayaklarında çiziklere sebep olmuştu. Gerçekten onu böyle görmek içimi acıtıyordu. Hyunğin beni fark ettiğinde ellerini ağzıma götürüp ağlamasını durdurmaya çalıştı , amma başaramadı. Ona yaklaşıp yardım etmek istedim . Ama bağırmağa başladı.
Hyunjin: GELME ! GELME !gelme! Lütfen uzak dur ! Yaklaşma bana
Birine bağırmağa kıyamayan birine zorba diyorlar. Gerçektenmi? Bu kadarmı körler. Tabikide onu dinlemeyecektim. Onu bu halde bırakamam ne de olsa . Hala yaklaştığımı gördüğümde bağırmaya başladı. Ben ise hem onu korkutmamak için hem de ayağımdakı çorapın beni bu cam parçalarından korumayacağını bildiğim için yavaş -yavaş ilerliyordum . Ama o bir anda eline büyük bir cam parçası aldı. Boğazına dayadı. Gerçekten bunu yapa bilirmiydi? Kendine bir kaç deyersiz insan yüzünden zarar vere bilirmiydi. Gerçi verceği kadar zarar vermişti . Perişan haldeydi . Hem ruhsal hem de vicutsal açıdan .
Hyunjin: gelirsen öldürürüm ! Hem kendimi hem seni!
Bu sefer ciddiydi . Diğer üyeler kapının ağzına çoktan toplaşmıştı . Hepsinin yüz ifadesi şaşkın ve korkmuş gibiydi. Felixsin gözleri dolmuştu. Durduğum yerde kaldım . Ya gerçekten bana ve kendine zarar veeirse . Bunu yapa bilirmiydi? Ayağımın kanadığını ve acısını. Yeni yeni hiss etmeye başlamıştım . Bir yerde durduğum için cam parçalarının çorabımı delip ayağımı kestiğini hiss etmek zor değildi. Peki ya Hyunjin? Onun hiss ettiği acı ? Insanlar gerçekten bunu mu istiyorlar? Ölmesini mi? Hayır hayır buna izin veremem ki. Göz yumam ki . Sonra zaten ben de vicdan azabında ölürüm . Hyunjinin ağlaması şiddetlenmişti. Arkama dönüp üyelerin hallerine baktım . Çoğusu ağlamaya başlamıştı. Cesaretimi toplayıp bir adım daha attım . Bu canımın daha çok yanmasına neden oluyordu. Hyunjin geldiğimi görüp bağırmaya başladı.
Hyunjin: Gelme ! Gelme !Gelme! Bak hem seni hem kendimi öldürürüm dedim !
Bu sefer sesinde sinirden daha çok korku vardı. Ölmek istemiyor gibiydi. Ama dayanamıyordu. Kafamdakı düşünceleri bir kenara bırakıp konuşmaya başladım . Onun aksine kesin ve sinirli bir ses tonuyla konuşmaya çalışacaktım . Üzüntümü ve korkumu belli edersen işim daha zor olur.
tamam , tamam sakin . "Deyip bir adım daha attım . Aramızda 3-4 adım kalmıştı. Ama cam parçaları burada daha çoktu. Canım yanıyordu.
" G..GELME DEDIM S...SANA , ÖLDÜRÜRÜM DEDIM ! G...GELME!"sesi titriyordu kelimere ağzından zorla çîkıyordu
"Doğrumu söylüyorlar o zaman?" Dedim sakin kalmaya çalışarak
"Ne ? " Dedi cam parçasını sıkıp eline daha çok zarar verirken hyunjin.
"Kendine ve etraftakılara zarar verenler zorbadır" dedim . Ateşle oynuyordum . Bu anu sakinleştimek yetine daha da sinirlendire bilirdi .
"B...ben z...zorba mı..yım? " Diye sordu daha çok ağlamaya başlarken .
"Zorba mısın? " Diye sordum .
Ağlaması şiddetlendi . Elleri titremeye başladı . Bu tek şansım ola bilir. Içimden üçe kadar sayıp hyunjine doğre hızlı ama emin adımlarla ilerlemeye başladım . Ben ilk addımı atmamla cam elinden kayıp düştü . Eliyle yeniden kafasına vurmaya başladı. Vururken "hayır,hayır " diye sayıklıyordu. Hızlı davrandım . Iki addım daha atıp yere onun hizasına çömeldim. Ellerini tuttum. Ellerini tutmamla birlikte dolu ve kıpkırmızı gözleri benim gözlerimle buluştu. Çok masum bakıyordu. Bakışlarından yapmadıkları için pişman olduğu anlaşılıyordu . O zorbalık yapmamıştı ama pişmandı, kimsenin canını yakmamıştı ama pişmandı. Ellerini çok yavaş tutmuştum . Sadece benim duya bileceğim bir şekilde sordu . " B..ben z...zorbamıyım?" . Gözleri ümitsiz bakıyordu . Sanki evet zorbasın deyip onu tersleyecekmişim gibi. Bende sadece onun duyabileceği bir formada " hayır, tabikide hayır". Hafif bir şekilde tuttuğum ellerini benden kurtardı. Kana boyanmış yüzünü omuzuma yaslayıp bana sarıldı. Sakin bir şekilde yine ağlamaya başladı. Bunu beklemediğim için bir an duraksadım . Sonra ona karşı hiss ettiğim tüm kötü duyquları bir kenera bıraktım ve sevgiyle ona sarıldım. Canım acıyordu . Ayaklarım ve dizlerimi cam çizmişti. Şimdi acısını daha keskin hiss ediyordum . Hyunjinin yüzünün kanı üstüme bulaşıyor göz yaşları ise açık kollarımı ıslatıyordu. Hyunjinin sakinleştiğini gören üyeler şoku atlatıp yanımıza geldiler. Felix hemen hyunjinin yüzünü iki eli arasına aldı.
" Neden yaptın bunu kendine?" Diye sordu . Sesi kızqın ve üzgün çıkıyordu. Gözünden akan yaşları silip hyunjine sarıldı. Hyunjinde ona sarılıp " özür dilerim" dedi . Hala ağlıyordu. Bangchan süpürge getirip hyunjinin yanına gele bimek için cam parçalarını yoldan çekdi. Minho ise felixsi o da yaralanmasın diye uzaklaştırdı. Bangchan ve minho hyunjine yardım edip aşağı indirdiler. Felix ve jeongin hemen onların peşinden gitti. Ben onları izlediğimi fark edip haraketlendim ve ayağa kalkmaya çalıştım. Hyunjinin yatağından destek aldım ve sonunda ayağa kalktım. Seungmin , Lia ve changbin sonunda şoktan uyanıp hemen yanıma geldiler. Liaya tutunup ayakta kalmaya çalıştım .
Lia: iyimisin meleğim?
Yn: evet ben iyiyim . Ama hyunjin.
Ayakta durmakta zorluk çekiyordum. Lia koluma girecekti ki. Buna gerek olmadan Changbin bir elini belime diyerini ise bacaklarıma doladı ve beni bir çırpıda kucağına aldı. Direnmedim çünki ayakta duramayacağımı biliyordum.
Changbin: lia hadi sen su ve bez getir aşağıya . Su ılık olsun. Seungmin sen de ilk yardım çantasını getir.
Lia/seungmin: "tamam "deyip hemen gittiler.
Changbin: teşekkürler yn . Çok teşekkürler
Yn: teşekkür edilecek birşey yok ama yinede sağol
Dedim sakin bir şekilde . Bu kısa sohbet sonrasında biz salondaydık. Changbin beni koltuğa hızlı ama yumşak bir şekilde koltuğa oturttu. Hyunjinin gözlerinden hala yaşlar süzülüyor, yüzündeki kurumuş kanlara karışıp beyaz gömleğini pembe renke boyuyordu. Lia ve seungmin geldi . Hemen felix beyaz bezi suda islatıp hyunjinin yüzünü ellerini ayaklarını kurumuş kanlardan temizlemeye başladı. Liaysa benim ayaklarımı ve dizlerimi temizlemeye başladı. Chan cam parçalarını derimizden çıkarması için bir doktor çağırmıştı. On dakika olmadan doktor geldi. Cımbız gibi bir şeyle önce benim ayağımın altındakı camları cıkarmaya başladı. Büyük bir parçanı çıkarınca ağzımdan küçük bir inleme çıkardım . Camlar derimden çıkarıldıkca kan yere serilmiş beyaz beze damlıyor,onu da kırmızıya boyuyordu. Hyunjin sesimi duyunca bana döndü.
Hyunjin : özür dilerim " dedi sakin ve üzgün bir sesle
Yn: neden?" Diye soru sordum cevabını bildiğim halde
Hyunjin: benim yüzümden bu haldesin" pişman bir şekilde
Yn: seninle hiç bir ilgisi yok .
Hyunjin: acıyormu?
Yn:seninki kadar değil
Bundan sonra sessizlik aldı etrafı. Sessizliği boran doktor oldu.
Dr: yn hanım bir kaç gün ayağınızın üzerine basmayın. Diz kapaklarınızda çok sorun yok ama yinede dikkat edin
Dedi ve hyunjinin ellerindeki ayaklarındakı cam parçalarını cıkarmaya başladı. Canı yandığı yüzünden belliydi.Hyunjinden
Ağlamak istiyorum . Duyqularım çok karışık . Az önce nefret ettiğim kız hayatımı kurtardı, benim yüzümden yaralandı ve onun omuzunda ağladım . Canı yanıyor. Benim yüzümden . Bu zorba olduğumu kanıtlamıyor mu? Gözlerimin yeniden dolmaya başladığından emindim.
Yn: hyunjin birşey mi oldu?
Hyunjin: hayır
Yn: gözlerin neden doluyor peki " dedi bana endişeli bakan gözlerle bakarken.
Hyunjin: benim yüzümden canın yanıyor . Bu zorba olduğumu kanıtlıyor.
Yn: tabikide hayır . Neden böyle düşünüyorsun? Hepsi antilerin suçu . Hem ..... Hem benim canım acımıyor ki
Dr: hyunjin beyin başı şişmesin diye buz koyun . Ellerindeki ve ayaklarındakı sarqıyıysa iki güne çıkarın . Yürüye bilir lakin ağır bir şey kaldırmasın . Ve bu kremleri alıp her ikisinin çiziklerine sürün
Chan: tamam efendim .
Dr: bude hyunjin bey piskoloğa gitse iyi olur.
Hyunjin: piskolok mu ,asla
Dr: iyliğiniz için.
Hyunjin: asla ded..
Chan: hyunjin sus
Yn: deliler pikoloğa gider. Hyunjin deli değil . Sadece hata yaptı.
Chan : yn sen karışma
Dr : ben gideyim
Jeongin: ben sizi geçireyim .Ynden
Chan: size gidice-
Hyunjin /yn /seungmin : sus chan. Hayır.
Chan: ama...
Hyunjin: ya benim hayatım benim karararım .
Chan: tamam ya tamam
Yarım saattir piskoloq kavqası ediyorduk. Seungmin ve lia gitmemesini istiyordu. Han ve jeongin sadece bizi izliyordu. Diyerleriyse gitsin diyordu. Birden kapı çaldı.
Han: ben bakarım
Han : b..buyrun e...efendim.
Hepimiz kim olduğunu anlamıştık. Hyunjinin gözleri yeniden dolmaya başladı.
Jyp: merehaba ( sakin bir ses tonuyla)
Chan: merheba efendim
Jyp hyunjinin yanına gitti ve oturdu. Hyunjinin korktuğu gözlerinden belliydi.
Jyp: hyunjin...
Hyunjin: e..evet efendim
Jyp: neden yaptın?
Hyunjin: b..b...ben
Yn: efendim size kahve getiriyimmi ?
Jyp: yn sözü döndürme
Yn: benim solom ne zaman çikacak?
Jyp: YNN
yn: tamam
Jyp: hyunjin?
Hyunjin: özür dilerim .
Jyp: bu defa aff ediyorum . Hem zaten birşeyler yapıp sizi yeniden gündeme getirleliydim.
Jypnin bu sözünden sonra hyunjinin gözlerinin parladığını göre biliyordum.
Jyp: ben herşeyi yarın sabah duyurucam . Siz yarın akşamüstü yayın açarsınız.
Chan: tamam
Jyp : ben gidiyorum . Size de bir hafta tatil .
Changbin/ han: oleeeeeey
Jeongin: ben sizi geçiriyimBu kadar . 1560 kelime . Iyi okumalar. bb aşklarım .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Easy ~Skz And New Member~
FanfictionYüzde gülümsemek yetermi mutluluğa? Tabikide hayır O zaman aldanmayalım o sahte gülümsemelere.