Her şey sarpa sarmıştı ve hiç kimse fark etmiyordu, hayat sıkıcıydı neden yaşıyordum ki? Başı boş şekilde ormanda takılıyordum, şuan hayatı sorgularken diğer yandan etrafı kontrol ediyordum. Dolunay ortaya çıktığında bana yetecek bir hayvan avlayacak ve bu şekilde bir hafta da olsa geçinecektim, burnuma gelen buram buram kan kokusuyla mayışırken kokuya doğru ilerlemiştim. Kısa sürede kokuya vardığımda gördüğüm şeyle çalılığın arkasına saklanmıştım içimden 'işte benim avım.' diye geçirip sessiz ve sakin adımlarla yerimi değiştirmiştim, dolunay kısa sürede olsa bekleyecek hemen ardından direkt olarak saldırıp biraz kanını içecektim. Bu plan işe yarardı koku iyice boğucu gelmeye başlarken diğer yandan rüzgar da esmeye başlamıştı ve iyice ağırlaşmıştı koku, sikeyim şimdiden bile tatlı geliyordu ve kanının tadını hissetmek isterken dişlerim kaşınıyordu. Dolunay ortaya çıkarken yabancı da olduğu yerde duruyordu, aptal mıydı? Neden öylece duruyordu o? Bu beni ilgilendirmezken hızlı ve sessiz bir koşma sergileyip arkasında belirmiştim. Bir an doğrulunca benden daha iri yarı olmasıyla tekrar içimden küfür ettim, boyum ona yetişmeye bilirdi ama sırtına zıplayıp sertçe yere kapaklanmamızı sağlamıştım benim üstüme düşerken sırtıma batan ufak çalı acı veriyordu şuan bedenime içimden küfür yağdırırken üstümdeki yabancı karnıma koluyla vurmasıyla öylece kala kalmıştım.
"Siktir amına koyayım, ne yaptığını zannediyorsun?" bana öylece bakarken koyu gözleri yutkunma sebep olmuştu eğer ben Safkan Jungkook isem bana yaptığını ödetir ve onu hırpalardım, bana bunu yapamazdı. Yerimden doğrulduğum gibi atikçe ona saldırmaya çalıştım, bir an arkamda belirince ufak çaplı şok yaşamıştım benden daha hızlı olması ve ışınlanması sinirimi bozmuştu. Büyücü müydü? Hayır hayır bu büyücü değildi, hızlıca ona yaklaşıp karnına güçlü bir yumruk atıp yerle bir ederken üstünlük taslar şekilde sırıtmıştım ona yaklaşıp başındaki şapkayı çıkarmış ve koyu mavi gözlerine bakıp sırıtırken yavaşça kulağına yaklaşmış aynı zamanda onu yarı baygın yapacak gücümü kullanmayı eksik etmiyordum, "Merak etme canını yakmayacağım." karşımdaki yabancının kanının kokusu ile ağzım sulanırken dişlerim uzamıştı. Elini tutup yavaşça ağzıma götürürken bileğine dişlerimi geçirmiştim, kanının tadı şimdiden damağıma gelirken bu tatlı tad şimdiden beni etkilemişti.
Kanını içerken resmen kendimden geçecektim, karşımdaki yabancı ise kendinden geçmiş sessiz sessiz mırıltılar çıkarıyordu. Boğazımdaki leziz kan tadıyla birlikte yutkunurken kendimi dizginlemek zorunda kalmıştım, yavaşça doğrulup dişlerim geri yerine sinerken normal haline dönmüştü. Onun bu hali hoşuma giderken yavaşça gözlerimi ona dikmiş ve çenesini tutup bana bakmıştım "Gözlerimim içine bak." Gözlerime baygınca bakarken bu duruma sırıtmıştım "Yaşanılan her olayı ve her şeyi unutacaksın, aslında bunlar olmadı burada sadece işini yaparken bir anda başına bir şey düştü baygınlık geçirdin. Bileğini ise zehirsiz bir yılan ısırdı ve uyandığında bunu hatırlayacaksın." dediğimle birlikte anında başını sallayıp uykuya dalarken ben de oradan kaçmıştım hızlıca, ormanın çıkışına geldiğimde adımlarım yavaşlarken ellerimi ceplerime atmış ve şarkı mırıldanarak evime doğru gitmeye başladım. Evim ormana yakın olan iki katlı küçük bir evdi bu yüzden de bu bana rahat geliyordu, bodrum katı evimden neredeyse daha büyüktü ve burayı dizayn etmek o kadar kolay değildi evimi kahverengi ve siyah tonları hakim iken odam sadece siyahtı resmen benim gibi. Evime geldiğimde ilk işim kendimi koltuğa atmak olmuştu, kan içtiğim için kendimi bulutların üstünde ve aşırı rahat hissediyordum. Eğer o yabancıyı az daha bırakmasaydım şuan kanının tadı yüzünden ereksiyon geçirmiş olabilirdim ama öyle bir sorunum olmadı, hem bu gece ve diğer haftalarda rahat rahat uyuyabilirdim yavaşça üst kata odama çıkmıştım. Odama girdiğimde kendi kokuma tekrar aşık olmuştum, üstümdeki fazlalıklardan kurtulup banyoya girmiştim. Duşakabinin kapısını açıp içeri girerken ardımdan kapatıp direkt olarak suyu açıp hafif soğuk su ile duşumu hızlıca alıp fazla beklemeden kısa sürede çıkmıştım, üstüme pijamalarımı giymiş, saçlarımı kurutmuş ve yüzüme bakım yapıp hızlıca kendimi yatağıma atarak çok kısa sürede uykuya dalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paint The Town Red
Fanfictionİş adamı olan Delta Taehyung ve onu maceraların dolu olduğu Safkan vampir Jungkook "Her şey için hazır ol küçüğüm, seni mahvedeceğim." "Lütfen beni mahvet."