JUNGKOOK 'TAN;
Hyung kapıdan bana bakıyordu farkettim, tam kafamı kaldırıp yanıma gelmesini söyleyecektim ki bir anda hızla uzaklaşmaya başladı. Koşmadım çünkü nereye gideceğini çok iyi biliyordum. Ama öğle arası bitmeden de baksam iyi olacaktı. Arka tarafa vardığımda Hyungumun sinirle yeniden binaya doğru yürüyodu. Cidden sınırlı gibiydi beni farketmemişti ve ağzının içinde birşeyler geveliyordu. Arka tarafa tamamen baktığımda düşünceli bir şekilde duran jimini gördüm. Bu işte bir şey var gibiydi ama bunu en iyi ben biliyorum ki sorgulamamalıydım. Zilin çalmasına zaten 10 dakikadan az kaldığı için binaya girdim.
YOONGİ ' DEN;
Şu an Park Jimin meselesini düşünmemeliydim. Kafam fazlasıyla dağınık şuan sadece oturup boş durmalıyım. Zihnindeki savaşı durdurmam lazım. Sınıfa geçip sırama oturdum. Aklıma sınavlar geldi. Oturup çalışmam lazımdı. Böylece kafamıda dağıtırım diye düşünüm. Kitabı açtım ve çalışmaya başladım lanet olsun okul açıldığından beri ders çalışmamış ve dersi dinlememiştim. Hapı yuttum. Galiba artık cidden çalışmam lazımdı. Konulara biraz okumaya başladım ama tamamen bana ters şeyler, anlamadım********************
Dersler bitmişdi. Kook'u yine bekliyordum. Banka oturup kulaklığımı taktım. Biri beni dürttü. Kafamı kaldırdığımda Kook bana gülümseyerek bakıyordu.
- Hyung hadi gidelim.
Tam ayağa kalktığımda Kook'un arkasındaki Jimini gördüm ve
- Jimin'in bizimle ne işi var?
- Sınavlardan dolayı Hyung. Bize gelecek ders çalışacaz.
- Beni rahatsız etmeyin.
- Tamam Hyung.
Dedi ve ben önde Kook ve ucube arkamda yürümeye başladık. Eve vardığınızda annem ve babam evde yoktu. Birden durdum ve Kook'la Jimin bana çarptı.
- Sorun ne Hyung?
- Annem ve babam yok mu?
- Ha! Sana dmeeyi unuttum. Onlar iki günlüğüne Busana gitti.
- Tamam, anladım . Ben odamdayım , rahatsız etmeyin .
- Tamam Hyung.
Odama geçtim, yatağıma uzanıp biraz tavanı izledim . Benimde sınavlara çalışmaya başlamam lazımdı. Telefonuma mesaj geldi. Baktığımda Kooktu.
- Bu velet aynı evdeyken neden mesaj atıyor ki?Kook:
Hyung kitabımı geçen gün senin masanda unutmuşum alabilir miyim?
Yoongi:
Kook aynı evdeyiz aptal yanıma gelip alabilirsin.
Kook:
Ne bileyim? Belki meşgulsündür diye rahatsız etmek istemedim.Yoongi:
Anladım, kitabı al.Telefonu kapattım ve kitaba bakmaya devam ettim. Kook hâlâ kitabı almaya gelmedi. Aptal mıydı? Yoksa aptal gibi mi davranıyordu? Daha duşa girmem lazım. Duşa girmeye karar verdim. Gelirse zaten kitabının yerini biliyor.
JİMİNDEN ;
- Ee... Ne dedi Jungkook? Kitabı alabilir misin?
- Gel al dedi.
- Ne duruyorsun
- Şuan pek ihtiyacımız yok olduğu zaman gidip alırız .
- Tamam .
40 Dk Sonra;
- Jimin kitabı sen getir, bende o sırada bir lavoboya gideyim.
- Tamam Jungkook.
Yoonginin odası Jungkook'unkinin hemen yaninda olduğu için gitmem uzun sürmedi. Odaya girdiğimde karşımda saçları ıslak bir elindeki havlu ile saçlarını kurulayan diğer eliylede belindeki havluyu tutan bir Yoongi gördüm . Vücudundan su damlıyordu.
Vüvudu oldukça yapılıydı ve ne kadar kıyafetlerinden belli olmasa da kasları vardı. Ama koli neden morlukla doluydu?
- Hey! Ucube neden beni dikizliyorsun? Odamda ne işin var ?
Haklıydı neden bilmiyorum ama oldukça sexy bir vücudu vardı ve bu beni salak gibi etkiledi. Sen kimsin Min Yoongi? Nasıl bir adamsında beni böyle bu hale getiriyorsun?- Hey! Park Jimin cevap!
- Ha ! Ha şey kitabı almaya geldim.
- Masanın üzerinde al ve git. Kapı çalmayı bilmiyorsun galiba kapıyı çal!
- Tamam yaparım .Masadan kitabı alıp hemen odadan çıktım. Yanaklarım kızarmıştı. Kalbim çarpıyordu. Artık kendime gelmem lazım . Jungkook 'un odasına geri girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEAD MİND /YOONMİN
Fanfiction"Ölüm ve yaşam arasında ki ince köprüde ben boşlukta kaldım anlıyor musun Park Jimin! Uzak dur" 26/11/2023 (Başlangıç)