Yoon'u ittirdim ve yataktan kalktım. Uykulu gibiydi gözleri kızarmış ama aynı zamanda sarhoş haliyle olanları anlamaya çalışıyordu.
Neden içmişti ? Asıl merak ettiğim buydu. Şuan bilinci yerinde olmadığı için yaptıklarım onun için anlamsız olacaktı, omzunu açtım ve morlukları gördüm . Dehşet vericiydi ... Tişörtünü de kaldırdım ve belindeki izleri gördüm, sana noldu Yoongi? Bu yüzden mi bu kadar soğuksun ? Bu yüzden mi mesafelisin? Yoksa cidden benden hoşlanmıyor musun?..
Yoongi bir anda elimi ittirdi ve kalkıp kapıya gitti . Arkasından kalktım, napacağını veya nereye gidecek ya da gitmekteki amacı ne bilmiyordum ama nolursa olsun arkasından gidecektim. Kapıyı açtı ve merdivenden aşağı inmeye başladı hemen arkasından ben de aşağı indim. Koltukların birinin başına geçip oturdu. Yanına oturdum ve bekledim ama sadece boş gözlerle etrafa bakıyordu . Birden iç çekme sesi geldi yanıma baktım . Ağlıyor muydu? Bu buz adam cidden ağlıyor muydu? Napmam gerektiğini bilmiyorum ama sevdiğim adamın vücudu ve ruhu berbat haldeydi ona destek çıkmalıydım. Ne kadar hatırlamayacak olsa da ...
Yon'un kafasını kendi omuzuma yasladım ve ellerini tutup ovuşturmaya başladım.
- Canım çok yanıyor , hem de çok .
- Farkındayım Yon. Eğer izin verirsen yaralarını sarmaya çalışırım ama beni sevmediğin aşikâr...
- Korkuyorum ve güçsüzüm, kimse anlamıyor. Ben bile kim olduğumu bilmiyorum.Dediklerimi anlamadığı belliydi çünkü verdiğim cevaptan alakasız bir şeyler anlatıyordu .
- Ayrıca üşüyorum. Hem de çok . Zihninin bir köşesinde kayboldum. Kendimi kontrol edemiyorum. Daha Jungkook' u bile koruyamıyorum.
- Sakin ol Yoongi. Sen iyi bir insansın.
Kafasını omuzuma iyice gömdü ve homurdanmaya başladı . Sanırım uyuyordu. Seni seviyorum Min Yoongi, ne kadar bunun imkansız bir aşk olduğunu bilsemde . Yoon'u orada bıraktım ve geri yukarıya çıktım . Eğer sabah bu halde uyanırsak çok fena bağırırdı.YOONGİ'DEN:
Kafam deli gibi zonkluyordu. Üzerimde bir battaniye vardı . Homurdanarak kalktım ve duvardaki saate baktım , saat sabah 4' e geliyordu . Yerimden kalktım ve odaya geri döndüm. Jungkook ve Jimin uyuyordu. Yatağa geçtim ve tavanı izlemeye başladım . Çok kötü alkol kokuyordum . Normalde bu kadar içmezdim ama dün çok fazla içmiş gibiydim . Jungkook uyandığında konumu alırsa başımda dırdır eder. Kalktım ve duşa girdim.
Sıcak suyu açtım ve yere oturdum. Çok yorgun hissediyordum. Gözlerimi açmakta da hâlâ zorlanıyordum. Ayağa kalkıp saçımı şampuanladım ve duş alamaya devam ettim.
Duştan çıkıp mutfağa girdim ve kahvaltı hazırlamaya başladım . Merdiven de bir ses işittim baktığımda elleri ile gözlerini ovuşturarak Jimin aşağı iniyordu. Onu biraz süzdüm sonra işime devam ettim. Jimin yanıma gelip durdu ve bir şey demeden hazırladıklarımı sofraya taşımaya başladı . Sonra Jungkook'u uyandıracağını söyleyip yukarı çıktı . Birkaç dakika sonra ikisi birden aşağı indi. Masaya oturup yemeye başladık ama Jungkook sürekli olarak bir bana bir de jimine bakıyordu . Jungkook' a ters bir şekilde baktıktan sonra kafasını eğdi ve yemeye devam etti. Yemeği bitirdikten sonra ayağa kalktım.
- Ben biraz bahçedeyim , siz burayı toplarsınız .
- Tamam hyung .
Kalktım ve bahçeye geçtim , çimenlerin üzerine uzandım ve gözlerimi kapattım. Yanımda bir ses işittim ama gözlerimi açmadım gelen yan tarafa oturmuştu . Tam gözlerimi açacaktım ki duyduğum şeyle şok oldum . Yanıma gelen Jimindi ama dedikleri daha ilginçti.- Seni seviyorum Yon. Bunu demenin başka bir yolu yok, yüzüne karşı diyecek cesaretim yok . Biliyorum bu yanlış ikimizde erkeğiz ama yinede kendime ve duygularıma hakim olamıyorum. Bunları ancak sen uyurken diye biliyorum çünkü demezsem içimde çok büyük bir yük oluyor Yon. Eğer başka bir hayatta başka bir bedende olsam beni sever miydin her gün bunu düşünüyorum . Ama benden nefret ediyorsun Yon.
- Doğru tahmin.
Dedim gözlerimi açmadan ve istifimi bozmadan . Bir anda korkulu olduğu belli bir şekilde hızlıca ayağa kalktığını hissettim .- Sen uyumuyor muydun?
Gözlerimi açtım ve kafamı ona doğru çevirdim .- Cevap verdiğime göre? Her zaman bu kadar aptal mıydın?
- Hayır . Yani şaşırdım. Her şeyi duydun demi?
- Yani
- O zaman biliyorsun
- Neyi , beni sevme saçmalığını mı? Aklından çıkar Jımın bunu ve evet doğru tahmin , bırak seni sevmeyi senden hoşlanmıyorum bile.Jiminin gözleri dolmuş gibiydi .
- Yine de bir düşünsen?
Ayağa kalktım ve odama doğru gittim . Yatağa uzandım ve Jiminin dediklerini düşünmeye başladım . Gerçekten seviyor muydu ki ? Kook bir anda odaya girdi ve bu sabahki üzerimde bulduğum battaniyeyi getirdi sandalyeye koyup yandan bakış attı.
- Ne var?
- Biliyorum
- Neyi?
- Yine içtiğini
- Sen nasıl biliyorsun ?
- Jimin dedi.
- Jimin nereden biliyor ki?
- Dün odaya o halde girip aşağı inmişsin o da peşinden gelmiş ağlıyormuşsun seni sakinleştirip uyutmuş ve üzerine battaniye örtüp yukarı çıkmış çünkü rahatsız olmanı istememiş.Dedi ve sinirle odamdan çıktı . Benimle Jimin mi ilgilenmişti? Ne düşünmem ve napmam gerekiyordu bilmiyorum. Jimin beni seviyordu belli ama ben ona zarar verirdim asla biz olamazdık. Tamam şuan gerçekten biraz mutlu oldum çünkü ilk defa biri Jungkook haricinde benimle bu kadar fazla ilgilenmişti ve beni bu embesi halime rağmen hiç bırakmayıp daima yanında kalmıştı . Aslında baştan beri bu çocuk ruhlu adamı değerlendirdiğimde biraz tatlı olduğunu fark ettim . Şirin bir yüzü vardı aslında . Kendimi ona aşık olmaya zorlasam olabilir mıydım emin değilim ama beni her haliyle kabul edebilecek ve beni her daim sevecek bir insandı. Biraz kestirmeye karar veridim , uyanınca Jimine deneyebileceğimi söyleyecektim.
*****************************
Her yerim uyuşmuştu kalktım ve aşağı indim ama ne Jimin ne de kook evde yoktu . Geri odama döndüm ve telefona baktım 17 tane cevapsız arama vardı ve hepsi Kooktandı. Geri aradım . Telefonu açtı;
- Hey Kook neredesin ? Jiminde yok ona bir şey söylemem gerek .
- Kes sesini ona ne dedin?! Ne dedinde kendine bunu yaptı ha?
- Neyden bahsediyorsun?
- Senin yüzünden hyung ona ne dedinki ağlayarak evden çıktı ve intihar etti!
- Ne diyorsun Kook? Ne ?!
Sesim gidiyordu birden bir ağırlık çöktü.- Öldü hyung, senin yüzünden .
Dedi ve telefonu kapattı . Beni bu kadar çok mu seviyordu? Ne anlamı vardı Jimin benim yüzümden öldü. İğrenç bir insanım onu ölü zihninin bir köşesine koyamazdım . Ah sıçayım şimdi mı fark ettim ben Jimini seviyordum. Ağlamaya hakkım yoktu. Onun olmadığı bir dünya anlamsız gelecekti artık .
**************************
Aradan 2 gün geçti . O gitti , tamamen . Melek çocuk Jimin yoktu. Okul her zamankinden soğuk geliyordu . Kook' u beklemeden okuldan çıktım ve nehir kıyısına geldim. Jiminin dediği gibi başka bir hayatta ve başka bir evrende yeniden birlikte olabilecek mıydık?Tanrı onu bana geri verir miydi ki ? Denemekten zara gelmezdi. Kendimi bıraktım .
~SON~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEAD MİND /YOONMİN
Fanfiction"Ölüm ve yaşam arasında ki ince köprüde ben boşlukta kaldım anlıyor musun Park Jimin! Uzak dur" 26/11/2023 (Başlangıç)