KELEPÇE

-11-

Slm, bölüm biraz geç oldu kusura bakmayınn. Keyifli okumalarrr...

Oy verip, yorum atmayı unutmayalım...

Medya: Nisa

Barın'dan;

Gaye uyandığında bana korku ile bakan mavi gözlerini iki üç kez kırpıştırdı.

Kendine geldikten sonra telaşla oturduğu yerden kalktı. "Ne oldu bana Barın!" diye sordu.

"Sakin ol, kabus gördün ve beni aradın, yanına geldiğimde kendinde değildin, yaklaşık 45 dakikadır uyuyorsun."

"Ben anlattım peki sana?"diye sordu. "Hayır" dedim

Keşke anlatmış olsaydın da seni bu hale getiren şeyi öğrenebilseydim.

Gaye bir süre sonra olduğu yere tekrar yattı ve duvarı izlemeye başladı, yaklaşık 15 dk sonra ise maviliklerini kapatmış, uyuyordu.

Ne olursa olsun, bu kızın canını kimin yaktığını öğrenecektim.

Gaye'den;

Sabah uyandığımda bir an nerede olduğuma şaşırdım ve uyku sersemliği ile kendime gelmeyi bekledim.

Şuan niye salondaydım, bi dk kabus, telefon, bayılma, Barın, ah hayır bunu yapmamış olayım lütfen.

Bunlar olduysa peki şuan Barın nerdeydi?

Bu sorumun cevabını mutfaktan gelen sesler cevapladı, hızlıca ayağa kalktım ve koşar adımlarla mutfağa gittiğim de gördüğüm şey beni şoka sokmuştu.

Barın harika bir kahvaltı sofrası hazırlamış ve çay katıyordu. Çayları kattıktan sonra bana döndü ve "Uyandınız mı prenses hazretleri!"dedi. Prenses hazretleri mi? Neyse sarı yellozdan daha iyi olduğu kesindi.

"Barın napıyosun?"dedim.
"Bale yapıyorum, gel beraber yapalım." diyerek işi şakaya vurdu beyefendi.

Aklı sıra dalga geçiyordu. "Barın dalga geçme yaa, bana kahvaltı hazırlamana gerek yoktu." dedim.

"Sana hazırladığımı kim söyledi, bize hazırladım ayrıca kahvaltı değil, öğle yemeği desek daha doğru olur saat 12.23" dedi Barın.

Tam cevap vermek için ağzımı açmıştımki laflarımı geri tıktı ve "Ha bide Nisa aradı seni"dedi.

Heyecanla telefonuma koştum ve Nisa'yı görüntülü arayıp masaya sabitledim. Bu açıdan Barın'da gözüküyordu ama şuan önemsemedim.

Nisa telefonu açtığında tabiki ekrana da Çağrı'da gözüküyordu. Hepimizin kısa bakışmalarının ardından Nisa sessizliği bozdu ve konuşmaya başladı.

Nisa'dan;

"Gaye iyi misin?" dedim. İkisini bir arada görmeyi beklemiyordum çünkü ben ona önemli birşey olduğunda Barın'ı çağır demiştim ve bunu zorla kabul ettirmişken, Gaye ve Barın'ı bizim evde bir kahvaltı sofrasında kahvaltı yaparken görmeyi hiç beklemiyordum.

"İyiyim Nisa sadece, kabus" dedi. Anlamam gereken şeyi anladım ve "Şuan iyisin değil mi?" diyerek sorumu tekrarladım. "Gerçekten iyiyim sakin ol Nisa." diye cevap verdi.

O sırada konuşmaya atlayan Barın "Ben yanındayken ve mükemmel bir kahvaltı sofrası hazırlamışken kötü olsun bide isterse prenses hazretleri" dedi.

Yanımda duyduğum kıkırdama ile Çağrı'yı hatırladım ve kendimi toplayıp Barın'a döndüm. "Barın, lütfen bu gecede Gaye'yi yalnız bırakma, iyi olduğuna emin olmadan yalnız bırakma onu" dedim.