İyi okumalarr...
Oy verip, yorum atmayı lütfen unutmayalım...
Nisa'dan;
Sabah uyandığımızda her yerim tutulmuştu. Tüm gece Çağrı'nın göğsünde yatmıştım, onun da hulk falan değilse bir yerleri tutulmuş olmalıydı.
Çağrı ile kahvaltı için yine yemekhanenin geniş mutfağına inmiştik. Ben uyku sersemliği ile etrafa salak salak bakarken birden Çağrı beni kucağına aldı ve tezgaha oturttu.
Bu hareketi beni renkten renge sokarken o sadece kahve gözlerime bakıyordu.
Bana döndü ve "Gözlerin küçük kahve çekirdeklerini anımsatıyor." dedi.
Ne, kahve çekirdeği mi? Ne cevap vereceğimi düşündüm ama birşey diyemedim. Konuşmadığımı gören Çağrı "Sen bu oturduğun yerden kalkmayacaksın, bileğime yakın durman lazım, canının acımasını istemiyorum" dedi.
Hayır tabiki erimedim ne alakası vardı. Başımı kaldırdım " Tamam" dedim.
Ben tezgahta otururken yaklaşık 15 dk da herşeyi hazırlamıştı. Yanıma yaklaştı beni yavaşca kucağına alıp yere indirdi.
Kızaran yüzümü gizlemek amacıyla hemen elime bir tabak aldım ve Çağrı'yı da çekiştirerek masaya sürükledim.
Kahvaltı da nerdeyse herşeyi ben yemiştim. Çağrı ise çok az şey yemişti.
Kahvaltıdan sonra öğretmenlerin ortak odasına gittik ve her yeri karıştırdık.
Ama maalesef ki ne bir ipucu ne de anahtar bulmuştuk. Bulabileceğimize hiç inancım yoktu zaten, koca binada heryerde olabilir belki de koridordaki
koca avizenin iç kısımlarında belkide mutfağın kilerinde bulgurların arasında kimbilir nerdeydi.Sinirlerim o kadar bozuktu ki oturup ağlayasım geldi ve bunu da yaptım.
Çağrı hala ararken birden yere çöktüm ve cenin pozisyonunda dizlerimi karnıma çekip ağlamaya başladım.
Çağrı endişe ile bana eğilirken "Nisa iyi misin bana bak güzelim!" dedi.
"Bilmiyorum Çağrı, yok işte o lanet anahtar yok, Allah'ın belası görevlilerde gelmediler. Kıyafetlerimi değiştiremiyorum, duş alamıyorum, dışarı çıkamıyorum, evime gidemiyorum Çağrı" dedim tek nefeste.
Ben bunları derken kapıdan tıkırtı sesleri geldi ve birileri kapıyı açıp içeri girdi.
Ani bir refleks ile Çağrı'nın koluna yapışmış, arkasına saklanmıştım. Nefesimi tutmuş beklerken içeri giren kişi ile rahatça nefesimi verdim.
İçeri girenler görevlilerden birkaçıydı. Heyecanla, bizim yanımıza gelip kelepçeyi çözmelerini izledim.
Kelepçeyi çıkardıkları an kendimi yarım bırakılmış hissettim.
Varlığına kolay alışmıştım ama yokluğuna zor alışacaktım sanırım.
...
Oy verip, yorum atmayı unutmayalım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEPÇE
Teen Fiction... "Yok sıkıntı değil ama daha önce beni kimse böyle korumamıştı, şaşırdım bir an" "Anladım, adını öğrenebilir miyim peki?" "Nisa, Nisa GECE" "Bende Çağrı, Çağrı YILDIZ tanıştığıma çok memnun oldum Nisa" ... KELEPÇE NisÇağ