7

169 18 89
                                    

Minho stresle içerideki doktorların çıkmasını bekliyordu. Yaklaşık yarım saattir içeridelerdi ve kimse bir şey söylemiyordu ve bu da Minho'nun daha da korkmasına sebep oluyordu. O ölüm haberini kaldıramazdı bunca yaşadıklarından sonra. Tanrısına tek duası Hyunjin'in iyi olmasıydı.

Minho açılan kapıyla tekerlekli sandalyesinin düğmesine bastı ve Hyunjin'in kaldığı odaya doğru tekerlekli sandalyesini sürmeye başladı. Chan da arkasından Minho'yu takip ediyordu. Doktorlar odadan çıkınca usulca kapıyı kapattılar ve yanlarına gelen iki gence yönelik konuşmaya başladıla doktorlardan biri, "Hwang Hyunjin'in yakınları siz misiniz?" Minho hızla kafasını sallayıp konuşmaya başladı "Ben Hyunjin'in erkek arkadaşıyım onu görebilir miyim? O iyi mi?" Doktor ardı ardına gelen sorularla yüzüne ufak bir tebessüm kondurup konuştu "Hyunjin Bey şu anlık iyi, durumunu kontrol altına aldık ama burası şu an konuşmamız için uygun bir yer değil dilerseniz odamda rahat bir biçimde konuşalım hem Hyunjin Bey de bu süreçte dinlenir." Minho kafasını sallayıp tekerlekli sandalyesini geri çekti ve asansöre doğru ilerleyen doktoru takip etti. Chan da deri ceketinin ceplerine koyduğu elleriyle önündeki ikiliyi takip etmeye devam etti. Tek istediği bu sefer kardeşinin üzülmemesiydi o yüzden sabahtan beri hasta birinin peşinde sürükleniyordu.

Doktor asansöre binen ikiliyle asansörün düğmesine bastı. Hyunjin'in yıllardır doktoruydu ama bir arpa boyu kadar yol ilerleyememişlerdi. Tek tedavi kalp nakliydi. Her şeyi denemişkerdi. Her şeyi... Ama hiçbir tedavi olumlu sonuç vermemişti bu zamana kadar ve en sonunda Bay ve Bayan Hwang tüm ümidi kesip Hyunjin'i tek başına bırakmıştı şimdi yanında heyecanla ona bakan tekerlekli sandalyedeki genci görünce şaşırmıştı bildiği kadarıyla Hyunjin'in hayatında sadece yardımcısı ve onun ailesi vardı başka da kimse yoktu. Yüzünde istemsiz bir tebessüm oluştu Hyunjin'e en iyi gelecek şey sonsuz sevgiydi ve yanındaki gencin bunu sağlayacağına inamıyordu. Asansörün sesiyle kata geldiklerini anladı ve üstündeki önlüğü düzeltip odasına doğru ilerledi odasına giren Minho ve Chan'la kapıyı kapatıp koltuğuna oturdu.

Bilgisayarından Hyunjin'in dosyasını açıp önündeki ikiliye döndü. "Oturun lütfen." Chan kendisine seslenen doktorla oturdu. Minho duyduğu şeyle buruk bir şekilde gülümsedi. O zaten ömrü boyunca oturacaktı değil mi? "Bir şey içer misiniz?" İkisi de kafasını iki yana salladı. "Hyunjin'in tam olarak neyi var?" Minho sabırsız bir şekilde konuştu doktor iki elini önünde birleştirip dudaklarını yaladı stresle ve konuşmaya başladı "Hyunjin'de bir çeşit kalp yetmezliği var ve bu da onun hayatını büyük ölçüde etkiliyor takdir edersiniz ki." Doktor göz ucuyla karşısındaki ikiliye baktı ikisi de onu büyük dikkatle dinliyordu "Hyunjin için bu tanı çok geç konuldu eğer biraz daha erken konuşabilseydi tanı belki de şu an daha umut dolu konuluyor olabilirdik. Bazı hastalıklar ne kadar erken teşhis edilirse o kadar umut dolu konuşabiliriz." Doktor tekrar konuşacağı sırada Minho araya girdi "O... O ölmeyecek ama değil mi? Bir tedavisi vardır elbette... Değil mi?" Minho umutsuzlukla sordu sorusunu doktor bile ona umutsuz gözlerle bakarken onun nasıl umudu olabilirdi ki zaten?

Doktor üst dudağını dişleyip konuştu "Dediğim gibi umut her zaman vardır ama Hyunjin için bir umuttan söz etmek ne kadar mümkün inanın bilmiyorum. Biz doktorlar olarak ona gereken ilaç ve tedavi desteğini sağlıyoruz ama..." Doktor sözlerine devam edemedi gencecik biri hakkında konuşmak onu zorluyordu artık. Minho susmaya devam eden doktorla araya girdi "Ama ne?" Doktor çaresiz gözlerle Minho'ya baktı "Bundan 8 ay önce Hyunjin için bir kalp bulduk nakil için tüm hazırlıklara başlamaya hazırdık biz ama o... O istemedi bunu. Bu noktada bizim yapabileceğimiz bir şey de yok ne yazık ki. Biz ona bir yaşam verebiliriz evet ama yaşamındaki acıları alamayız. Belli ki bilmediğin şeyler var. Buradan çıktıktan sonra bir de Hyunjin'in psikologuyla konuşmanı tavsiye ederim eminim onun da sana anlatmak istedikleri vardır. Etik kurallar gereği her şeyi anlatamaz ama eminim ki sana bu konuda yol gösterebilir. Sana diyebileceğim şeyler bu kadar delikanlı biz Hyunjin için çabalıyoruz ama onun yaşamak için bir gayesi yok belki ona umut olursan o da çabalamaya başlar." Minho ağır hareketkerle başını sallayıp onayladı doktoru.

Chan ellerini hafifçe dizlerine vurup kalkacağı sırada Minho'nun sözleriyle tekrar oturmak zorunda oldu "Peki dikkat etmemiz gereken bir şey var mı? Yani demek istediğim Hyunjin bundan sonra benim evimde yaşayacak onun için neler yapabilirim?" Doktor gelen soruyla umutla gülümsedi bu çocuğun Hyunjin'e iyi geleceğine emindi "Bu çok gğzel bir haber. Hyunjin'in dışarıya çıkması çok sakıncalı ancak günde en fazla 1 saat çıkabilir o da yürüyüş için bu yüzden yanında mutlaka biri olmalı olası bir baş dönmesine karşı ve ani duygulardan kaçınmalı." Minho kaşlarını çattı "Nasıl yani?" Doktor hızla açıklamaya başladı "Yani ani sinirlenmeler, hayal kırıklıkları, üzüntüler hatta bazen ani sevinmeler bile bunların hepsi Hyunjin'in hasta kalbi için zararlı." Doktor boğazını temizleyip bu sefernheyecanla kpnuşmaya devam etti "Madem Hyunjin bundan sonra seninle yaşayacak geri kalan detayları sana yazacağım." Doktor önüne bir kağıt alıp Minho'nun dikkat etmesi gereken hususları yazmaya başladı.

Doktor yazma işlemini bitirince yazdığı kağıdı ayağa kalkıp Minho'ya uzattı. Minho kemdisine uzatılan kağıdı incwlemwye başlsdı bu kağıtta her maddeye dikkat edecekti. "Peki ne zaman hastaneden çıkabiliriz?" Doktor kendisine yöneltilen soruyla konuşmaya başladı "Bu gece olası bir krize karşı hastanede kalsın yarın sabah tektiklerden sonra bir sorun çıkmazsa çıkabilirsiniz." Minho kafasını sallayıp doktoru onayladı ardından kısa bir teşekkür edip tekerlekli sandalyesinin düğmesine basıp odadan çıkmaya başladı.

Chan da Minho'nun arkasından odadan çıkıp kapıyı kapattı ardından Minho'nun önüne geçti "Gerçekten o çocuk artık bizimle mi yaşayacak?" Minho kafasını sallayıp kocaman bir gülümsemeyle kardeşini onayladı. Hyunjin'i arkasında bırakmauacaktı. Minho asansöre doğru ilerleyeceği sırada Chan tekrar Minho'nun önüne geçti ve çekingen bir biçimde konuştu "Benim mekana geçmem lazım... Biliyorum seni bu şekilde bırakmamam lazım ama işten kovulursam yeni bir iş bulmam çok uzun sürer, izinde alamam patronu biliyorsun sürekli arıza çıkartıyor ama sana söz işim biter bitmez buraya geleceğim sonra üçümüz eve geçeriz." Minho gülümseyerek Chan'ı onayladı. Chan'ın patronunu tanıyordu gerçekten gıcık herifin tekiydi o yüzden itiraz etmeden onayladı Chan'ı ve asansöre binip Hyunjin'in odasının olduğu kata çıktı ve tüm geceyi Hyunjin'in kapısının önünde geçirmeye başladı içindeki heyecan ve mutlulukla karışık duyguyla...

Love Talk|| HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin