Sabah 6 gibi uyandım. Kalkıp giyindim.
Aden'i uyandırdım. Ve beraber Askeriye'ye doğru yola çıktık.
Telefonumun zil sesini duyunca araba kullandığım için "Aden telefonu açıp hoparlöre alır mısın?" Dedim.
"Tamam Duru" dedi.
Askeriye dışında bana Duru diyeceği konusunda anlaşma yapmıştık.
"Kayıtlı olmayan bir numara" dedi ve açıp hoparlöre aldı.
"Alo" dedim.
Yıllardır sesini duymadığım annemin sesini duymayı beklemiyordum.
"Allah senin belanı versin. Hayırsız köpek. Senin yüzünden benim kocam öldü. Nerdesin sen? Abin ve kardeşin seni buldukları yerde öldürecekler"
"Sana da merhaba Yasemin Göktaş" dedim sakinlikle
"Hangi cehennemdesin?"
"Bunu kim olarak soruyorsun? Annem olarak mı yoksa kızını koruyamayan bir kadın olarak mı?"
"Seni doğuracağıma taş doğursaydım. Hemen bize nerde olduğunu söyle?"
"Konumu yollarım" dedim.
Ve ardından Aden'e Arayan numaraya konum atmasını söyledim.
Aden konumu attıktan sonra "Komutanım anneniz mi?"
"Biyolojik olarak maalesef evet" dedim.
"İsterseniz hemen tutuklanma emri verebilirsiniz. Komutanım Sizi tehtid ediyor. Ve az çok yaptığını tahmin ettiğim şeylerde var."
"Henüz değil. Aden henüz değil. Bu dünyada cehennemi yaşamadan ölmeyecek. Cehennemi yaşamadan dört duvar arasına girmeyecek. Beni anlıyor musun?" Dedim.
"Anladım komutanım" dedi.
Askeriye'ye geldiğimde ilk işim abimin yanına gitmek oldu.
Kapıyı tıkladım.
'Gel' sesini duyunca içeri girdim.
Beni görünce ayağı kalktı ve "Hoş geldin kardeşim" dedi. Ve sarıldı.
Bende ona sarıldım
"Annem konumumu istedi.
"Bana atmadığını söyle Duru"
"Attım."
"Neden?"
"Çünkü artık yüzleşmemiz gerek"
"Hiç bir şey gerek değil!"
"Hayatıma böyle devam edemem."
"Gayette edebilirsin Duru"
"Attım artık bu sözler için çok geç"
"Tayinini istiyorsun hemen. Ve şehirden tayinin çıkana kadar gidiyorsun."
"Rüyanda mı evet"
"Dediğimi yap Duru"
"Sen çok istiyorsan gidebilirsin."
"Yengenin dogumuna çok az kaldı. Ya ona zarar verirlerse Duru"
"Veremezler. Ben varım"
"Her şey bu kadar kolay mı sanıyorsun. Çok yüzleşmek istiyorsan
Onların yanına gitmeliydin kardeşim"Bu sefer bir şey diyemedim..
Sanırım biraz haklıydı.
Arkamı döndüm ve odadan çıkıp içtima alanına gittim.
Oradaki aletlerle 7 saate yakın idman yaptım.
O kadar terlemiştim ki
Çok güzel üşütecegimi hissediyordum.
Arkamda birinin adım seslerini duydum. Çevik Bir hareketle silahımı elime alıp arkamı dönüp karşımdaki kişiye doğrulttum.
Tuğrul'u görünce derin bir nefes verip silahımı indirdim.
Elinde siyah bir hırka vardı giymem için bana uzattı.
"Teşekkürler ama gerek yok"
"Hasta olacaksın."
"Olabilir" dedim.
"İnatçı keçi" dedi ve hırkayı bana giydirdi.
Elini yüzüme sürdü ve "Yüzün buz gibi olmuş. 7 saattir buradasın." Dedi.
"7 saattir burada olduğumu nereden biliyorsun?"
"Seni izliyorum. 7 saattir"
"Yüzbaşılıktan Röntgenciliğe mi geçtin Alp"
"İsmimi ağzından duymak ismimi sevmeme neden oluyor."
"Fazla açık sözlüsün"
"Öyle derler"
Basım dönmeye başlamıştı.
Uzun süre idman yapmadan birden 7 saat idman yapmak bünyeme iyi gelmemişti.
"Sanırım biraz baş-
Gerisi karanlıkTuğrul'un ağzından
Uzun süredir idman yapmaya alışık olmayan bünyesine 7 saat idman yapmak ağır gelmişti.
İçtima alanında bayıldığında yere düşmeden kucağıma aldım ve en yakın hastaneye getirmiştim.
Serum takıp serum bitene kadar bekleyebileceğimiz bir odaya almışlardı.
Yaklasik on dakika sonra Duru uyandı.
"Alp"
İsmimi her ağzından duyduğumda içim gidiyordu. Kıyamıyordum ona
Ben ona kıyamazken o aşağılıkların yaptıkları aklıma geldikçe kuduyordum.
"Efendim güzelim"
"Noldu bana"
"Bayıldın"
"Vay canına gerçekten mi hiç bilmiyordum"
"Serumun bitince çıkarız"
"Anladım demek anlatmayacaksın."
Duru'ya gülümsemekle yetindim.
Serumu bittiğinde kucağıma aldım ve hastaneden çıktık.
"Ayaklarımı kaybetmedim sapık adam!"
"Çok ayıp" dedim ve dudaklarımı büzdüm.
"Kaslı kollarında uyuyacağım." Dedi ve sırıttı.
"Uyu bakalım kaslı kollarımda" dedim.
Çok geçmeden Duru uykuya daldı.
Duru'yü evime götürüp yatağıma yatırdım. Kendimde misafir odasına gittim ve orada yattım.