Oylum...
Öfke ve sinir bedenimi ele geçirirken dışarda bağırarak benden af dileyen hakan ile ayaklanmış ve kapının önüne gelmiştik. Karan'nın öfkesini de görebiliyordum. Damarları belirgin hala gelirken
"Güzelim-" Diyordu ki karan ona yaklaşıyordu ki ben ondan önce davranıp sinirle Hakan'ın yakasına yapıştım. Sert bir kafa attım ona bunu yapmamla karan beni belimden tutup arkasına alırken
"Buradan gitmek için sadece otuz saniyen var eğer hem defolup gitmezsen seni burada yok ederim anladın mı beni" Dedi karan
"Ahhh! Karan ağa o karım dediğin kadın bana aşık onun kalbinde benden başkasına yer yok-"
"Sen ne-" Diyordum ki Karan'ın ona kafa atması ile sözüm yarıda kalmıştı.
"Alın bunu evine kapısın öne attın" Dedi benim gözlerim dolmuşt. Karanı az çok tanıyordum inanmazdı dimi buna
İnanamayacağını biliyordum ama işte bir ihtimal korkuyordum.
Kolumdan tutulup çekilmemle kendime gelirken karan bir şey söylemden beni odaya sürüklemiş ve içeri girer girmez kapıyı kapatıp kilitlemişti. Bana döndüğü gibi kendine çekip sıkıca sarıldı. Onun sarılması ile derin nefes aldım. resmen demin yaşadıklarım bedenimde ayrı ayrı duygu barındırmıştı. karan ile kısa bir sarılmadan sonra ayrılmıştık.
''neden bu kadar gerildin güzelim '' dedi elinin biri yüzümde ikan diğeri ise elimdeydi. bakışları bakışlarımla buluşmuşken hiç bir şey söylemeden dudaklarımı dudaklarıyla birleştirdim. onu öperken o ilk başta karşılık vermemişti. ardından dudaklarımın üstündeki dudakları gerildiğinde gülümsediğini anlamam uzun sürmemişti. elimi bıraktığı gibi belimden tutmuş beni kendine doğru çekerek bedenlerimizin buluşmasına izin vermişti. yüzümdeki eli kalçama yetiştiğinde odanın kapısı çalmıştı. karan sinirlenmiş olsa da benden uzaklaşmamış sırtımı kapıya yaslamıştı. kendini bana bastırıp öpmeye devam ederken kendime engel olamadım ve inledim. kapıdaki her kimse rezil olmuştum. karanın gözlerindeki arzuyu görmemek mümkün değildi.
''karann'' dedim inleyerek şu an her ne kadar onunla olmak istesem de durmak en iyisiydi. durması için ellerimi göğsüne koymuştum ki o kafasını boynumdan çekip gözlerime baktı.
"Lütfen dur" Dedim başını olumlu anlamda sallayarak geri çekildi. Kırıldığını belli etmemek için gülümsedi ve üstündeki tişörtü çıkartıp banyoya girdi. Onun odadan gitmesi ile ben de terasa çıktım. bıkın bir nefes vererek koltuğa oturduğumda kaşı terasta bana alayla bakan sude'yi gördüğümde sinirle göz devirdim. geri kafalı ya terasın köşesine yaklaşıp bana baktı.
''ne oldu tatlım Karan seni istemedi mi?'' dediğinde yerimden kalkıp ben de kenara yaklaştım.
''bana bir daha tatlım dersen Sude geldiğimde yemediğin dayağı sana çok güzel yediririm şimdi defol git ve uyu'' dedim ve ona bakmadan içeri girmiştim. karan duştan çıkmış ve belinde de siyah havlu ile saçlarını kurutuyordu. bana bakıp gülümsedi kırılmadığını belli etmeye çalışıyor gibiydi. Üstümdeki tişört çıkardığım gibi kenara attım. Katan tek kaşını kaldırarak bana bakıyordu. Ona yaklaştığımda tırnaklarımı karın kaslarına geçirip gözlerimi gözlerine diktim.
"Yavrum neyin peşindesin? " Dedi
"Neden birlikte duş almıyoruz karan" Dediğimde
"Şimdi olmaz mı yavrum"
Ne yani intikam mı alıyordu. Sinirle banyoya girmiş suyu açtıktan sonra üstümdeki tüm kıyafetleri çıkartıp bir çırpıda kirli sepetine atarken sıcak suyun altına girip benden mi rahatlatmaya çalıştım. Gözlerim sıcak suyun etkisi ile kapanırken ellerim saçlarıma gitti suyun onları biraz daha ıslatmasına müsaade ettim. Gözlerimi açmıştım ve dudaklarıma kapanan karan ile geri çekilecektir ki enseme yerleştirdiği eli ile kendini bana daha da bastırdı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oylum
Teen Fiction''oylum güzelim telefonu ver!'' dedi bu bir uyarı gibi bir şeydi. başımı olumsuz anlamda sallarken elimdeki telefonu almaya yeltendiğinde hemen gelinliğim ve göğsüm arasında sıkıştırdım. peki peki biliyorum bu yaptığım çok utanç verici gerçekten rez...
