3

31 5 0
                                    

'Jenoya~! Bugün okuldan sonra sinemaya gidelim mi?'

Renjun,sevgilisiyle okulun bahçesinde çimlere oturmuş dikkatini çekmeye çalışıyordu.

Jeno'ysa tüm hafta sonu gibi yine Jaemin'i düşünüyordu. Nasıl ikna edebilirdi O'nu?

'Jeno? Beni dinlemiyor musun?'

'Ne?'

Jeno dürtülmesiyle dalgınlığından sıyrıldı. Göz ucuyla yanındaki bedene baktı.

'Ne oldu yine Renjun'

Renjun ters davranan Jeno'yla somurttu. Çıktıkları tüm zaman boyunca Jeno O'na hep ters davranıyor,fiziksel tüm temasları engelliyordu.

Renjun kaşlarını çattı. Sinirleniyordu.

'Ne zamana kadar böyle devam edecek?'

'Artık sıkıldıysan buna bir son verelim. Seni sevmediğimi daha en başında söylemiştim. Deneyelim diyen sendin. '

'Haklısın! Deneyelim demiştim. Birlikte? Ama tek deneyen benim! Sende artık deneyebilir misin? Bana karşı koyduğun sınırlarla nasıl benden hoşlanabilirsin ki?'

'Senden hoşlanmıyorum ve hoşlanmakta istemiyorum!'

Jeno sertçe yerden kalktı ve hızla oradan uzaklaştı.

Renjun omuzlarını düşürerek arkasından baktı.

'Selam'

Renjun ani sesle arkasına döndü.

'Selam?'

Bu yanlışlıkla çarptığı alfaydı.

'Üzgün görünüyorsun. İyi misin?'

Renjun dikkatli alfayla gülümsedi. Sonunda Jaemin'den başka birinden önemsendiğini hissediyordu.

'Ahh! Boşver her zaman ki şeyler.Daha iyiyim.
Sen nasılsın? Otursana.'

Haechan kendi içinde karşısında ki tatlılık için çıldırırken sakinmişcesine yanına oturdu.

Konu konuyu açarken tüm öğle arası vaktini birlikte keyifle geçirdiler.




                       __________





'Jaemin!'

Jeno ruh eşini görmesinin verdiği sevinçle cıvıldadı.
Okulun arka bahçesine doğru giden bedenin önünü hızla kesti.

'Ne işin var yanımda? Biri görmeden git!'

Jaemin etrafı kollarken çıkıştı Jeno'ya.
Jeno düşen yüzüyle karşısındakinin bakışlarını yakalamaya çalıştı.

'Abartmıyor musun? Arkadaşın olarak bile göremez misin beni?'

Jaemin üzüntüsünü hissettiği bedenle dudakları büzüp başını eğdi.

'Jaemin? Bak inan bana Renjun'da mutlu değil. O'na karşı arkadaştan fazlası olamayacağımı O'da biliyor. Hala buna devam etmek zorundamıyız?'

Jaemin'in aklı karışıktı. Ne yapması veya yapmaması gerektiğini bilmiyordu.

'Eğer mutsuz olsaydı senden ayrılırdı. Ama konusunu bile açmadı değil mi?
Aksine bana hep seninle yaşadığı her anın ne kadar güzel olduğundan bahsediyor. '

Üzgünce mırıldandı Jaemin.

Jeno yine ne demesi gerektiğini bilmiyordu.

İki üzgün beden sessizce ayrı yönlere ayrıldı.




                     __________






'Jaehyunie~'

Taeyong bahçede gördüğü küçükle hoplaya zıplaya yanına gitti.

Kollarını boynuna dolayan Taeyong'la gamzelerini gözler önüne serdi küçük olan.

'Taeyong-ah! Bugün erken çıkmışsın. '

Belirgin gamzeyi derince öpen Taeyong,fazla uzaklaşmadan kollarını uzun boylunun boynuna dolarken mırıldandı.

'Evet çünkü seni çok özledim ve bir an önce görmeliydim.'

Anlaşılan arka sokaktaki okulda okuyan Taeyong sevgilisini görmek için okuldan çıkar çıkmaz koşarak gelmişti.

Jaehyun'un yüzündeki gülümseme büyürken kollarını kısa boylunun beline sardı.

'Demek öyle? O zaman bugün bana zaman ayırabilirsin?'

Taeyong dudak büzerek hımlarken düşünür gibi yaptı.

'Bilmem? Belkide ayırabilirim. Zaten sınav haftasını atlattık.'

Taeyong sırıtarak yüzüne bakıyordu.

Taeyong gülüşünde kısa bir an hissettiği dudaklarla utandı.

Alev alan yanaklarıyla başını yere eğip tebessüm etti.

'O zaman hep gitmeyi istediğin kafeye gidiyoruz. En sevdiğin pastadan yiyelim. '

Jaehyun kollarını ince belden ayırdı.
Kısa bedenin kollarını nazikçe boynundan çözdü,parmaklarını birbirine dolayarak kısa bedeni peşinden çıkışa doğru sürükledi.

Hava kararmadan biraz gezinip birbirlerine vakit ayırabilirlerdi.

                      

Like we just metHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin