.......!
'Hey Allahım ya! Çıldırıcam haber vermeseydim nolucaktı acaba!'
"Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor lütfen d..."!
Daha fazla dinlemeden telefonu sinirle cebine koydu.
Yanında valiziyle birlikte tren garında yaklaşık yarım saattir bekliyordu.
Defalarca aramasına rağmen Jeno'ya bir türlü ulaşamıyordu.
'Keşke adresi söylesedin ya bir şekilde gelirdim üff!'
Jisung sinir ve gerginlik karışımı duygularıyla bir sağa bir sola bakarak tanıdık simayı arıyordu.
En azından gelmiş olacağını düşünüyordu.
Jisung cebindeki telefonu yine çıkardı, bu sefer Jaemin'i aramayı deneyecekti.
'İyi ki numarasını aldım'
diye mırıldanarak numarayı aramak için ekrana dokundu.
Garın çıkışına doğru ilerlerken bir süre çalan telefonu umutsuzca kapatmak üzereydi.
Tamamiyle vazgeçmişti,telefonu aşağı indirirken cevaplanmasıyla heyecanlandı.
'Jaemin hyung!'
'Jisungie?'
Uykulu mırıltıyla cevap veren hyunguna göz devirdi.
'Jeno hyunga ulaşamıyorum. Nerede olduğudan haberin var mı?'
'Hii!'
Jisung hyungunun ancak anladığını belirten sesle göz devirdi.
''Jeno kalk hemen! Jisung'u unuttuk!''
"Jaemin biraz daha uyumama izin ver..'"
"Kalk hemen Jeno çekil,çek kollarınıda kalksana!''
Arkadan gelen fısıltılarla daha da sinirlendi.
'Jaemin hyung! Adresi at bana ben kendim gelirim. En başından öyle yapmalıydım zaten'
'Jisungie üzgünüm uyanamamışız. Adresi atıyorum hemen sen geçene kadar bizde orda oluruz.'
Jisung kaçıncı olduğunu bilmediği göz devirişini yineledi.
'Görüşürüz'
Kapattığı telefonu cebine yerleştirdi. Sürüklediği valiziyle otobüs durağına geçti.
Gelen mesajla telefonunu kontrol etti.
Jaemin binmesi gereken otobüse kadar herşeyi detaylıca yazmıştı.Şimdi de otobüs beklemeye başlamıştı. Yol yorgunluğu yetmezmiş gibi bir saati aşkın zamanınıda boş boş beklemekle geçirmişti.
Beklediği otobüsün uzaktan yavaşça yaklaştığını görünce valizini sıkıca kavradı.
Yanına gelen onun gibi valizli çocuğu yan gözle süzdü. Çocuk telefonda gergince konuşuyordu.
Çince konuşuyordu ama arada kullandığı korece kelimelerden onunda aynı durumda olduğunu az çok anlamıştı.
'Beni unuttuğuna inanamıyorum'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Like we just met
Fanfiction'Jaemin gitme!' Kolunu tutmuş bağıran Jenoy'la alayla gülümsedi Jaemin 'Sen en yakın arkadaşımın sevgilisisin ne yapmamı bekliyorsun?' 'Ben senin ruh eşinim! Benden öylece gidemezsin!' Gelen otobüsle kolunu Jeno'dan kurtarıp arkasına bakmadan gitti...