4

78 5 1
                                    

Yoongi'den

Öldüreceğim onu her şey üzerine yemin ederim ki kılıcımı gözlerinin içine bakarak kalbine saplayacağım.Sırf bunun için güçleneceğim.Beni kendisini yok etmem için eğitmesine izin veriyorum.

"Uyuyan güzel kalk burası senin krallığın değil"

Nefret ederim uykumun içine sıçılmasından.Seni de öldüreceğim.

"Sen kimsin?"

"Jeongin"

"Niye buraya geldin?"

"Asker olacağım için olmasın ya"

"Kaçırıldın mı yoksa esir mi edildin?"

"Yoo ben krala hizmet etmek için varım bunun için çok şanslıyım "

Siktir git kesin seni de öldüreceğim bir işime yaramazsın.

"Hmm krala aşık bir ena- biri daha"

"Ne alaka! Hiç bir erkek kraldan hoşlanamaz.Kral da hiç bir erkekten hoşlanamaz bunun sonu idam yani kendine gel!"

"Çok saçma .Kral bile özgür değilken halkı nasıl bu kadar sadık ve seviyor?"

Bizim krallığımızda böyle bir kural yok.

"Sevilmez mi Hoseok sevilmez mi ya ?Çok iyi bir insan.Halkının umudu.Kim onun gibi bir kral istemez?"

Ben istemem iki günde çekmediğim kalmadı.

"Hatta seninle konuşuyoruz diye bize hiç bir şey yapmayacak ne kadar fedakâr yani."

Yavaşça alkışlıyorum

Konuşma o zaman siktir git yani zorlayan mı var?Götoşa bak.

"Neyse hadi gitmemiz lazım talim var yada seni zorla yatağından alıp sürükleyerek ortaya atacaklar.Görüşürüz."

Beğenmedim bu götoşu...

***
Hoseok

Dün sarayın dışında çok keyfim yerindeydi ama kürkçü dükkanına bir tilki misali döndüğüm için hüzün çökmüştü içime.

Tilki demişken en fakir arkadaşım Yeonjun'du.Neden mi tilki diyorum? Yeonjun bir tilki gibi. Dün Yeonjun'u  görmüştüm. Arkadaşları ile kahvehanede oturuyordu.Beni görünce sevinmişti. Ne kadar da güzel sarayın dışındaki arkadaşımı görmek.

Oha Yeonjun mu bu gelen?

"Yeonjun?Ne yapıyorsun?"

"Yaa bir uğramak istedim  ama beni içeri almıyorlar sen gel"

"Bekle geliyorum"

Yeonjun'un yanına geldim kimse farketmeden.

"Hoseok biriyle tanıştım tahmin et nerede ve ne yapıyor?"

"Nerede Yeonjun?"

"Senin sarayında askeri eğitim kampında."

"Şaka mı kim bu?"

"Soobin. "

"Ne şanslısın sadece ben ve bir erkek arasında bir şey olması yasak ve imkansız ama kimsenin öyle bir derdi yok."

"O da senin inceliğin  müstakbel kral"eğiliyor

"E ne yapayım herkes mi sürünsün?"

"Ben yine de sürünüyorum "

"Niye Yeonjun?"

"Babası bir din adamı .Üstelik soylu bir din adamı. Hem fakir sevmiyormuş hem de oğlunu bir erkekle evlendirecek biri değil.Şaka mı?"

"Çüşş.Bir hikaye bu kadar mı mutsuz yazılır?"

"Ahh bee"

"Yaaaa off ben de bunaldım.Neden bunalıyorsun ki? Yediğin önünde yemediğin arkanda dediğini duyar gibiyim."

"Yok yaa ben böyle demem."

"Yeonjun çok iyisin ama gitmem lazım babam bizi görmesin"

"Offf şu baban.Haklısın peki gideyim"

"Soobin için geldim demiyor da"

"Yok ya onu görmeden gidicem"

"Ahh b-Tamam"

***

Kılıç dersim şu an bitti.

Hamama gidip temizlendikten sonra hazırlanıp taht odasına gittim .Tam da etrafa bakıyordum.

"Bir gün her şeye sen sahip olacaksın oğlum."

Aynen yaa.

"Halk kralın oğlunu çok seviyor.Yani seni.Herkes sana güven ve saygı duyuyor."

"Ne mutlu bize kralım."

"Bu esir parçasını ne yapacaksın?"

Tebessüm ediyorum.

"O benim yanımda olacak onu savaşlar için kullanacağım.Çok korkusuz da."

"Sana zarar verir mi acaba?"

"Hayır canı pahasına korumak zorunda beni ailesi onu terketti resmen bir avuç toprak parçası için sattı başka velihatları var.O bizim artık."

"Sakin ol ya sen bilirsin onunla ne yapacağını"

***
"Yoongi'yi getirin ama önce bir temizleyin güzelce de giydirin"

"Kralım ne oldu?"

"Yemeği de hazırlatın."

Namjoon diye biri bize mektup yazmıştı
Ağır konuştum ama olan buydu hain babası topraklarını verip Yoongi'yi bizden almayı kabul etmedi.

Ne kadar dramatik...

"Ne oldu?"

"Hiç"

"Hiç ne demek?Neden beni buraya çağırdın dedim."

"Üzerindeki kıyafet ne kadar da şık olmuş.Artık senin olabilir"

"Yok.Geri vereceğim bunları"kaşlarını çattı kedi.

"Sen bilirsin."

Sofraya oturuyoruz.İkimiz içindi bu sofra.

"Artık yoldaşız ha?Benim canım artık sana emanet.Sorumluluğum sende."

"Senin de aynı şekilde.Benim ne olacağıma sen karar vereceksin."

Hayret yumuşuyor mu bana?

"Kamp nasıl?memnun oldun mu?"

"Elbette daha alışamadım.Uyanma saatlerinde sıkıntı var"

"Askerler her saatte uyanmalı"

"Ben eskiden kraldım ondan!"

"Ne var şimdi değilsin."

Bakışıyoruz.

"Pisliksin sen ya ama neyse bazı şeyler geride kalabilir."

"Bence de biraz mantıklı olabiliriz"

"Hiç mektup var mı?"

Krallığını merak ediyor doğal olarak.

"Babanın ciddi bir durumu yok endişelenme"

"Başka bir şey?"

"Yok."


















Dear My MajestyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin