34.bokum

39 3 0
                                    






        Seokjin geldikten sonra Taekook'un tadı biraz kaçmıştı. Artık yakın temasta değillerdi. İkisi de harekete geçmeye utanıyordu.
Seokjin'i tek bıraktıktan sonra pizzaları hızlıca fırına verdiler.
Hava kararmaya başlamıştı.
Kısa bir süre sonra da zil çaldı ve geri kalan dörtlü de geldi.

Jimin içeri girer girmez Jungkook'a göz kırpıp imalı gülümsedi Jungkook gözünle salonu işaret edip gözünü devirdi. Seokjinle bir sıkıntısı yoktu hatta arkadaşı sayılırdı ama Taehyung ile yalnız kalmalarını engellemişti.

Jimin omuzlarını düşürüp Seokjin'i yumruklamaya başladı.
Daldığı televizyonda bir anda yediği darbelerle neye uğradığını şaşırdı ve cips boğazına kaçtı.
Seokjin morsrmaya başlayınca korkmaya başladılar. Sırtına bir kaç kere vursalar da etki etmişe benzemiyordu. Seokjin öksürmeye devam ediyordu.
Namjoon kollarını Seokjinin kollarının altından geçirip karnına baskı uygulamya başladı. Bir kaç seferin ardından Seokjin gülümsemeye hatta kahkaha atmaya başladı.

"Ooh daya daya iyi hissettiryor. fırsattan istifade.
Namjoon devam etsene."

Hoseok sinirle Seokjin'in kucağına çıkıp saçını yolmaya başladı.

"Tamam ya sen de dayabilirsin.
kızma.
bak sen de kucağımdasın ."

"Sen kim köpek lan benim sevgilim he?" Hoseok bir türlü sinirini çıkaramıyordu.

Namjoon bir süre Seokjin'in dayak yemesini izledi bir süre sonra Hoseok'u sakinleştirdi ve Seokjin'in kucağından aldı.

"Kim bunu çağırdı lan?"
Taehyung sinirli sinirli bakınca Seokjin yerine sinmişti.

"Kanka valla ağladı.
Benim hiç arkadaşım yok nolur beni de alın dedi.
Allah rızası için hiçbir zararım dokunmaz falan dedi.
Biz de acıdık.
Kusura bakmayın."

"Nasıl yani Jimin zorla çağırmadı mi?"
Jungkook kaşlarını kaldırıp düşünüyor,anlamaya çalışıyordu.

"Ben ne alaka?"

"Jimiin bu arkadaş bize dedi ki sen çok ısrar etmişsin yoksa gelmiyormuş ."

"Yok daha neler!"

Seokjin ortamda fazlalık gibi hissetmeye başlamıştı.
Onun şakalarının onları bu kadar rahatsız ettiğini bilmiyordu. Ve de kendisinin..
Gözleri dolu dolu olmuştu.
Keşke gelmeseydim ne gerek vardı ki diye içinden geçirmeden edemedi.

"B-ben özür dilerim."
Seokjin hızla ayaklanıp evden çıkmaya yeltendi ama izin vermediler.

Taehyung kolunu sıkıca tutmuştu.
Omuzlarını düşürdü.

"Bak arkadaşım yavşak olmadığın sürece arkadaşımız olup yanımızda kalabilirsin. Yavşak olma tamam mı?"

Seokjin şimdi daha iyi hissediyordu.

"Denerim?" Diyip Taehyung'a öpücük attı.

"Jungkook!"
Taehyung'un aklına gelen şeyle  gözleri aniden Jungkook'a dönmüştü.

"Taehyung?"
Jungkook Taehyung'un bu ifadesini anlamaya çalıştı ama pek başarılı olamadı.

"Pizza!"

"Hay ananın amı!"
Jungkook küfür ederek  Taehyung'un arkasından mutfağa koştu.
Çok şükür yanmamışlardı.
İkisi de derin bir nefes alıp rahatladılar.

Daha sonra masayı hazırlayıp birlikte sohbet eşliğinde yemeklerini yediler.
Ortada çok komik şeyler konuşmalar dönüyordu.
Jimin Namjoon'un hikayesini anlatacaktı ama Namjoon onu sandalyeden fırlatarak son anda engel oldu.
Yoongi hızla Jimin'i kaldırıp Namjoon'a tere bakışlarını gönderdi.
Namjoon'a birden bir ürperme geldi ve hemen yüzünü başka bir tarafa çevirdi.

Lurk  |taekook|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin