18.bokum

55 5 0
                                    


Fazla zaman geçmeden Hoseok ve Yoongi geldi.
Hemen oturdular.
Bizimkilerle ne ara bu kadar samimi olmuşlardı ki?
Artık her ortamda birlikteydiler hatta bende.
Onlar uzun bir sohbetin içerisindeyken Taehyung'u göremeyince merak ettim.

"Taehyung nerde?"
Hepsi imalı bakarken küfür etmemek için zor durdum.

"Hasta hissediyormuş gelmeyecekmiş.
Sen söyle belki gelir."
Hoseok bunu söyleyip sohbetine devam etti.

"Tanrım hasta arkadaşınızı tek mi bıraktınız?"
Söylediğim anda Yoongi ve Hoseok'un yüzünü bir pişmanlık kapladı.

"Neyse ben yanına gidiyorum."
Ayağa kalkıp yürümeye başladığımda bunu neden benim yaptığımı düşündüm.
Hayır ya onun arkadaşları yerine neden ben gidiyordum ama şuan geri de dönemezdim.
En azından gitmişken güneş kremi süreyim.

Taehyung'un çadırının yanına geldiğimde gerilmiştim.
Ne demeliyim?

"Taehyung müsait misin?
Taehyung?"

Seslenmelerime karşılık vermeyince yavaşça çadırı açtım.

Çantasına kafasını yaslamış uyuyordu.
Esmer tenine rağmen yanakları kızarmış duruyordu.
Yanına yaklaşıp alnına elimi koyduğumda siktir.
Yanıyordu.
Cidden baya ateşi vardı.

"Taehyung uyan. Taehyung!"
Uykusunda mırıldanıyordu ama gözlerini açmamıştı.
Taehyung diye seslenerek yanağına pat patladığımda yavaşça gözlerini açıp şarkı gibi saçma şeyler mırıldanmaya başladı. Ama tam olarak anlamadım.
"Uykudan uyanma vakti uyan canım kendim.
Hayaller sana göre değil güzel rüyalar değil.
Melek misin nedir bu güzellik ?
Ama Azrail değilsen yaklaşma bana."

"Ne saçmalıyorsun Allah aşkına kalk da elini yüzünü yıkayalım. Ateşin var hadi."

"Bekle önce uykudan uyanmam lazım rüyamdan git."

"Cidden anlamıyorum seni Taehyung Hadi kalk."

Kalmayacağını anlayınca koluna girip kaldırdım onu.
Bu sıcakta bu çadırda olursan tabi ateşin çıkar.
Güneşin de çarpmış olabilmesi çok büyük bir ihtimal.

Ağırlığının yarısından çoğunu bana verse de yavaş yavaş toparlandı.
Sanırım ateşim çıkınca sarhoş gibi olan tek ben değilmişim.

"Jungkook"

"Efendim"

"Jungkook"

"Efendim Taehyung"

"Jungkook ne işin var burda"

"Taehyung ateşin var hadi gidelim"

"Bir daha Taehyung desene çok tatlı söyledin"
Yüzüne baktığımda konuşmaya devam etti.

"Ne hemen inanıyorsun enayi misin sen ? Inanma herkese
çok kandırırlar seni."

"R"

"Jungkook ne diyorsun ya?"

"Hadi gidelim diyorum hadi."

Kolumun arasından çıkıp kendi kendine penguen gibi yürümeye başladı.
Aniden düşecek gibi olup beni tutup dengede kaldı.
O yerinde dururken beni tuttuğu pardon ittiği için düştüm.

Yerde düşmüş halime gülerken elini uzattı. Elinden tutup onu da yere çektiğimde hemen yanıma düştü. Ben gülmeye başlarken o kaşlarını çatmış duruyordu. Ah hayır ondan dayak yemiyecektim. Evet dövmezdi beni ne yaptım sanki.
Aa ateşi vardı elini yüzünü yıkamalı sonra da çantamdaki ilaçlardan vermeliydim.
Hemen kalkıp onun da elini tutup kaldırdım.
Hala bana sinirli sinirli bakıyordu.
Korkmadım desem yalan olur ama yine de 32 diş sırıtıp yürümeye ve onu yürütmeye başladım.

Lurk  |taekook|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin