patronuma aşık oldum ( Tamamlandı )

KONUŞMAK İSTEMİYORMUYDUN

BAKTIM Kİ YAZ GELMİŞ SINAVLAR BİTMİŞ BUNUN ŞEREFİNE BOL ROMANTİK BİR BÖLÜM YAPAYIM ARTIK DEDİM BAKALIM SİZ NASIL BULACAKSINIZ.
EĞER BÖLÜM ÖNERİLERİNİZ VE HİKAYE İÇİN YENİ FİKİRLERİNİZ VARSA YORUM YADA MESAJLA BANA ULAŞABİLİRSİNİZ :)

" vee bende söyleyi verdim işte . Bak çok üzgünüm seni de zor duruma soktum ama aklıma başka bir şey gelmedi . " Neden ona bunu anlatmıştım ki . Sadece ona güveniyordum . Bu çok saçma . Sebastiyam zaman makinemi getir pişman oldum . Gözlerini daha benden ayırmadan sırıtmaya başladı . " ne komik mi ? Ya burda sana ciddi birşey anlatıyorum . " bunu söylememle kafeye girdiğimizden beri tutuğu kahkahasını bırakı verdi . " Ya savaş dedime pişman etme beni ya " uzun bir kahkaha seyansından sonra nefesini toplayıp konuştu . " yani buna inanayım mı ? Hem hani sen ilk önüne gelenle evlenecektin . Hadi ama bana deli gibi aşıksın " yine aynı konu hayır bu adam her seferinde nasıl oluyorda buna bağlıyor . Mal sinem zaten mesele bu gittim elin adamına ben savaşla evlencem ya kusura bakma ona aşığım dedin . Havalar ısındı ya kesin beynim buharlaştı bu yüzden .

" ya savaş neden inanmıyorsun . Hem zaten senden bir beklentim yok sadece haberin olsun barış sorarsa şaşırma diye söyledim . Benimle evlen demiyorum yani . Zaten bu çok saçma olurdu. " Savaş aniden kaşlarını çattı ve ani bir hareketle masadan kalkıp kafenin çıkışına yöneldi . Bende ardından büyük bir hızla kalkıp tökezledim . Şu topuğuna çizi çakılmış ayakkabıyı neden almışdım aceba. Ayakkabıları çıkartıp resmen yalın ayak ona yetişmek için koştum . Savaş arabasına bineceği sırada omuzundan tutup onu durdurdum . " ne oldu şimdi . Ne dedim ki ben " tek hamlesiyle beni arabanın sürücü camına yasladı . Beni iki elinin arasına hapsedip arabaya tutundu . Yüzünü yüzüme yaklaştırdığında kafamı ürkekçe geri çektim . " Sorun dediklerinde değil zaten sinem demediklerinde . Yani bunca bahane yerine bunca hikaye yerine sana aşığım demen yeterdi bana . " " Bahane değil gerçekten . " Hayır neden inanmıyor anlamıyorum .
Kolumdan tutup beni kenara çekti " beni suçlama ben elimden geleni yaptım " ne yani ben yapmadım mı . Ya onca para verdiğim ayakkabımı kafenin ortasına bıraktım . Aceba bekle deyip ayakkabıları alıp gelsem olurmu ? Derken elini cebine attı . Anahtar . Adam resmen beni burda böyle bırakıp arabayla gidecek . Yok ya senin anan güzelmi . Aaa müşerref hanım güzel bir bayan aslında . Ama konu bu değil . Anahtarı çıkartır çıkarmaz arabanın etrafından dolanıp kapıyı açtım ve arabanın ön koltuğuna oturdum . Burdan belediyeye sevgiler yani asvaltlarımı yoktu bu ne kadar eyik büyük yol . Olmadı komşu şehirden ödünç asfalt isteselermiş . Yalın ayak arabanın etrafını dolaşırken ayakcıma ne olduğu belirsiz şeyler battı . Arabaya iyice yerleşip ayağımın altındaki taşları ( ki onlar taşsa ) temizlemeya başladım .

" sinem in arabadan " " olmaz . Beni böyle bırakamazsın . Konuşucaz . " " peki sen istedin " Ben ne istedim ya . Şuan mümkünse ben bir şey almayayım . Arabanın motorunun son ses bağırmasıyla arkama yaslandım . " ı şey ben düşündümde sonra da konuşsak olur iniyim ben " kılik ... Gözlerimi kapıya çevirdim . Kitlenmiş neden aceba " yadaa inmem . Şey yapalım biz ... şey sen beni eve bırak . Ordan geri şeyedersin hıı olmaz mı ? " "artık çok geç " arabanın yüksek sesi ile jareket ettik bense içimde bildiğim tüm duaları okuyordum . Kafamda yine korku senaryoları. Ya araba son süray giderken freni patlasa ve önümüze bir nene çıksa . Savaş onu ezmemek için direksyonu kırsa ve araba bir uçurumdan aşağı suyu boylasa . Ölsem ve cenazeme kimse gelmese tabi sevil hariç o 10 yaşında barbie mi kırmıştı . Cenazeme göbek atıp barbielerimi almaya gelir . Pis kız nolucak . Ben gözlerimi sım sıkı yumup olağan senaryolarımı kurarken savaşta son sürat arabayı kullanıyordu . Kullanıyodur heralde . Ay kullanıyor dimi bu deli sinirle direksyonu falan bırakmasın . Aceba kumda fren yaparmı . Ben küçükken bisikletle yapmıtım sonra pat düş . Her yerim yara olmuştu ya hala izleri var . Motor artık ölcek ya . Ve sonunda ani bir frenle kafamı torpido gözüne çarptım . " yavaş olsana hayvan !" " in ! " etrafa baktığımda her yer ağaçtı . Bu adam kesecek beni bu ormanda kesin .of be sinem ne vardı kafe de otursan ama yok illa ekşın illa ekşın . " ne yapıcaz burda " " konuşmak istemiyormuydun al sana fırsat . Sesiz sakin ve ıssız bir yer " cümlesini tamamladığı an arabadan indi . Tabi ardından bende "

ben sana konuşalım dedim beni dağın başına kaçır demedim. " yavaş adımlarla arabanın önünden dolaşıp bana uzandı . Kolumu tüm gücüyle kavrayıp elini koluma kenetledi . Ağzımdan istemsiz bir inlemeyle küfür mırıltısı cıktı . Tamam bende küfür ediyorum sonuçta kimse mükemmel değildir . En yakın ağaca beni dayadı ." Küfür senin dudaklarına hiç yakışmadı . Dudaklarını kirlettin ve temizleme görevi bana düşüyor . " dudaklarını dudaklarıma sertçe bastırıp ritmik bir şekilde hareket ettirdi . Bu bir az sert biraz yumuşak bir hareketti ve en garibi hoşuma gidiyordu . Bir süre sonra bende aynı ritme ayak uydurdum . Ama her güzel şey gibi bununda sonu vardı . Birbirimizden ayrıldığımızda mavi gözlerine odaklandım " seni seviyorum... " savaş yine aynı ukala sırıtışıyla " bunu biliyorum zaten " ve yine öküz adam geri geldi . Sebastiyan nerde kaldı benim zaman makinem ya . Elinin gevşemesiyle onu kendiden iterek uzaklaştırdım "odun yok ya yok öküz insan bi bende seni seviyorum der be. Tamam kabul senin doğal yaşam alanına geldik ama bu ortamda bile bir az kibar olabilirsin ama yok beyimiz hep ayı hep öküz " beni belimden tutup kendine çekti " Bunu bininci söyleyişim ama sen yine duymak istiyorsun . Seni deliler gibi seviyorum . Sana sırıl sıklam aşığım ve sen benimsin " sen benimsin lafını duyunca yüzümde istemsiz bir sırıtış belirdi . " Sana tekrar soruyorum . Eğer hayır dersen söz veriyorum bir daha karşına çıkmam . benimle evlenir misin resmi olarak da benim olur musun sinem " gözlerimi ondan kaçırıp etrafa baktım "

ımmm şeyy düşünmem lazım " beni kendine daha da bastırdı " dig dig zaman doldu. Ha bide evet demezsen seni ormanda bırakırım ve kimbilir seni kurtlar hatta başka öküzler kapar " " yok ya bak sen . Ben bu öküzden memnunum . " anlını anlıma dayadı " yani? " " evet " ve beklenen an trübünler coştu sayın seyiciler . Benden ayrıldığında hayal kırıklığına uğradım . Elini sırtıma dayayarak ayaklarımdan beni kaldırmasıyla çığlık eşliğinde elimi boynuna dolamam bir oldu . " ya savaş napıyorsun indirbeni " " Arabaya kadar yalın ayak gitmene gönlüm razı değil sevgilim " sevgilim ? Buna alışmak baya zor olucak benim için . " Benim yükseklik korkum var savaş indir beni . Ya savaş . " debelenmem üzerine savaş beni biraz salladı . " o zaman daha sıkı sarıl prenses "

YARIM SAAT SONRA

" eve bıraktığın için teşekküe ederim " savaş bana dönerek eliyle koltukdan destek aldı " Yalın ayak eve giremem diyosan seni tekrat kucağıma alıp ev kadar taşıya bilirim yada odana kadar . " arabanın kapısını açtım " yok ya rüyanda görürsün pis sapık " ay bir de bana pişmiş kelle gibi sırıtıyor . Ya buna fazla özgüven katmışlar . Azını geri alsalarmışta insana benzeseymiş mağra adamı " görmedimi kim söyledi . " " Kalas ! " arabadan adımımı atar atmaz beni bileğimden tutup arabaya geri çekti " birşey unutmadın mı ?" " çantam burda kolyem burdacüzdanım burdaa telfonum oda burda ... off ayakkabım " " ben onu demiyorum mesela sevgiline vericek bir şey . Ha ip ucu aşk filimlerinin sonunda aşıklar yapar . " " neyse ya biz onu sonra tartışırız öptüm say " arabadan indim . Kapıyı örterken ardımdan bağırdı " bana borcun var " evin kapısına giderken kalakaldım " Barış? " barış evimin kapısının önünde elinde bir şişeyle ağaca dayanmış bana bakıyordu . Savaş ne olur gitmemiş ol . Ne olur arkamda arabada bana bakıyor ol .