Kolundan çekilerek uyandırılmıştı uykusundan. Ve de sinirli bir sesle.
-BEN SANA NE DİYORUM SEN NE YAPIYORSUN! BENİM OLAN HER ŞEYDEN UZAK DUR. SEN BU EVİN HANIMI DEĞİLSİN, BENİM KARIM DA DEĞİLSİN. SAKIN YATAKTA YATMA SAKIN!
Dedi Fırat Ağa kızın kolundan tutup yere savururken. Genç kız adamın sinirli olduğunu çoktan anlamıştı. Kimsesizdi. Bu odada, bu evde, bu hayatta. İtiraz etmeye çıkacak sesi yoktu. Güçsüzdü. Kafasını salladı.
-Ö-özür dilerim. Bir daha olmaz.
-Olmaz, olamaz zaten. Şimdi git bana kıyafet çıkar. Sonra da yatağın çarşaflarını değiştir.
Denileni yaptı kız. Kendisinden iğrendiğini açıkça belli ediyordu ağa. Umursamamaya çalıştı. Kuma gelince zaten daha da çıkmazdı bu odaya. Sabırla o vakitleri bekledi.
-Müsadenizle ben aşağı ineyim.
-İn mümkün olduğunca benim gözüme de gözükme.
Aşağı inip sofranın kurulmasına yardım etti. Masaya su bardaklarını götürecekken Fırat ağayı görünce elindekileri Zelal'in eline tutuşturdu.
-Zelal bunları da götürür müsün sana zahmet? Başka bir şey kalmadı zaten.
-Tamam yenge. Hallederim ben
Mutfak masasına geçip oturdu Narin. Evin yardımcısı Selma abla ve kızı Dilek de oturuyordu. Gelinağayı görünce ayağa kalktılar.
-Oturun oturun rahatsız olmayın lütfen.
-Olur mu gelinağam sen ne istedin söyle bize verelim sana
-Ben de burada yiyebilir miyim sizinle?
-Tabi ki o nasıl laf öyle gelinağam, sen geç ben hemen sana tabak çıkartayım.
-Lütfen Selma Abla bana gelinağam deme.
-Olur mu hiç öyle
-Olur olur en azından bizbizeyken öyle de olur mu? Diğer türlü rahat edemem ben.
-Peki Narin kızım
Gülümsemişti Narin. Yemeklerini yemeye başladılar. Sohbet eşliğinde. Selma ablanın kızı Dilek de çok sevmişti Narin'i.
-E Narin abla sen kaç kardeşsin?
-3 kardeşiz biz. Abim ben ve bir tane de kız kardeşim var, 9 yaşında. Okula gidiyor o da. Siz kaç senedir burada çalışıyorsunuz?
Selma abla söze girdi.
-Benim eşim vefat etti. Biz ailecek ağamların bağ evinin müştemilatında kalıyorduk. Eşim vefat edince sağolsun hanımağam beni bırakmadı. Getirdi bizi buraya Dilek'le birlikte. Evimiz oldu burası.
-Başın sağolsun abla.
-Allah razı olsun kızım.
Yemeklerin bittiğini Zelal'in tabakları getirmesiyle anlamışlardı. Selma abla ve Dilek de yardım ettiler masanın toplanmasına. Narin de bulaşıklara başladı. Selma abla Narin'i bulaşık yıkarken görünce
-Kızım sen yapma biz hallederiz
-Abla lütfen benim bu evdeki konumum belli. Sen de alış bana. Sizden biriyim ben de.
Dedi. Selma abla gülümsedi. Üzücü bir durumdu. Fırat ağanın Narin'i istemediğini, hor gördüğünü biliyorlardı elbet. Allah yardım etsindi genç kıza. Zira o aksi sinirli ağayla yaşamak zordu. Hayatındaki güzellikleri farkedemiyordu Fırat ağa. Dua etti Selma abla. Allah bu güzel kıza hakettiği değeri verirdi inşallah.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LACİVERT-(BERDEL)
Teen FictionNe siyah kadar karanlık Ne beyaz kadar masum Ne gri kadar bulanık Ne kırmızı kadar canlı Bizim Rengimiz LACİVERT... Abisinin ağa kızını kaçırması sonucu Mardin'in ağasıyla evlenmesi gereken genç kız Narin... Sevdiği kızla evlenmek yerine, kardeşini...