İçeri girene baktıklarında uzun boylu kahve saçlı gözünde gözlük olan Seungmin içeri daldı.
"Seungmin hyung? Ne yapıyorsun?" Seungmin üstünü düzelterek;
"Chan hyung Minho ya kendimi tanıtmamı istedi, hepimiz Minho ile arkadaş olacakmışız." Changbin sessiz bir şekilde küfür etti.
"Sen kimsin?" Konuşan Minho idi. Karşısındaki zarif görünümlü adama hayran hayran bakıyordu Minho.
"Adım Kim Seungmin 23 yaşındayım. Chan hyung a araştırma ve teknoloji de yardımcı oluyorum. Yani senin hakkında herşeyi biliyorum hatta size Minho yu tanıtayım; Lee Minho 18 yaşında 9 yaşında Minji adında bir kız kardeşi var. Ailesi birkaç ay önce vefat etmiş, Tanrı mekanlarını cennet kılsın. Lee Felix, Han Jisung ve Yang Jeongin ile yakın arkadaşlar. Ev adresine gerek yok bence?"
"Çok küçükmüş yaa nasıl arkadaş olacağız?" Hyunjin iç çekerek konuşmuştu. Minho ağzı açık Seungmin e bakıyordu.
"Chan sizle arkadaş olmamı mı istedi? Gerçekten kime yardım ederse etsin ama beni bıraksın benim ne suçum var? Ben normal bir öğrenciysem neden burada tutuluyorum?" Minho bir an önce gitmek istiyordu Chan a güvenmişti ama sonuçta o bir katildi ayrıca ona psikopat dendiğini kendi ağzı ile söylemişti. Böyle birinin yanında kalmak istemiyordu. Aslında içten içe burada kalmak, biraz maceraya atılmak ve ailesinin intikamını almak istiyordu. Bunun delikanlılık olduğunu düşünüp vazgeçmişti.
"Sen normal bir öğrencisin ama benim incelemelerime göre o tırın gerçek sahibi senide öldürmek isteyebilir. Senin aileni araştırdım ama kimseyle bir düşmanlığı olmadığı kanaatine vardım. Bunu yapanın neden yaptığını henüz bilmiyorum ama ögrenmek ve seni korumak için Chan hyung un kesin emri var, burada kalacaksın."
"Yani o Bang Chan beni korumak için mi burada tutuyor? Bu arkadaşlık olayı ne? Size nasıl güveneceğim? Arkadaşlarım polise gidecektir elbet o zaman ne olacak?" Minho teker teker Seungmin ı soru yağmuruna tutmuştu Seungmin çok sabırlı biriydi, zarifti gerektiğinde adam öldürmekten çekinmezdi ama genelde zekasını kullanır ve her olasılığı düşünüp Chan a haber verirdi. Yapısı naifti, kibardı ama acımasızdı, saygısızlıktan nefret ederdi. Minho da şuan Chan a saygısızlık yapıyordu buna çok sinirlenmişti ama sakin kalmaya çalışıyordu. Tek tek cevaplamaya başladı;
"Evet Bang Chan hyung sen ona ne kadar saygısızlık yaparsan yap seni korumak için yanında tutuyor, bu arkadaşlık olayı bizim sana çok bayıldığımızdan değil o hyung bile demediğin Bang Chan hyung un sen yalnız hissetme diye bana emrettiği bir emir, bize güvenip güvenmemen zerre umrumda değil ve olmayacak bize saygılı davranırsan en önemlisi Bang Chan hyung a saygılı davranırsan gerçek bir arkadaşlık ilişkisi gerçekleştirebiliriz, arkadaşların polise gitse de hiçbir şey yapamazlar çünkü sen ne kadar küçük görürsen gör tüm dünya Bang Chan hyung a saygı ve korku duyuyor. Ayrıca Lee Felix in maskeli birilerini görecek kadar görme yetisinin olduğunu düşünmüyorum." Hyunjin ve Changbin birbirlerine bakıp boğazlarını temizlediler. Seungmin normalde çok sakin biriydi ama sevdiklerine hele ki Chan a laf edildiğinde küfür etmeden eden birine dönüşüyor en saygılı şekilde en ağır lafları sokuyordu. Seungmin in bu tavırları yine onlara göre çok havalıydı. Minho bu kadar zarif birinin bile Bang Chan a bu kadar bağlı olmasını beklemiyordu. Ama hem saygı duyması gerektiğinden hem de saygı duymasa burada ki herkesin onu öldürebileceğini düşündündüğünden Chan a saygılı davranıcaktı. Ama ona hyung demeyecekti, Bay Bang diyecekti. Sonuçta bay kelimesi de saygı ekiydi. Hem böylesi daha eğlenceli olurdu. Minho hiç beklemediği kişilerden hiç beklemediği geri dönüşler alıyordu. Hyunjin çok sert görünürken çikolatalı çilek çıkmıştı. Changbin ı korkak olarak tanımlamıştı çünkü en başından beri Hyunjin i durdurmaya çalışmıştı ama Changbin çok sertti ve ona öldürücü bakışlar atıp duruyordu. Seungmin den beklediği çok zarif ve saf bir konuşma tarzıydı ama Seungmin Chan a en ufak saygısızlıkta karşısındakini öldürebilecek bakışlara ve ağır laflara sahipti.
"Tamam Bay Bang a daha saygılı davranacağım bu şekilde daha iyi bir arkadaşlık ilişkisi kurabilirz Seungmin hyung." dedi ve tatlı tatlı gülümsedi. Changbin kaşlarını çatarak Minho ya döndü
"Seungmin hyung a hyung diyorsun ama Chan hyung a hyung demiyorsun ne derdin var onla?" Minho sırıttı ve;
"Bay Bang sizden statü olarak daha üstün, sizle aynı hitap şeklinin ona yakışacağını sanmıyorum sizlerde benim ona en iyi şekilde hitap etmemi istemez misiniz?" Seungmin "hah" diyerek sırıttı ve;
"Bu evde bu odada kimin daha üstün olduğunu unutuyorsun Lee Minho."
"Ben bu evde korunmak için bulunuyorsam bana zarar verme hakkı siz ne kadar üstün olursanız olun size verlimemiştir, siz bana bu şekilde anlattınız."Changbin sinirlenmeye başlanmıştı o da konuşmaya dahil oldu;
"Biz sana böyle bir şey anlatmadık senin anlama kıtlığın varsa düzeltmekten hiç çekinmem çocuk."
"Ben burda anladığım şeyi söylüyorum. Ben eğer burada korunmak için bulunuyorsam kabul ediyorum ve sizin bana birşey yapabilme izniniz olduğunu düşünmüyorum. Bay Bang ı sizden üstün görmem sizi hor gördüğüm anlamına da gelmiyor. Farkındaysanız ben burda kimseyi tanımıyorum neye sinirlenip neye kırılacağınızı bilmiyorum davranışlarımı sorgulamayın, birbirimizi tanıyalım ben o zaman sevmediğimiz şeyleri de yapmamaya çalışırım." Minho o silahı kullanmıştı ilk önce laf sokacak onları sinir edecek sonrada kendini uzun uzun açıklayıp acıtasyon yapacaktı böylece onların gözünde tam orta derece bir izlenim bırakacaktı. Minho psikoloji okumak istiyordu bildiği yöntemleri kullanmaktan hiç de çekinmiyordu. Ama bilmediği birşey vardı Seungmin de gençken psikolog olmak istiyordu Chan ın yardımı sayesinde eğitimini de almıştı bu yöntemler onun için çocuk oyuncağıydı. Ama Minho yu zeki bir ergen olarak görmeye başlamıştı çünkü büyük ihtimalle Hyunjin ve Changbin de istediği izlenimi bırakacaktı. Seungmin sırıttı ve;
"Manipülasyon iyi yöntem ama bilindik. Hadi aşağı inelim Minho ya evi gezdireceğim." Minho ağzı 5 karış açık kalmış Seungmin e bakıyordu. Onun bu kadar zeki olmasını değil de psikolojik bir yöntemi bilmesini beklemiyordu. Kendine geldi ve Hyunjin in ona baktığını gördü. Hepsi aşağı indiğinde gördükleri manzara şok ediciydi. Bir silah iki kurşun ve O yerdeydi...
(Belki geç paylaşıyorum ama olsun. Hikaye nasıl ilerliyor? Çok mu gizem yapıyorum? Yorumlarda belirtin lütfen, galiba birkaç kişi okuyor ama hiçbir okuma belirtisi yok. Lütfen yorum yapın. İyi okumalar dilerim.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Savior
FanfictionMinho: Senden nefret ediyorum. Chan: Aa niye öyle dedin şimdi ben kendime bayılıyordum. Minho: Manyak!