yeni tesis

200 22 22
                                    


Sonunda birşeyler hazırlamıştım ama yinede ne olur ne olmaz boralo ya da sordum.

Chris: tam olarak ne yemek istiyorsun?

Boralo: aç değilim.

Chris: aç olup olmadığını sormadım. Ne yemek istediğini sordum. Ne yemek istiyorsun?

Boralo: ...

Her ne kadar onu zorlamak istemesem de birşeyler yemeliydi. hazırladıklarımı boralonun önüne koydum. Miğdesi bulanmış gibi tiksintiyle önündeki yemeye bakıyordu. Onun yemeyeceğini anlayınca kaşığı aldım ve ağzına tıkıştırmaya başladım. İlk başlarda yemeyip zorluk çıkarsa da daha sonra pes etti ve benim elimden yemeye başladı.

Boralo: kendim yiyebilirim.

Chris: hayır ben sana yedireceğim.

Boralo bana tuhaf tuhaf bakarken ben onu ağzına bir kaşık daha soktum. Ses çıkarmadı ve yemeye devam etti. Yemeyi bitirdikten sonra ayağa kalktı ve kapıya doğru yöneldi.

Chris: nereye gidiyorsun?

Boralo: eve?

Yanına geldim ve karşısında durup ona gülümsedim.

Chris: burası artık senin evin. Benimle birlikte yaşayacaksın.

Gözleri büyümüş bana "ne diyon aw" der gibi bakıyordu. Tabi bu hali o kadar da uzun sürmedi. Tam bana karşı çıkacağız sırada onun kolundan tuttum ve kalacağıMIZ odaya götürdüm.

Chris: yorgun olmalısın. Uyuman ve dinlenmen lazım.

Onu odanın içine ittirdim.

Boralo: aa-

Ve çat diye kapıyı suratına kapatım. Benimde yapmam gereken bir sürü iş vardı. Öncelikle dağılmış çalışanlarımı toparlamalıydım. Marcusun ölümü bana çok fazla şey kaybettirmişti. İlk olarak onun yerini alması için geçici birini bulacaktım. Daha sonra da boray'ı işlerime dahil edecektim. Ne de olsa tüm gün boş boş oturmayı ne o ne de ben isterdim eminim ki marcus'un yeri ona çok yakışacaktı. Tek sorun onu evde yalnız bırakamazdım. Boralo kaçabilir veya benim yokluğum da intihara kalkışabilirdi. Buna da bir çözüm bulmam lazımdı. Bende işlerimi evden halletmeye çalışacak ve sonra da boralo ile şirkete gidecektim. Tabi önce onun kendini toparlaması lazımdı.

Çalışma odama geçtim ve güvendiğim birkaç adamım ile iletişime geçtim. Yeni bir tesis kurmaya karar verdik. Bu ana tesisin yerini alacaktı. Mutantları ise yok edecektik.

Bobby'i iyileştirmek için boralonun doktor bulmaya gittiği sırada alt kata inmiş ve orada garip yeşil bir sıvı bulmuştum. O sıvıdan birkaç örnek almıştım. Yeni yaratıkları bu sıvı ile oluşturacaktım. Sıvıyı doktorlara gönderdim ve incelemelerini söyledim. Daha sonra doktorlar ile tekrar iletişime geçerek sıvının bir işe yarayıp yaramayacağını öğrenecektim.

2 saat sonra:

Yaklaşık 2 saat ara vermeden çalışmıştım. sonra içeriden gelen sesler yüzünden dikkatim dağılmıştı. Bora sanırım uyanmıştı. Masadan kalkacaktım ki kapının açılması ile geri yerime oturdum. Bora uyanmış bana bakıyordu. Ona soru sorar şekilde baktığımda konuşmaya başladı.

Boralo: seni rahatsız ettiğim için üzgünüm ama az önce kapı çaldı. Takım elbiseli 3 kişi geldi ve seni sordular.

Chris: Ohh demek geldiler ha. Onları içeri çağırabilir misin? Odama gelsinler.

Boralo kafasını salladı ve odadan dışarı çıktı. Gelen kişiler yeşil sıvı için bilgi getirecek adamlar olmalılardı. Odama geldiler ve selam verdiler. Selamlarına karşılık verdim. Baştaki kişi konuşmak için izin istiyordu. Kapıda durup bizi izleyen boraloy'a baktım.

Chris: beyler için bir kahve getirebilir misin hayatım?

Boralo önce bana garip garip bakmıştı sanırım "hayatım" dediğim için. sonra da başını sallayıp odadan dışarı çıktı. kahveyi bu herifler için değil boralonun bizi yalnız bırakması için istemiştim. Ondan dışarı çıkmasını istemek saygısızlık olurdu.

Baştaki adama konuşması için izin verdim.

??: efendim biz minebay doktorları tarafından size bilgi vermek için gönderildik.

Chris: evet? Durum nedir? Sıvı işe yarar mı?

??: sıvı hakkındaki bilgiler bize söylenmedi.

İkinci adam envanterinden bir kitap çıkarmış ve yaklaşıp bana uzatmıştı. Kitabı elinden aldım. Kitabı masaya bırakıp tekrar adamlara döndüm.

??: bütün bilgiler bu kitabın içinde. Bunu size teslim ettiğimize göre şimdi gidebiliriz.

Oturduğum koltuktan kalkıp kapıya doğru yöneldim kapıyı açar açmaz ellerinde tepsideki kahveler ile bana bakan boralo ile karşılaştım. Tıpkı bir hizmetçiye benziyordu. Bu durumda hizmetçi kostümü ona çok yakışırdı. Ona bakıp kıkırdadım. Hahahah.

Boralo: ne?

Chris: hiççç. Sen kahveleri masama bırak. Beylerin buradaki işi sona erdi. Onlara çıkışa kadar eşlik edip geleceğim.

Boralo: tamam.

Odadan adamlar ile dışarı çıkmış ve onları evden postalamıştım. İçeri geçtiğim de salonda beni bekleyen boraloy'u gördüm. Yanına geçtim ve önündeki koltuğa oturdum. Sırıtarak ona bakıyordum.

Boralo: neden bakıyorsun?

Sinirli bir yüz ifadesi ile yanıma gelmiş ve tam karşımda dikilmişti. Tam konuşacağı sırada kolundan tutum ve onu kucağıma oturttum. Şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Burunlarımız birbirine değmeye başlayınca yanakları kızarmış ve yüzünü başka bir yöne çevirmişti. Elimle çenesini tutup yüzünü bana çevirdim. bunu neden yaptığımı bilmiyordum ama hoşuma gidiyordu. Bir an gözlerim dudaklarına kaydı o da farketmiş olacak ki ona dikkat vermem için boğazını temizledi.

Boralo: ohom! ne yapıyorsun? Kes şunu!

Gözlerimi dudaklarından ayırdım ve tekrar gözleri ile buluşturdum.

Chris: olmaz.

Boralo: ne demek olmaz?

Chris: olmaz işte. Fazla güzelsin. Seni bırakamam.

Yüzü daha da kızarırken ben ise onu kendime daha da yaklaştırmıştım. Onu çok fena öpmek istiyordum ama yapmazdım.

Boralo: chris! Sana yapma dedim.

Chris: tamam tamam.

Daha fazla dayanamayacağımı anladığım için boraloy'u kucağımdan indirdim. Biraz daha o şekilde kalırsak yanlış şeyler yapabilirdim.

Onu indirdiğim gibi yüzünü elleri ile kapatmış ve koşarak salondan çıkmıştı. Güldüm. Şimdi olmasa bile yakında altımda mahvolacağından haberi yoktu.

~

Bunu yazarken geberdim diğer bölüm için efso bir fikir var aklımda (kesinlikle orijinal:D)

Görüşürüz insancıklarrr<<3

810 Kelime~

Yanlışlıkla AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin