Mecal

Ölüm?

Selamm nasılsınız oy vermeyi unutmayalım ayrıcaaa bu hikayedeki herkes ve herşey hayal ürünüdür

--------------------------------------------------------

Arkamı döndüm, döndüğüm gibi Kaan'ı gördüm. "hayırdır bu saate dalmışsın odaya" "bir eksik var mı diye bakmaya geldim komutanım" "dalmanın nedenini sordum" "hiç öyle dalmışım komutanım özür dilerim" "peki" dedi. Ve bitti bundan sonra konuşmadık. Tim toplandı hazırlandık e yolla çıktık. Eren ısrarla Nazlıya kız gözüyle kendisini değerlendirmesini istiyordu. Nazlı ise susmasını söylüyordu. Eren görevden sonra Azra denen bir kızla görüşecekmiş. Dursun abiyle beraber gideceklermiş. Erenin dediğine göre kızla baya bakışıyorlarmış ama bir türlü konuşmuyorlarmış Erende bugün kızla konuşacakmış.

Ben düşüncelere dalmışken varmıştık. Herkes arabadan indi Kaan ve ben sınırın yanındaki askerlerin yanına gittik diğerleri etrafa bakıyordu. Askerden bir sorun olmadığına karşı bilgiyi aldık. Sorun olmadığını anladığımız için gitmeye hazırdık. Kaan time seslendi "tim toplan gidiyoruz" herkes yan yana geldi arabaya geçtik. Gözüme bir taş takılmıştı arabanın önünde "Eren kalk bakim şu taşı kaldır" dedim. "emredersiniz komutanım" dedi ve koşarak arabadan inip taşı indirecek iken bir ses geldi. Kurşun sesi erene isabet etmişti.

Bir anlık şokla durdum. Nazlı hemen arabadan indi koşarak erenin yanına gitti. Herkes arabadan indi erenin başına toplandı. Ben kıpırdayamıyordum. Algılayamıyordum askerler timin etrafını korumak amaçlı sardı. Silahlarını yukarı doğrultup etrafa baktı. Nazlının bağırışları kulağıma geliyordu. Yardım istiyordu. Ama ben kıpırdayamıyordum. Ölmüşüydü? Hayır, hayır eren bu kadar erken gidemez ayrıca benim yüzümden asla. Değil mi? Bir anda Kaan yanıma geldi.

"ada kalk" dedi. Kalkıp gidersem sindirirdim olayı ama bunu yapabiliriydim. Hayır, bunu kesinlikle yapamazdım. Kaan konuştu. "kalk hadi ada bak şimdi birini daha kaybedemeyiz kalk hadi yalvarırım ada hadi" ona baktım. Elini uzattı. Elini tutum ve aşağı indim. Erenin olduğu yere doğru gittik askerler ufak bir ara açtı geçmemiz için ben geçtim. Ardından Kaan geçti. Erene baktım. Yerde yatıyordu. Neden kalkması lazım evet hemen eğildim. "Eren kalsana hadi" dedim. Sakince birkaç asker bana şaşkınlıkla baktı. Nazlı ambulansı arayın dedi. Ambulans geldi. Ereni sedyeye aldılar ve götürdüler. Turgay onla beraber gitti. Bizde arabaya bindik nazlı hala ağlıyordu. Ama ben tek bir gözyaşı bile dökmemiştim.

Çünkü ölmemişti eren ölmezdi. Hastaneye vardık. Herkes hemen ameliyathanenin önüne geldi. Saat akşam 3e geliyordu ve hala hepimiz bekliyorduk. Biliyorduk yine bu hastaneden vatan sağa olsun diye çıkacağımızı ama ya çıkmasak. Doktor çıktı dursun abiler oturdukları yerden hızlıca kalktı. "başınız sağ olsun" ve Kaan o cümleyi kurdu. "vatan sağ olsun" bir anda yakama nazlı yapıştı. "senden nefret ediyorum. O taş orda kalsaydı ne olurdu ölümüydün bir damla bile gözyaşı dökmedin" dedi. Gözümü sıkıca yumdum. "bazen acı gözyaşı dökmeden hissedilir" dedim. Evet, gözyaşı yoktu. Gözümde...

Nazlı yakamı daha da sıkı kavrayıp gözümü açmamı sağladı. Gözümün içine baka baka o cümleyi kurdu "her şey senin yüzünden" anlatmıştım. Ona time bunu duyunca herkes şaşırdı. Çünkü tim kendi arasında bu söz yasak demişti. Dursun abi hemen "Nazlı bırak o senin her şeyden önce komutanın" dedi. Nazlı yakamı bıraktı. Turgay nazlıyı aldı ve aşağıya indirdi. Kaan bana bakıyordu. Ve sonra konuştu "hadi dönüyoruz" dedi. Herkes aşağı indi bende indim.

Tim evine vardığımızda herkes salona geçti. Kimse konuşmuyordu. Ne söylenebilirdi ki aptal, kafasız bir komutanın saçma emrinden dolayı öldüğü açık ve netti.

3 saat sonra

Saat 6 veya 7 idi bense şuan erenin evine doğru yoldaydım. Ailesine söylemeliydik öğleden sonra tören vardı. Evin önünde arabanın durduğunu görünce arabadan indim. Elime erenin beresini aldım. Kapıya doğru ilerleyip tıklattım. Kapıyı gülen yüzlü Hatice abla açtı birkaç saniye sonra düşecek olmasına rağmen bana sarıldı. "hoş geldin kızım ne oldu eren gelmedi mi" dedi. Ve arkama baktı. Onu görmek ister gibi yüzüne baktım. "kızım yüzün bembeyaz olmuş ne oldu" dedi.