The Last Silence

2~

Sabah olmuştu. Harin gözlerini araladı ve etrafa bakındı. Burası da neresi? Dün gece olanları hatırladı Harin. Yatağından doğruldu ve endişe ile pencereye yöneldi. Deniz kenarında büyük olasılıkla iki katlı bir evdi burası. Peki buraya ne için getirilmişlerdi?

Gözlerini araladığında etrafa bakındı Chae. Korkmuştu. Bu evi daha önce hiç görmemiş ya da gelmemişti. Bi anda aklına dün yaşananlar geldi. Yukie şimdi neredeydi?

***
Aşağıda oturup konuşan çocuklar kızların bağırmaları ile irkilmişti

Felix:
"Birisi gidip şunlara susmalarını söylesin"

Chan:
"Herkes kendine sorumlu kıza durumu açıklasın ama nedenini sakın söylemeyin" hepsi odalara daldı. Chan kapının önünde durdu anahtarı cebinden çıkarıp kapıyı açtı. Harin önce korksa da sonra karşısındaki kişi ile şok oldu.

Harin:
"Sen... "

Chan sırıttı. "Merhaba Harin ben Chan"

Harin dişlerini sıktı. "Neden bizi kaçırdın?!" Chan şaşırmıştı.

"Senden başkalarınıda kaçırdığımızı nasıl bildin? "

Harin:
"Ben aptal değilim Chan bizim okuldaki diğer kızların sesleri de geliyor. Ayrıca soruma cevap ver"

Chan:
"Maalesef bunu şu an söyleyemem ama bu sizin iyiliğiniz için" dedi ve kapıyı açıp çıktı.

***

Wien kapıda Hyunjin'i gördüğünde deliye dönmüştü. Hyunjin içeri girdi ve kapıyı kitledi.

Wien:
"PİSLİK! Ne yaptığını sanıyorsun! Neden-" Hyunjin işaret parmağını Wien'in dudaklarına götürdü.

"Şşştt. Sana şuan neden burada olduğunu söyleyemem ama senin iyiliğin için"

Wien Hyunjin'in elini sertçe itti "Sen ve benim iyiliğim. Hah! Güldürme beni Hwang! "

"Nasıl istersen Kim" dedi ve odayı terk etti.

***

İçeri hızla dalan Felix ile irkildi Chae.

Felix:
"Bağırmayı kes artık" Chae yutkundu.

"Ben bağırmadım" dedi güçsüzce. "Neden" dedi Felix şaşırmıştı doğrusu.

Chae:
"Gerek yoktu" dedi dizlerini kendine çekti ve kollarını bacaklarına sardı ardından kafasını dizlerine gömdü. Felix şaşkındı. Chae'nin her halinden belliydi korktuğu ama o bile tahmin edememişti bu kadar durgun biri olacağını. Kendini odanın dışına attı ve kapıyı kapattı.

***

Kapı açılmıştı. Sulli şaşkınlıkla Jeongin'e baktı. İnanamıyordu ona bunu yaptığına.

Sulli:
"Hangi yüzle buraya geldin? "

Jeongin derin bir iç çekti. "Ne demek istiyorsun Sulli? "

"Hangi yüzle buraya geldin? Beni kaçıran yüzünlemi yoksa bana arkadaş gibi davranan yüzünle mi? "

Jeongin:
"Bak Sulli seni neden kaçırdığımı şuan söyleyemem vakti gelince anlarsın. Şimdi susmalı ve bana inanmalısın"

Sulli:
"Yeter artık seni görmek, sesini duymak istemiyorum! Nasıl sana inanamamı beklersin Yang Jeongin! Nasıl! "

Jeongin:
"Bak Sulli-"

Sulli:
"Çık! Git kapıyı kilitle, ne halt yiyorsan ye ama git!" Jeongin yutkundu ardından odadan çıkıp kapıyı kapattı. Herkesin aşağıda olduğunu anladı ve salona gitti. Herkes Jeongin'i bekliyormuş gibi ona döndü.