bahçede dip dibe oturan arda ve ferdi ikilisindeydi gözlerim. bizimkilerle bahçede otururken yaptığım tek aktivite buydu genel olarak. ne zaman ferdiye baksam hemen yanında arda oluyordu ve bu benim sinirlerimi çok fena bozuyordu. sevgililerdi ve bunu saklamaya bile çalışmıyorlardı.
ferdi göz ucuyla bana baktığın da kaşları çatılmıştı. gözlerimi şuan da kaçırmam gerekiyordu çünkü tam anlamıyla bir sapık gibiydim. gözlerimi çekmeden bakmaya devam ettiğim de ferdi kaşları çatık bir şekilde önüne dönmüştü.
telefonuma bildirim geldiğin de cebimden çıkartarak telefonuma baktım.
Denizim
zaniolo
çıkışta bir yerde buluşalım
bir şey konuşmamız gerek.kaşlarım çatıldığın da neler olduğunu çözemiyordum. denizle sevgiliydik ve her zaman bana sevgi sözcükleriyle hitap ederdi. şimdi bir anda nolmuştu?
Nicolo
tamam aşkım
bana gel?Denizim
tamam.denizin mesajına görüldü attığımda telefonu cebime koydum. gerilmiştim, acaba ne konuşacaktı benimle?
denizi seviyordum, çok masum seviyordu beni ama bir türlü kabullenememişti bizi. ne arkadaşlarına, ne benim arkadaşlarıma, ne de benim arkadaşım onun ise abisi olan kereme bahsetmiyordu bizden. aramızda üç yaş fark vardı, ben reşittim o ise değildi. zaten bir kaç hafta sonra reşit olacaktı ve ilişkiye başlayalı çok olmamıştı. yüksek ihtimalle kerem biliyordu denizle aramızda ki ilişkiyi.
kafamda ki düşüncelerden sıyrıldığım da ferdiye baktım. kaşlarını çatmış sinirli bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu bu sefer gözlerimi ondan çekerek sınıfa gittim. ferdiyi ne zaman görsem ona bakasım geliyordu, neden bilmiyorum ama sürekli olarak ardanın peşinden koşması sinirimi bozuyordu. aslında biraz da kıskanıyordum onları. ikisi de ilişkilerinden çekinmiyordu ve istedikleri gibi yaşıyorlardı ilişkilerini.
dersler bittiğin de hızlıca arabama yürüdüm ve eve geçtim. denizi beklerken bir duş alarak altıma siyah eşofman giydim. hava sıcak olduğu için üstümü çıplak bırakmayı tercih etmiştim.
koltukta telefonumla oyalanırken zil çaldı. kalkıp kapıyı açtığım da benden kısa olan denizi gördüm karşımda. üstüne mavi bir tişört altına da klasik bir siyah pantolon giymişti. sırtında ki çantasıyla çok tatlı duruyordu. ona sarıldığım da karşılık alamadım. kaşlarım çatılırken geri çekildim.
deniz beni es geçerek içeri girerek salona geçti. bende hemen yanına gittiğim de koltuğa oturdum. yüzünde her zamankinin aksine gülümseme yoktu, gözleri duygusuz bakıyordu.
yanına giderek ellerinden tuttum ve "denizim? noluyor?" dedim kafamı eğerek yüzüne bakmaya çalıştım.
kafasını kaldırıp gözlerime baktığın da ellerini çekerek "ben ayrılmak istiyorum." dedi ciddi bir surat ifadesiyle
ona güldüğüm de "yavrum noluyor söylesene?" dedim sorumu tekrardan yenileyerek
deniz ayağa kalkıp "şaka yapıyor gibi bir halim mi var sence?" dedi kaşlarını çatarak
bende onun gibi ayağa kalktığım da "ne demek ayrılmak istiyorum deniz?" dedim sinirli sesimle.
"ayrılmak istiyorum işte bu kadar basit." dedi günlük bir sohbet ediyormuş gibiydi.