1.Bölüm: Moniyosya Krallığı

300 27 53
                                    

Tekrardan Merhaba sevgili Okur..

Aslında bu kitabı tekrardan yazma kararı aldım düzgün bir Türkçe ile yavaş olaylarla
Umarım sizi eğlendirebilirim İyi okumalar dilerim..

      Eşitsizlikten nefret ediyorum.    Hepimiz aynı şekilde dünyaya             geliyoruz büyüyoruz, ergenliğe giriyoruz ,yetişkin oluyoruz..
Ve sonunda hepimiz aynı şekilde ölüyoruz, bu ölümlü dünyada farklı koşullarda yaşamanın anlamı nedir ki?

Bir dürtünmeye karşı uyandım üşüyor gibi hissediyordum gözlerimi açtım ve beni dürten kişiye baktım..
Bu tek arkadaşım Lilaydı...
"Gökçe? İyi misin"
Biraz endişeli gibiydi Sorunu merak etmiştim..
"Sorun nedir Lila?" sakince sordum

"Dün akşam biraz ateşin vardı seni dürtmeme rağmen yavaş uyandın bu beni korkuttu, daha iyi misin?"
Lila Endişeli görünüyodu

"Merak etme daha iyiyim.. " yavaşça doğruldum

Lila camdan baktı ve heyecanla bana döndü

"YAKLAŞMIŞIZ SONUNDA KALENİN SURLARI İÇİNDEYİZ!!"
Lila Mutluluktan bir şarkı mırıldanmaya başlamıştı

Bu beni Gülümsetmişti... Trenin Camından baktım net göremesemde uzakta olan dikili binaları gördüm.. havayı inceliyordum beyaz şeyler yağıyordu kar olduğunu anladım
hava belli ki soğuk bir ayaz içindeydi.

"Sessiz olsanıza, trendekiler sizin Gürültünüzü çekmek zorunda mı?"
Ses tanıdıktı.. Sese doğru döndüm

Bu Ericti
onu sevmiyorum hem zorba hem de kendini beğenmişin teki..

"Sen kendi odana gitsene seçilmeyeceğin çok belli eminim ki bu Kalede Senin gibi birisine ihtiyaç yoktur" Lila Sesli konuşmuştu

"Beni geçtim Sence bu girebilecek mi?"

beni işaret etmişti
Bu benim hoşuma gitmemişti.. ama bu belliydi..

Lila birden Erice bağırmaya başladı ve aralarında tartışmaya başladılar
Onları ayırmak istemedim..

Tren birden ani bir fren yaptı, Lila ve Eric aniden yere düştü
Onları görünce Gülmeden kendimi alamadım
"Hey bu komik değil" Lila bana kızmıştı ama pek umrumda değildi"

Herkes Trenden inmeye başladı.
Bizde oyalanmadan dışarı çıktık.

Dışarı çıktığımda çok sayıda insanın beklediğini gördüm. Şahsen ben fazla umutlu değilim.
Herkes sıradaydı.. Bense en arkada duruyordum etrafı inceledim arkada açılmış bir çadır vardı.. içi dikkatimi çekmişti dolu dolu kitaplar vardı.
gizlice içeri girdim ve kitapları incelemeye başladım farklı dillerde yazılmıştı..
"bu harika.. " Kısık şekilde söylemiştim

"Sanırım kitaplardan hoşlanıyorsun.."

Tanımadık bir ses beni ürkütmüştü
Aniden arkama döndüm ve sesin sahibine doğru kısa boylu yetişkin bir kadına benziyordu

"Affedersin korkutmak istememiştimSadece Dil kitaplarına baktığını gördüm.. Onları kimse okumuyor veya kimse dikkat etmiyor"
Kadın tatlı bir gülümseme ile bana baktı Bu benim ister istemez gülümsememe neden oldu.

"Gerçekten mi oysa kitaplar arasında en çok farklı dilde yazılmış Roman kitapları hoşuma gitmiştir"
Kadın mutlu olmuş gibiydi

"Bu harika farklı diller öğrenmek harikadır Ben de çok severim!"
Kadın nefes aldıktan sonra konuşmaya devam etti
"Hey Biliyor musun aslında buraya girecek insanları seçmek için toplanmış seçmenlerden biriyim
ve dil bilmen seni öne atar"

Kalenin Beyaz MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin