3.Bölüm

43 6 1
                                    

Tekrardan içeri girdiğimde Emirle Barış partiyi veren yeni çocukla konuşmaya başlamışlardı. Meraklanıp hızlandım. Su ve Poyraz arkamda kaldılar. Yanlarına gittiğimde çocuğun gözleri üzerimde gezindi. Klasik bir parti elbisesi vardı üzerimde. Hafif kabarık şeylere bayılırdım. Kendimi peri gibi hissediyordum içinde. Zaten kendimi bildim bileli perilere kanatlara elbiselere bayılıyordum. Üstümde de toz pembe hafif kabarık mini bir elbise vardı. Saçlarım dağınık topuzdu. Hafif bir makyajla geceyi kapatmıştım.

Çocuk bana uzunca baktıktan sonra tatlı bir tebessümle bizim çocuklara döndü.
"Öyle işte." dedi.
" Bu yüzden Eskişehir'den İzmir'e geldim arkadaşlarım da peşime takıldılar. Biz de bir biz geldik partisi.. yapalım dedik"

Hiçbir şey anlamamıştım. Ama bozuntuya vermedim neyseki ben Emirler'den daha sonra öğrenirim diye düşündüm. Onlar konuşmaya devam ederken arkadan Poyraz ve Su geldi. Poyraz'da anlayamadığım bir gerginlik vardı. Kendine rakip geleceğinden mi korktu anlamadım ama pek hoş bakmıyordu çocuğa hoşuna gitmemişti belli ki..

Yakışıklıydı çocuk siyah dağınık saçları, sıradan kahverengi gözleri vardı ama gözleri farklı bir anlam katıyordu sanki. Tahminimce boyu 1.80 civarındaydı.
Onu dikkatle izlemeye devam ettim. Tamamen dalmıştım ki çocuğun gözleri gözlerimle buluştu. Utanıp gözlerimi kaçırdım. Çocuk gülümsedi.

"Bir şey mi söyletecektin?" dedi.

Ne diyeceğimi şaşırdım. Kem küm ettim. Sonunda aklıma henüz adını bile bilmediğim geldi. "Şey.."dedim" İ-ismin" kekeleyince duraksadım.
"İsmini öğrenemedim de" dedim. Bana şaşkınlıkla bakan çocuğa.

Güldü. Mütevazi bir tavırla. "Kusura bakma." dedi "Fark etmemişim, Doruk ben, Doruk Dinçer."
Elini uzattı. Ben de karşılık verdim aynı şekilde.

"Gökçe Atahan.."

Biz konuşurken Barışla Emir pis pis sırıtarak bize bakıyorlardı. Onlara önünüze dönün hemen! Bakışı atınca gülüp toparlandılar. Emir çocuk görmeden elleriyle bir şeyi beğendiğimizi gösteren işareti yapıp baş parmağı ile diğerlerini birleştirerek salladı.

Şimdi seni öldürdüm Emir, tepene bineceğim..

Onu umursamamaya çalışıp tehditkar şekilde gülümsedim.

Müzik sesinden birbirimizi zar zor duysak da anlaşabiliyorduk.

Poyraz lafa girdi. "Buralara yeni geldin değil mi? Yeni olmasam illa hatırlardım seni."

"Evet." dedi Doruk. "Yeni geldim arkadaşlarımla."
O sırada arkada dans eden iki çocuk yanımıza geldi.

Doruk çocuklar yanlarına gelince
"Tanıştırayım Demir ve Ege.."
İki tane aynı boylarda çocuklardı. Demir dediği çocuk sarışın diğeri kumraldı.

Çocuklar bize selam verince hepimiz tek tek kendimizi tanıttık.
En son "Poyraz Atahan.." denildi..

Partiden gece 4 gibi ayrıldık. Ayaklarım tutmuyordu resmen. Çok yorulmuştum. Yarın okul vardı ve ben maksimum iki saat uyuyabileceğimi düşününce içimden hadi kızım hadi Gökçe sen dayanırsın.. diye kendimi teselli ediyordum.

Eve giderken arabada uyumuşum biraz, gelince Poyraz'ın dürtmeleriyle uyandım.

"Gökçe! Şşt hadi kızım kalk geldik."

Zar zor kalktım ama yürüyecek halim bile olmayınca Poyraz tek hamleyle kucağına aldı beni. Ben de abimin kucağında gözlerimi tekrar kapattım.
Benim gözlerim kapalıyken o konuşmaya başladı.
"Cihan gelmiş midir acaba?" dedi babamı kasdederek.

"Bilmem.." dedim uykulu bir sesle. "Gelse de bizi sormaz zaten."

Güldü Poyraz, ama acı bir gülüştü bu. Sanki alışılmış, kabullenilmiş ama hala canını acıtan bir gülüştü. Her ne kadar babama saygı duysam da bizi sevmediği konusunda Poyraz kadar ben de emindim.

"Doğru.." dedi Poyraz. "Umrunda mıyız ki sanki!"

Sustum. Konuşmaya mecalim yoktu. Poyraz kucağında odama kadar çıkardı. Aynı kattaydık zaten. Kapımı zorlana zorlana açtı, içeri girdi yatağa bıraktı .

"Kıyafetlerin nerede senin?" dediğini duydum .
Başım zonkluyordu yorgunluktan.
Yarım yamalak bir şekilde "Dolap.." dedim devamını getiremeden Poyraz dolabı açıp pijamalarımı aldı,üstümü değiştirdi. Makyaj masasının üzerindeki pamuk ve makyaj temizleme suyu ile makyajımı temizledi.
En son üzerimi örttüğünü hissettim.
Gitmeden kolunu tuttum. "Abi.." dedim
Bunu çok fazla dememiştim daha önce.
"Beni hiç bırakma olur mu?" "

Poyraz şaşkınlıkla baktı.
" Ne diyorsun be? Niye bırakayım manyak. "
" Bilmem.. Öyle işte bırakma. "
" Tamam tamam hadi uyu sabah yine bağıracaksın nasıl olsa Poyraz kaalk hadi geç kalıyoruz bıktım yaa senden diye "dedi gülerek.

" Dünyanın en iyi abisi bende. "dedim sessizce.
Saçıma öpücük kondurup" İyi geceler birtanem. "dedi

Bende kafa salladım sadece, Poyraz yataktan kalkıp gitti kapıyı kapattığını duydum. Anında uyumuşum...

Poyraz kapıyı kapatıp tam odasına gidiyordu ki Nazlı Sultanla karşılaştı.

" Ödüm koptu anne! "
" Neredesiniz siz kırk defa aradım saat kaç Poyraz Efendi?"
"Annecim her zamanki rutin işte sen niye bekledin bizi ya?
" Ödüm koptu ulaşamayınca. "dedi Nazlı.
" Sokakta mı buldum ben çocuklarımı! "

Poyraz gülüp öptü Nazlı'yı." Merak etme sorun çıkarmadık eğlendik geldik sadece. "
Nazlı' nın gönlünü alıp odasına gidiyordu ki duraksadı. Aklına bir soru gelmişti. Sormaya korkuyordu sanki, cevabından korkuyordu. Ama sormak istedi yine de.

" Anne!"dedi Nazlı tam aşağı inecekken durdu.
" Babam geldi mi? "
" Evet aşağıda. "
" Bizi sordu mu? "dedi bir ümitle belki sormuştur ümidiyle.
" Poyraz.. "dedi Nazlı mırın kırın edince anladı Poyraz.
" Sormadı değil mi.. "dedi acıyla." Neyse boşver iyi geceler. "

Nazlı cevap bile vermeden odasına gitti Poyraz, hiçbir şey düşünmemek için üstünü değiştirip anında yatağa attı kendini. Zaten okula uyanmak ölüm gibi olacaktı.. Oracıkta uyudu o da..




ATEŞ:ÖLÜM OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin