Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Genç kız yorgun bir şekilde oturan ev arkadaşına baktı, kendini şu aralar yıpranmış ve dağılmış duruyordu. Ona sorunun ne olduğunu sormak istiyordun ancak ters tepki alacağından adım gibi emindin. Komodinin üstünde duran telefonun ortamda ki sessizliği bozmuştu. Bilinmeyen numara yazısını görmenle kaşlarını çatmadan edemedin. Hanma'nın sana olan tedirgin bakışlarını fark ettiğinde yine ne karıştırdığını düşünemeden edemedin. Titrek bir nefes vermiştin, açtığın telefonu kulağına götürmüş 'alo' diyebilmiştin.
"...Üzgünüm nişanlınız hayatını kaybetti." Kulaklarına uğultuyla duyduğu şeyi idrak etmeye çalışıyordu. Ellerinden kayan telefon zemine düşmüş, kendini yere bırakmıştın. "Yine ne sikim dönüyor y/n?" Hanma'nın sorusuna karşılık verebilecek durumda dahi değildin. Nefesin kesiliyordu, ne yapacağını bilmiyordun. Hanma, senin kötü durumda olduğunu yeni anlamış olacak ki çöken bedenine yaklaşmış, önünde dikilmişti. "Neyin var dedim sana?" Tam bir şey diyeceğin sırada dudaklarının arasından hıçkırık firar etmişti.
Hanma, yerinden kalkmayacağını farketmiş olacak ki kolundan tutup seni çekiştirmişti. Kolunu hızla ondan kurtarıp, hızla evden çıktın. Bu saatte her ne kadar dışarı çıkmak senin için tehlikeli olsada, hayatının aşkı ölmüştü. Bir anda neler olmuştu? Kalbin deli gibi atıyor, avuç içlerin terliyordu. Midende hissettiğin kramp inlemeden edemedin. Gözlerinden yavaşça süzülen yaşlar görüşünü engelliyordu, arkadan gelen motor sesiyle kaldırma çıkmış, elini yanındaki duvara yaslamıştın. "Atla çabuk, bu saatte dışarı çıkmaman konusunda seni uyarmıştım." Kaşlarını çatmış seni bu hâle getiren adama bakmıştın. Nereden bir bela geliyorsa sebebi ev arkadaşın Hanma Shuji yüzündendi. "Bu durumdayken sence bunu mu düşünmem gerekiyor?!" Sesini yükselterek söylediğin sözlere karşılık yüzünde sırıtma yayılmıştı adamın.
"Senin yüzünden başımıza gelmeyen kalmadı ve sen hâlâ yüzüme bakıp sırıtıyorsun! Asıl sıkıntı sensin burada, canın cehenneme Shuji gözüme gözükme!" Son cümleyi söylerken sesin titremişti. Onun yanından hızla ayrılırken, hızla hastaneye koştun. Bir yandan deli gibi ağlarken, bir yandanda nişanlının ailesine ulaşmaya çalışıyordun. Bir yanıt yoktu hiçbirinden. Hastaneye giderken evlerinin önünden geçeceğin için kendine lanet okudun. Ailesinin seni sevmediğini hatta ilişkinize karşı olduğunu biliyordun.
Koşarak sol tarafa doğru girmiş, karşına küller içinde çıkan eve baktın. Elinde tuttuğun telefon ikinci kere yere düşüyordu bugün. Neler oluyordu? Yüzüne vuran mavi, kırmızı ışıklar, yerde duran ceset torbaları her şeyi açıklıyordu. Tam şeritin altından geçeceğin sıra kolunda bir el hissettin. "Bırak beni!" Bırakması için olduğun yerde çırpındın, ancak çırpındıkça koluny daha da sıkıyordu karşındaki kişi. En son kendine geldiğinde tanıdık koku burnuna firar etti.
"Sana peşimden gelmemeni söylemiştim!" Tükürürcesine söylediğim sözleri pek takmamıştı yine. Arkasında duran Kisaki ile kaşlarını çattın, buradaki durumdan pekte memnunmuş gibi duruyordu. Derdi neydi bunların? Hanma ellerini kolundan çekince onlardan uzaklaşmış, olay yerine daha da yaklaşmıştın.
Şu anda hastanede olman gerekiyordu, ancak olduğun yerde kilitlenmiştin.
Bu yangına sebep olan neydi veya kimdi?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Dün gece 3.00 sularında çıkan yangında üç kişinin ölümüne sebep oldu."
Hanma Shuji, uzun zaman sonra ilk defa keyfi yerine geldiğini hissediyordu.
