Seni seviyorum..

24 2 0
                                    

Güneş doğalı yaklaşık 4 saat olmuştu fakat Yiğit bana tek mesaj dahi atmamıstı. Daha fazla dayanamadim ve onu aramaya karar verdim. Aradığım zaman meşguldü. Tekrar aradım ve tekrar meşgul. Bu durumda ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ve saçma sapan şeyler düşünmeye başladım. Çok geçmeden içeriye bir hemsire girdi. Danışmada bir beyefendi olduğunu ve ne olursa olsun benimle görüşmesi gerektiğini söyledi. O kişinin Yiğit olduğunu düşünerek apar topar aşağıya indim. Karşımdaki kişi Yigit'e çok benziyordu ama onun olmadığını biliyordum. "Siz Kimsiniz ? Ne istiyorsunuz benden ? " dedim. "Ben Yigit'in abisiyim. Yiğit gitti ve.. Ve bu mektubu size mutlaka vermemi söyledi. Ben çok fazla şey bilmiyorum ama bu mektupta hersey yaziyormus. Zaten geri döner o." dedi. Elindeki mektubu elim titreyerek aldım. İçerisinde ne yazdığını bilmiyordum ama gene de korkuyordum. İçime bir ateş düştü ve o adam hastaneden uzaklaştıkca daha da büyüyordu. Hiç sesim çıkmadan odama gittim ve mektubu açtım. Yigit'in el yazısı pek başarılı bir yazı değildi. Hatta bazı kelimeler okunmuyordu.
"Sevgilim,
Sadece iki gündür beraberiz ve seni o kadar iyi tanıdım ki.. Sadece iki gündür tanıyorum ama o kadar seviyorum ki.. Apar topar gitmem gerekti çünkü.. Misra sana yalan söylemek istemiyorum. Aslında is hayatımdan sana hiç bahsetmedim fakat.. Misra isim çıktı. Ama geleceğim söz veriyorum. Tekrar geleceğim. Beni beklemeni istiyorum çünkü daha yaşayacağımız çok şey var ve ben seni istiyorum. Çok uzun zamandır içten içe kendimi yıkılmış gibi hissediyordum. Ama o gün beni bu yığından sen kaldırdın. Yosun kokusundan korkma çünkü yanında olmasam bile nefesin olmaya devam edeceğim. Mısra.. Yazacağım sana sürekli. Bunun için söz veriyorum. Seni seviyorum."
dedi adam. Ve ben o yıkılmıştım. Çok saçmaydı hersey çünkü suan yanımda olmasi gereken tek kişi oydu. Ama yoktu yanımda. Çok saçmaydı. Herşey ne kadar da olmaması gerektiği gibi.. Bekleyecektim onu çünkü.. Aşık değildim ona ama bilmiyordum işte. Ona olan hislerimin bir adı yoktu. Can yakıcı ama bir o kadar da güzeldi. Seviyordum ama aşık değildim.

O günü nasıl geçireceğimi bilmiyordum. Kendimi o kadar çaresiz hissediyordum ki.. Kuyuya düşen Yusuf gibiydim. Ama sonunda oluşacak bir mucizeye inanmıyordum. Onunla daha hic bir sey yapmamıştık ve hayallerimi de alıp gitmişti. Geri gelecek miydi? Ya da gelince bana dönecek miydi? Bunlarla boğuşurken gök gürlemeye başladı ama hava güzeldi. Ardından hafif bir yağmur.. Bu defa üsüyordum çünkü güneşim yanımda oturmuş simit yemiyordu. Kalkıp üzerime bir hırka aldım. O sırada bir hemsire girdi. Nasıl olduğumu ve nasıl hissettiğimi sordu. Ardından "Bu gün, dün senin için gelen çocuk geldi hastaneye." dedi. Bu ne demek oluyordu şimdi ? Geldiyse neden yanıma ugramadi ya da neden bana kendisi veda etmek yerine bu mektubu yolladi? "Peki neden gelmiş, saat kaçta gelmişti ki ? " dedim. " Sabah biraz erken geldi. Saat.. 7 civarı. Dünkü nakil alınması gereken hastanın çıkış işlemlerini falan halletti gitti. Gordum ve seni çağırmayı mi diye soracaktım fakat beklemedi." dedi. Neden böyle birşey yaptı ki? Umarim mantıklı bir açıklaması vardır diye düşündüm.

Gece olmuştu ve ben hala onu düşünüyordum. Neredeydi, kiminleydi, ne yapıyordu? Ve en önemlisi ben neden onunla değildim? Bu sorular içimi kemirirken yarım saat önce takılan serumum bitmek üzereydi. Kontrol için hemsire gelmişti ve bana acir bir edayla bakmıstı. Neden bunu yaptı hiç bir fikrim yoktu ama çok zoruma gittiği kesindi. Hemşirenin çıkmasıyla birlikte bir doktor girdi içeri ve "biraz konuşabilir miyiz?" diye sordu. Teklifi kabul ettikten sonra yanımdaki refakatçi koltuğuna oturdu. "Bak Misra açık konuşacağım. Neredeyse iki yıldır hastanemizde tedavi gormektesin fakat iki yıldır bir ilerleme kaydedemedik. Bu böyle gitmez. Kendine çeki düzen vermen gerekiyor. Bununla beraber şikayet kutusu içerisinde senin adına dair bi şikayet bulduk. Pencereden aşağı ilaç ve su döküyormuşsun." Demek beni şikayet etmişti. Hain. "Dahası.. geçen gün erkek arkadasinla beraber geldikten sonra nefesin tıkandı. Yosun kokusu aldığından da şüpheliyim " Erkek arkadaşın.. o kadar hoş bir kelime birlesmesiydi ki doktorun fircalarini dinlemiyordum bile. "Evet yosun kokusu aldım ama.. Nefesim yanimdaydi. O yüzden.." derken sözümü kesti ve "Lütfen artık durumunun ciddiyetini anla. Hastalıklı birisin sen!" dedi. O cümlesinde bile Yigit'i görmek de zorlanmadım. "Anlıyorum. Daha dikkatli olacağım. Söz veriyorum" dedim. Doktor çıktıktan sonra herhangi bir mesaj atmış mi diye telefona bakma hissi oluştu. Ne bir mesaj vardı ne de bir cevapsız arama. Yiğit beni aramamisti..
Bana bu mektubu bırakalı 6 saat olmuştu ve ben mektubun her satırını ezberlemistim. 'Sevgilim.. Seni seviyorum.. '
Gece olmuştu ve benim aklım hala Yigit'teydi. Onunla çok fazla zaman gecirmemistik ama geçirdiğimiz her dakikayı hatırlıyordum. Iyice uyku bastırmıstı fakat uyumak istemiyordum. Çünkü uyursam onu daha az düşünecektim. Yarı uykulu yarı uyanık bir haldeydim ve -bu anın olduğuna dair yemin edebilirim- Yigit'i yanımda gördüm. Gene ellerinde papatyalar vardı ve gene gözlerime bakıyordu. Ve ben gene gözlerinin siyahında boğuluyordum. Bana baktı ve 'Seni öpmek istiyorum!' dedi. Ardından tam gamzemin üzerine bir öpücük kondurdu. Masum bir öpücüktü. Ellerindeki papatyayi baş ucuma koydu ve gitti.
Aradan kısa bir süre geçti ve bir kapı sesi geldi. Nöbetçi hemsire gece kontrolüne gelmişti. Hızlı bir şekilde işini bitirip çıktı. Tekrar uyumak ve Yigit'i tekrar görmek isterken baş ucumdaki papatyalari gördüm. Gelmişti. Buradaydi gelmişti. Ellerimde papatyalarla giden hemsireye yetişmek için koştum. Yetismistim.. Hemsire ye odama birisinin girip girmediğini sordum ve bu saatte kimseyi ziyaretçi olarak almadiklarini dolayısıyla odama kimsenin girmedigini söyledi. Hafif bir hüzünle odama döndüm. Papatyalar canliydi ve yeni oldukları belliydi. Gelmişti işte. Buradaydi. Gelmişti ve beni öpmüstü.
Bilmiyorum.. Emin değildim geldiğinden fakat bu papatyalarin bir açıklaması olmalıydı. Aslında bu açıklama pek umrumda değildi. Çünkü bu geceyi her ne olursa olsun çok sevmistim. Geceyi mi sevmiştim yoksa seni mi ? Belki de gecenin getirdiği seni sevmistim.
Bu gece emin oldum ki ben seni sevmiyordum. Ben sana yarım nefesimle aşıktım. Tüm benligimle..

NEFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin