Vampire and Omega Love | Taekook

(1)

"Hayır, kanın değil... Kokun güzel."

Selamm^^

Yeni fic :)))

Kısaca tanıtayım;

Taehyung vampirlerin lordu, yani başı. 499 yaşında 🥰 500 yaşına geldi mi dilek hakkına sahip oluyor. İnsanlar, kurt adamlar -omegaverse evreni yani- , büyücüler ile anlaşma imzaladı. Ne onlar onun şehrine gelecek, ne de vampirler onların şehrine inecek.

Jungkook omega ve 19 yaşında. Vampirler hakkında sadece kan emici olduklarını, uzak durması gerektiğini, belirli sınır alanını geçmemesini biliyordu. Saf, masum diyebiliriz :/

Bu kadardı tanıtım^•^

Neyse iyi okumalarr<3

~~~

Omega Jungkook, neşeli neşeli çarşıda geziyordu. Hayran olunası biriydi. İnsanın bir daha dönüpte bakacağı -ki bakıyorlar zaten- biriydi. Gülüşü insanın içini ısıtıyordu.

Omega, bembeyaz tene sahip, vanilyalı feromonları, iri gözleri, kiraz rengi ince dudakları, kahve uzun saçları, ince beli, biraz dolgun kalçası ile herkesin onu istemesine sebep oluyordu. Alfalar onunla yuva kurmak için can atıyordu. Tabii ki de ailesi izin vermiyordu. Buradaki alfalara oğlunu teslim edemezlerdi.

"Jimin Jimin Jimin! Tteokbokki yiyelim lütfen..." demişti arkadaşına yalvaran gözlerle. Jimin ise arkadaşının tatlılığına dayanamamış, kabul etmişti.

Kasabadaki meşhur yerdi burası, Sungchae ahjussinin yemeklerine bayılıyordular. Hemen boş bir masaya yerleşmişler, sipariş vermişlerdi. Jungkook tek tteokbokki istese de dayanamamış, kimchi, etli pilav ve ramen de istemişti. Yanına da özel yapım portakal suyu da istemişlerdi.

"Söz de tek tteokbokki yiyecektin ama neyse." dedi Jimin imalı bakışlarla karşısındaki güzel omegaya baktı. Jungkook ise dudak büzdü. Ne yapsın ki? Seviyordu yemek yemeyi.

"Ama ne yapayım ki Jimin~" dedi. Jimin ise güldü. Arkadaşı güzeldi, tatlıydı. Alfa olsaydı onunla olurdu ama değildi. Kendisinin alfası vardı, Min Yoongi. Jimin evliydi, mühürlüydü. Yoongi'yi çok seviyordu, aynı şekil Yoongi de.

"Yiyorsun yiyorsun ama kilo almıyorsun ki." Jungkook ne kadar yese de kilo alamıyordu. Aslında kilosundan memnundu. Kilo almak istemezdi.

"Aish! Şu alfalara bak! Gözleri çıkacak neredeyse. Seni burada tek bıraksam kim bilir ne yaparlar?" Bıkkınca konuştu Jimin. Alfalara kötü bakışlar atıyordu. Herkes biliyordu ki Min Yoongi'nin eşi Min Jimin olduğunu. Bakışlarını zar zor Jungkook'dan çekmişlerdi.

"Yemekler de geldi!" diyerek yemekleri getirmişti Sungchae ahjussi. Jungkook heyecanla kıkırdadı. Alfalar ise hülyalı gözlerle izledi. Çok güzeldi omega.

"Yavaş ye Kook! Boğulacaksın." diye çığırdı Jimin. Jungkook acıktığı için hemen yemeye başlamıştı. Ağzının kenarları hep tteokbokki sosu olmuştu. Umursamamış, arkadaşına omuz silkmişti. Jimin ise onu bin kere uyarmasına rağmen ona omuz silkmişti. Jungkook'un saçını çekmiş, böylece Jungkook'un "Yaa..." demesine, saçını ovuşturmasını sağlamıştı.

"Sana saygısızlık yapma demedim mi bin kere? Aramızda aylar var ve senden büyük sayılırım Kookie. Omuz silkilmeyecek hyunga. Anlaşıldı mı?" diye şaka olarak sinirle söyledi. Jungkook'u kötü yollara sevk etmek istemiyordu. O hep masum kalmalıydı. Alfalar ise bu duruma mutlu olmuştu. Jungkook çok tatlıydı ve yemek istiyorlardı.

"Anlaşıldı hyungie." demiş, yemeğine kaldığı yerden devam etmişti. Kısa sohbetler ederek, alfaların bakışları üzerinde yemek yeyip, ödemeyi yapıp çıkmışlardı. Jimin ise eşini görmesi ile yanına varmış, sarılmıştı.