Vampire and Omega Love | Taekook

(8)

Huhuuuu^^

Ben geldim ehehe, valla sovmeyin yeter🥺😭

Hadi bakalımmmm

İyi okumalar dilerim☀️

~~~

Taehyung biraz şaşırmıştı ama hemen kendine gelerek omegayı kucağına çekti. Sıkı sıkıya boynuna sarılmıştı omega. Sinirle yerde yatan alfaya baktı. Şu an bir şey yapamazdı, önemli olan omegasıydı ve onunla ilgilenmeliydi. Onu şu an, şu dakika, şu saniyeden sonra yanından asla ayırmamaya karar verdi.

Eli ile ince belini okşadı, diğer eli ile saçlarını okşamaya başladı. Kulağına "Şşhh... Tamam, sakin ol, geçti güzelim. Bak, ben buradayım. Ağlama daha fazla..." diye fısıldadı. Jungkook burnunu çekerek boynunda soluklanmaya başladı. Taehyung'un hareketleri ve sözleri ile biraz rahatlamış, ağlamaları iç çekişlere dönmüştü.

"İyisin?"

"İ-İyiyim..." dedi Jungkook. Taehyung onu kendinden uzaklaştırdı, yüz yüze gelmelerini sağladı. Kararlı bakıyordu. Umuyordu ki omega onunla gelmeyi kabul etsin. Aksi takdirde hüsrana uğrardı.

"Sana sadece bir şey soracağım ve tek bir cevap istiyorum," diye söze girdi. Jungkook dolmuş gözleri, kızarmış burnu ve titreyen dudakları ile kafasını aşağı yukarı salladı. Taehyung yutkundu ve o sözleri söyledi nihayet.

"Benimle gelmek istiyor musun?" dedi. Jungkook beklemediği için afalladı. Nasıl yani? "N-Ne...?" dedi. Taehyung yüzünü avuçları arasına aldı.

"Tüm her şeyden uzak, benimle birlikte gelmek ister misin? Benim yanıma, benim sürüme. Çünkü artık seni bir dakika bile yanımdan ayırmak istemiyorum Jungkook. Benim için özel bir yere sahipsin..." Sonunda güzelce açıklamış, o güzel sözleri sarfetmişti. Jungkook büyütmüş olduğu gözlerle ona şokla bakıyordu. Olanları unuttu ve sadece Taehyung'a odaklandı.

Beni yanında götürmek mi istiyor? diye içinden geçirdi. Ama neden?

"Jungkook, güzelim... mon amour... Bir şey demeyecek misin, hm?" dedi endişeyle. Onu reddederse ne yapardı bilmiyordu. Tek isteği kabul etmesiydi. Kararsız bakışlarını yakaladı.

"A-Ama neden? Neden beni yanına almak istiyorsun?" diye soru sorunca beklemeden cevap verdi lord. "Çünkü seni seviyorum..." Jungkook'un minik kalbi duydukları ile hızlanmış, heyecanlanmış ve karnı kasılmıştı. Taehyung ona seni seviyorum mu demişti? Yanlış duymamıştı. Öyle demişti.

"Beni... seviyorsun?" dedi usulca. Taehyung başını salladı. Şüphe yok, yalan yoktu. Gerçekti. Jungkook'tan hoşlanıyor, seviyor ve aşık oluyordu. Onu istiyordu. Onu yanında, etrafında istiyordu. "Sen, sen beni seviyor musun, hm?"

"B-Ben, evet? Sanırım... yani, hoşlanıyorum? Çünkü sen kalbimi hızlandırıyorsun ve... heyecanlanıyorum." Kızarık yanakları ile söylemiş, bakışlarını kaçırmıştı. Doğruları söylüyordu. Peki, Taehyung neden sırıtıyordu?

"Öyleyse gel benimle. Birlikte olalım, yuva kuralım. Sadece sen ve ben, biz. İstemez misin? Hem benden hoşlandığını da söyledin."

"Ama ailem ne olacak? Onlar çok üzülür beni göremezlerse..." diye mırıldandı Jungkook. Dudak büzerek Taehyung'a baktı. Taehyung alt dudağını ısırarak, hızla yaklaşmış, minik dudaklara sert bir öpücük kondurmuştu.

"Merak etme, seni ara sıra buraya getiririm."

"Peki..." dedi. Taehyung "Bu, seninle geleceğim anlamına mı geliyor?" dedi. Jungkook başı ile onaylamıştı. Taehyung hafifçe gülümsedi. Çocuk gibi hissediyordu kendini. Heyecanlanmıştı. Jungkook'la beraber ayağa kalktı. Jungkook düşecek gibi olurken hemen bacaklarını vampirin beline sardı, sıkı sıkıya boynuna sarıldı. Büyütmüş olduğu gözlerle şaşkınca ona bakıyordu. Birden ayağa kalkması onu korkutmuştu.