f/3

10 0 0
                                    

fasıl, 3
kendini sevmeyi öğrenmenden nefret edecek birileri vardı, cümleleri ne can yakardı.

aradan günler geçtikçe jeongguk'la aramızda çok saçma bir şey olmaya başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

aradan günler geçtikçe jeongguk'la aramızda çok saçma bir şey olmaya başladı.
nasıl anlatılır ki?
jeongguk benimle yakınlaşıyor ama bana inanılmaz soğuk davranıyordu. çok yakın arkadaşlardık ama yüzüme bakmıyordu.

ona her gün mesajlar atıyordum, bir gün bile ilk mesaj atan olmadı. karşılık da beklemiyordum tabii.

istediğini yapıyordum, yanından ayrılmıyordum, peşinden koşuyordum.

akşamları kafama bana soğuk yapmasını öyle bir takıyordum ki.
dün iyiydik bugün neden böyle oldu diye düşünüyordum hep.
iyi olduğu gün sorun yoktu,
ertesi gün neden düşmanıydım ben onun.

düşündükçe düşündüm ve artık onu düşünmeden uyuyamaz onu düşünmeden yataktan çıkamaz vaziyete geldim. her dakikamda o vardı ve bunun sonucu daha çok yazma ile sonuçlanıyordu. her gün yazıyordum, nabız yokluyordum.

bir akşam eve gittiğimde çok zoruma gitmiş olacak ki ağladım.
çok ağladım.

ertesi gün edebiyat sınavımız vardı,
açtım kitabı önüme ağlaya ağlaya çalıştım.

daha yeni tanışmıştık ortada bir şey yoktu zaten. sadece üst üste gelen şeylerin sonucu olarak bu da benim sinirimi bozan ufak bir detaydı.
ertesi günü edebiyat sınavını olduk, 2 ders sonrada dersimiz edebiyattı ve hoca notları okumuştu.

85 almışım.

okul hayatım boyunca hiçbir zaman not için üzülmedim.
o gün bir ilkti, istisnaydı.
başımı kollarımın arasında sıraya koydum ve sadece bekledim, düşündüm.
ağlaya ağlaya çalıştığım ve en az 95 beklediğim sınavdan 85 almak sinirlerimi bozmuştu ve bende sakinleşmeye çalışıyordum.
jeongguk yanıma geldi.
'iyi misin?' diye sordu.

o zamanlar yakın arkadaştık fakat dediğim gibi birbirine soğuk yapan yakın arkadaşlar.
sinirliydim, kırgındım ve kalbini kırmak asla istemiyordum.
'jeongguk n'olur git.' dedim.

bu sefer daha yakınıma geldi ve 'taehyung üzülme. 85'e mi üzülüyorsun saçmalama ' Dedi.
konu not değildi, susmalıydı.
ben de lütfen git dedim.
sesim sadece bir tık yüksek çıkmıştı.
jeongguk,
'ne halin varsa gör,
seninle mi uğraşacağım?'
dedi,
ve gitti.

akşam oldu. balkonumuzda oturmuş evimizin manzarasını seyrediyordum. gözlerim doldu, nefesim daraldı. haklıydım ama onunla küs olmaya dayanamıyordum.
zaten 7/24 aklımdaydı
bu olayla birlikte kafayı sıyıracaktım.
gittim ona bir mesaj attım.

jeongguk, iyi akşamlar.
sınava hazırlanırken zorlanmıştım ve beklediğim notu alamamak beni sinirlendirdi. senin kalbini kırmamak için konuşmak istemedim. çıkışmış gibi oldum sana da,
özür dilerim.

mesajı yolladım,
aldığım cevap şuydu.

onemli degil

onun özür dilemesi gerekti, kalbimi kıran oydu. ben haklıydım. ben özür diledikten sonra o da aynısını yapmalı en azından bir kusura bakma demeliydi.

iğreniyorum,
ve

jeongguk, senden nefret ediyorum.
kendime olan saygımı yitirdin,
seninle yaşadığım her şey birer pişmanlıktan ibaret.
ve ben kendimi sevmeyi öğrenmem gereken bu 18 yaşımda,
beni kendi gözümde bir ucubeye çevirdin.

merhaba⭐️
bu satırları yazdığım her bir kelime için göz yaşı döküyorum.
anılar çok canlı.
kalbimi öyle berbat etti ki, nefretim onun yaptıkları yanında kalmıyor.
senden nefret ediyorum, nasıl anlatılır bilmiyorum ama
senden nefret ediyorum.

heartless, taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin