fasıl, 4
ev,
neydi?zaman geçtikçe ben daha anlayışlı olmaya zorluyordum kendimi.
yaptığı hareketleri görmezden geliyor, dengesizlikleri göz ardı ediyordum.ben ki insanlar konusunda düzen hastasıyım,
dengesizliğe asla gelemem.
ama ona tolerans gösterdim.arkadaşlarımı öpmeyi, sarılmayı seven birisiydim.
bir tık ileri gider dudağından öper gibi yapardım fakat şakaydı. yakın olduğum her arkadaşıma yapardım böyle şakaları.
kim yapmazdı ki?
kim en yakın arkadaşına sevgilisi gibi davranmazdı? ben mi anormalim?jeongguk'la ne kadar garip olsa da ilişkimiz yakın arkadaşımdı.
bu şakalardan birini jeongguk'a yaparken
eğildi ve dudaklarımı öptü.
iki saniye baktım yüzüne.
inceledim, saçlarını, gözlerini.güldüm sonra.
bu gülüş içten değildi, ne yapacağını bilemeyen bir insanın boşluktaki tek tınılı gülüşlerine benziyordu.
'neden yaptın?' dedim.
sorgular gibi değilde ne diyeceğimi bilemiyorum gibi bir soruydu.
'sen de rahatla, ben de rahatlayayım.' dedi.
gülüştük.
dalgaya vurduk.kendimden nefret ediyorum.
eğer rahatsız hissediyorsan bir durumdan dalga geçilmezdi,
uyarılırdı.görmezden geldim.
dalgaya vurdum,
dalgaya vurdum,
ve o dalga beni alıp kıyıdan denize savurdu.
çırpındım ama kurtulamadım.
kaldım orada, boğuldum
sessizce ölmeyi bekledim.daha sonra bizim aramızda bu durum normalleşmeye başladı ve sürekli birbirimizi dudaktan öpmeye başladık.
boyundan öpmek, sarılmak gibi eylemler benim şakasını yaptığım şeylerdi. bu zamana kadar bunu ciddiye alan olmadı arkadaşlarımdan.
gerçi jeongguk'ta ciddiye almamıştı sanırım.11. sınıfın sonuna geldik.
uzatmanın alemi yok çünkü tüm yılım şöyle geçti.okula git
jeongguk iyi davranıyorsa yanına yanaş
eğlenin
ertesi gün okula git
sana berbat davransın, yüzüne bile bakmasın.
tüm gece onu düşün
sabah kalk okula git
jeongguk sana iyi davransın
dengelerin bozulsun11. sınıfın sonlarına doğru parka gittik bir yaz günü.
parkta oturmuş sohbet ediyorduk.
'jeongguk, ben seni bu tatilde çok özlicem.' dedim.
sanki bu yeni öğrendiği bir şeymiş gibi gerçekten mi dedi.sonra araya sessizlik girdi.
bana bir şey dedi.
o zamanki aklım güzel bir şeyler dediğine inanıyor.
ama şu an iğreniyorum.
bu cümle aklıma geldikçe, iğreniyorum.'taehyung, sana bir itirafta bulunucam.
ben bazen akşamları seni düşünüyorum, aklıma sen geliyorsun.
kalbim hızlanıyor, nefesim daralıyor.'kafasını yere eğdi.
bir başkası olsa bu hareketine utandı diyebilirdim.
ama jeongguk gururunu kırdığını hissediyor ve yüksek ihtimal içten içe gururunu onarmaya çalışıyordu.onun dediği bu cümlelere güldüm.
bu sefer dalga geçer gibi ya da tek tınılı bir gülüş değildi.
bana onunda gülerek bakmasını sağlayacak içten bir gülüştü.
seni çok sevmiştim, jeongguk.
sen benim; beni üşüten, hiçbir halttan korumayı beceremeyen, çatısı olmayan ve sürekli yarı yolda bırakan güvensiz sığınağımdın.
sen, benim evimdin.selam.
cümleler kelimesi kelimesine doğru, elimde bir video var bununla ilgili.neyse, yavaş yavaş aşıyorum, iyiyim.
sizleri seviyorum sanırım.umarım beğenirsiniz🎀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
heartless, taekook
Short Storybir şeylerden kaçar gibisin. soluk soluğa ama hiçbir şey anlatmayacağına yemin etmiş gibi sakinsin. gitmek istediğin belli bir yer yok, ama kalmak istemediğinden eminsin. sadece biraz olsun herkesin ve her şeyin susmasını istemiş gibisin. kendini d...