𖤣𖥧𖥧𖤣𖥧𖥧𖤣𖤣𖥧𖥧𖤣𖥧𖥧𖤣𖤣𖥧𖥧𖤣𖥧𖥧𖤣𖤣𖥧𖥧𖤣𖥧𖥧𖤣𖤣𖥧𖥧𖤣𖥧𖥧𖤣𖤣𖥧𖥧𖤣
Gözlerimi yeniden açtığımda Verosika'nın dengesini kaybedip sahneden aşağıya düştüğünü gördüm.
Çok kötü...
Bu çok kötü oldu...
Güvenlik görevlileri ve yardımcı diğer insanlar Verosika'nın yaralanmasına engel olmak için sahnenin önüne doğru koşmaya başladılar.
Yetişemeyecekler...
Hızlıca masanın üzerine çıktım ve insanları sahneden uzaklaştıran sınırın üzerinden atladım. Yere çömelip ellerimi iki yana açtığımda Verosika çoktan kollarımın arasına düşmüştü.
Ucuz atlattık...
Verosika'nın hayranları çığlık attılar.
Ama onun için endişelendiklerinden falan değil. Onun yaralanıp yakalanmaması umursamıyorlar. Tek dertleri ona daha yakın olmak, ona dokunmak hatta ona zarar vermek.
Hayranlar böyledir.
Gözlerini sıkıca kapatmış, korkuyla dişlerini sıkan Verosika'ya baktım.
Gülümsedim.
Neyse ki onlardan önce yakaladım seni.
Verosika canının yanmadığını anlayınca yavaşça gözlerini açtı.
Gerçekten...
O çok güzel...
Verosika da bana gülümsedi ve fısıldadı.
"Teşekkür ederim."
Bir an nefes alamadım. Kalbim hızla çarparken başım da dönüyordu.
Hayır...
Hayır...
Bu ne böyle?
Aptal.
Sen onu öldüreceksin.
Güvenlik görevlileri ve diğer görevliler sahneye zorla girmeye çalışan hayranları engelliyorlardı.
Verosika'yı nazikçe yere bırakarak ayakta durmasına yardım ettim. Sonra yere düşen pembe mikrofonu aldım ve ona uzattım.
Şirince gülümsedi tekrar.
Ah...
Mikrofonu almak için uzandığını sandım ama o elimi tuttu. Ve fısıldadı.
"Bekle...Hemen gitme. Söylesene. Adın ne senin."
...
Göğsümde uçuşan bir çok kelebek var.
Verosika cevap vermediğimi gördüğünde başını biraz yana yatırdı.
Gitmeliyim...
Sonunda orada aptalca dikilmeyi bir kenara bırakıp konuşmaya çalıştım.
"B-Ben...Naya!"
Verosika beni tekrarladı.
"Naya..."
...
Kaç...Kaçmalıyım...
Birkaç adım geriye giderek Verosika'dan uzaklaşmaya çalıştım ama o da benimle birlikte yürüyordu.
Sikeyim...
Arkamı döndüm ve hiçbir halta yaramayan engellerin üstünden atladım. AmaVerosika'nın şu kıçı kırık hayranları beni fark ettiler.
Çığlık çığlığa üzerime doğru koştular. Bana dokunmaya, kıyafetlerimi çekiştirmeye başladılar.
Şu çantamdan silahımı bir çıkartsam ben size ne yapacağımı biliyorum...
Kıt kafalı hayranları sertçe iterek siyah parkelerin üstünde ilerlemeye çalıştım.
Sonunda...
Masamdan çantamı kaptığım gibi çıkış kapısına koştum. Ama Verosika bana kendini tekrar hatırlattı. O tatlı, çok yükseklere ulaştıran sesiyle mikrofonuna bağırdı.
"Lütfen...Lütfen tekrar gel. Naya..."
Ben...
Öldüreceğim kişinin sen olduğuna inanamıyorum...
Sen olacağın için üzgünüm.
Üzgünüm.
Bu lanet şeyi canını acıtmadan yapacağım.
Söz.
𖤣𖥧𖥧𖤣𖥧𖥧𖤣𖤣𖥧𖥧𖤣𖥧𖥧𖤣𖤣𖥧𖥧𖤣𖥧𖥧𖤣𖤣𖥧𖥧𖤣𖥧𖥧𖤣𖤣𖥧𖥧𖤣𖥧𖥧𖤣𖤣𖥧𖥧𖤣
Naya'nın evi yanıyor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
let's dance in our memories ׂׂૢ ༘「Verosika Mayday x Reader」
FanficVerosika'ya aşıklar toplansın.