BABAMIN EVİ

15 13 1
                                    

Hikayeme bakanlar lütfen oy kullanmayı unutmayın⭐
Keyifli Okumalar!💐

Instagram: delimavi.34



Klasik bir pazar gününe giriş yapmıştık çoktan. 
Hep beraber dışarda kahvaltıya gidip kahvaltı yapmıştık.
Güzel bir dörtlü olmuştuk.
Aymir ve Alperin bakışları her ne kadar birbirlerine çekilse de henüz birbirlerine itiraf edememişlerdi. 

Dünya  böyle bir yerdi. 
Aşık olursun, acısını çekersin, mutluluğunu tadarsın, hüzün ve mutluluk bazen bir arada olurdu. 
Aşk demek bütün duyguları tatmak demekti.
Bazen de aşk demek bütün duygularını yitirmek demekti.

İnsanlara güvenin kayboluyordu aşk yüzünden. Birisi sana aşk için gelse kapıların kapalı olabiliyordu, çünkü yara almıştın. Aslında o yara da bir aşktır. O yaraya gözün gibi bakarsan asla kapanmaz. Ama o yarayı umursamazsan kapanır gider ve sende eski hislerine yeniden kavuşabilirdin. 

Bir kere yıkıldın diye kapatma kendini aşk'a. Aşk her insana lazımdır şu hayatta. Bir kere kalbin kırıldı diye bir daha kırılacak umuduyla yaklaşma kimseye. Kırılsa da 'tamir ederim ben' diye düşün. Aşk bu.
Aşktan kaçınılır mı?

Aymir de tam olarak bu dediğimi yapıyordu. Aşktan kaçıyordu. Alper'e güvendiğini gözlerimle görsem de içinde bir yerlerde korktuğunu biliyordum. Çünkü yaşamıştı.

Çünkü kalbi çoğu kez kırılmıştı.

Ben mi?

Bana hiçbir şey sormayın. Kalbimi çalacak adamı henüz bulamadım.

Ya da belki de bulmuşumdur...

Biz kızların ilk aşk'ı babalarıdır öyle değil mi? Benimki öyle değil.
Bu yüzdendir aşk'a küsüşüm. Bu yüzdendir aşk'a kalbimi kapatışım.
Benim ilk aşkım babam olmamıştı, bu yüzden kendi kabuğumda duruşum korkutmuyor beni. Sanki kabuğumdan dışarı çıkıp aşk'a rastlasam yara alıp ölecekmişim gibi gelir.

Babam sevmelerin adamı değildi hiçbir zaman. Ama şimdi ki karısını nasıl seviyor anlamış değilim. Veya bu sevgiyi annemle bana çok görmüşte olabilirdi. Bizi istemiyor olabilirdi. Bunun için sayabileceğim tonlarca sebebim varken susmayı tercih edenlerdenim ben.
Susmak bazen de, bir savaştan yara bere almadan çıkmak demekti. Susmak bazen iyidir...

Koyu bir sohbet içerisindeyken, bu sohbeti bölen benim çalan telefonum olmuştu. Arayan Ünal Varlı yani babamdı. 
Her ne kadar bu anı bozup açmak istemesem de ne diyeceğini merak ediyordum. 
Ben iş yaparken, düğün salonuna gelmesi ve beni tebrik etmesi şüphe uyandırıcı bir davranıştı.
Fazla oyun içeren bir davranıştı bana göre. Babam oyun oynamayı severdi.
Babam benimle asla gurur duymazdı.
Masadakilerden müsaade isteyerek dışarı çıktım. 

"Efendim"
"Nasılsın kızım?" 
"İyiyim baba sen nasılsın?" 
"İyiyim bende, teşekkür ederim" git gide şaşırmaya başlıyordum.
"Bir şey mi diyecektin" merakıma yenik düşüp ondan önce davranmıştım.
"Evet, bugün bize gelebilme şansın var mı, İpek seni çok özlemişte, seni sorup duruyor hem Ceyda da.." cümlenin devamını dinlemek bile istemiyordum "tamam olur gelirim" diye cevap vermiştim hemen.
İpek, Ceyda'nın kardeşiydi ve beni çok seviyordu. Ablası olsam bu kadar sevmezdi belki de. Bilirsiniz kardeşler her zaman kavga ederler.
"Teşekkür ederim görüşürüz o halde" diyerek, yanıt vermemi beklemeden telefonu kapatmıştı.

Bu şokun ani dalgası beni çarptığında kısa süre içerisinde kendime gelmiştim. Babam gayet güzel konuşuyor ve rica ediyordu. Ondan beklenecek hareketler değildi.
Fazla dışarda oyalanmadan bizimkilerin yanına gitmiştim.

SEVİMSİZ KOMŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin