Fuat'ın iyileşmesi sürecinin yanında Şebnem'i sabunlar vardı. Birgün Fuatımın telefonu çaldı. Arayan maddeyi aldığı
adamdı.
Açıp acmayacağına odaklanmıştım. Ve o anki heyecanla Fuat telefonu açtı. Ben son derece sessizdim. Arayan adam "Ulan pezevenk getir şu parayı, al elimde kalan maddeyi. Şirketimizin abisi seni bekliyor.
Ayrıca şu siktiğin Patron'un kızını ve salak arkadaşını da bul yoksa seni ben bulup... Ya geleceksin ya da ağzına sıçarım."dedi. Henüz iyileşme sürecinde olan Fuatımın bu ağır kelimelere ne tepki vereceğini şaşırdı.
Ona sakince oturmasını ve "Tanrı istemezse yaprak kımıldamaz"dedim. Çok korkuyordu. Ona derin bir şekilde sarılmak istedim. Sarılırken atak geçiriyor ve beni ısırıyordu. Hemen yardım tuşuna bastım. Uzmanlar kapıyı kırarak içeri ve bizi ayırdı. Fazla sarılmanın atağı tetiklediğini söylediler. Ben Fuatımın kollarından ayrılıyordum. Ama iyileşmesi için onu özgür bırakmalıydım. Uzmanlardan biri yahudiydi. Ona masum bir şekilde:"Yağmurda ıslanan balıklar derneğini ne zaman kuruldu?"dedim.
O da "Fuat'ın öldüğü gün"dedi. Ben inanıyordumm maddeden kurtulan Fuat , benim biricik sevgilim olacaktı.
Buna tüm kalbimle inanıyordum. Her şey adeta kusursuz bir plandı. Hiçbir şekilde bizi bırakmıyordu. Evimizin kapısının çaldığını duydum. Ancak Fuat'ı o yahudi parçasıyla bırakmak istemiyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/355814438-288-k447844.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzüme Bak
Misterio / Suspensoİnsanlar duygularını gözleriyle ile saklar. Sanki baktığı yer duyguları oraya kusmasını sağlar. Peki ya yüzüne bakarak kusarsa?