Oysa Görmek İçin Yaklaşmalılarmış

0 0 0
                                    

Bebeğin, cinsiyeti erkekti . Bu bir yahudi kızı ile evlenirse yahudi nesli devam edebilirdi. Bu benim için çok tehlikeliydi. Edward'a dönerek:"Tatlı bir erkek bebek..."dedim. Edward:"Bizim tatlı meyvemiz."dedi.

Aile hekimi kocama bir bardak su verdi. Ancak unuttukları bir şey vardı. Hamile olduğum için 6. hissin kuvvetlenmişti. Edward içeceği an:"Eğer içersen; seni dudaklarını öpemem."dedim. Beni ne demek istediğimi anlayan Edward; suyu içmedi. Hekim :"Hadi ama boğazın kursa daha mı sevinecek eşin?"diyerek manipüle ediyordu. Edward içince florürün fazla olduğunu benim hamileyken daha duygusal olduğumu bilerek içmedi ve benim elimden tutarak ; Aile Hekimin'den dışarı çıktı. Ayrıca hamile bir kadının eşini zehirleyecek kadar ne denli zalim olabiliyorlardı ki?


Hekim o an Sakine Teyze'yi adeta esir aldı.
Hekim:"Konuş, ahmak kadın! Bu kız ve kocasını nasıl tanıyorsun?"dedi. Sakine Teyze:"Karnı burnunda kız ve kocasını; Allah razı için koruyorum!"der. Bu kadar merhametli bir kadın daha görmemiştim.

Ona :"Ya bu suyu içersin ya da onların peşine takılırım."dedi. Teyze o kadar akıllıydı ki; O adamın sadece suyu içip zehirlemeyeceğini bizim peşimize takılacağını çok iyi biliyordu. Direkt suyu alıp alıp hekimin yüzüne döktü. Adam, sinirli bir şekilde güvenliği çağırdı.

Tabi biz o sıra Funda Abla'nın yanına gidiyorduk. Benim haberim yoktu. Edward, benim karnımı tutup:"Babacığım, oğluşum seni ve anneni koruyacağım!"diyordu. Gittikçe şüphe çekiyordu. Funda Abla, bana Asena değil gizli kod ismi olarak ;Tuana, Edward'a ise "Mustafa" demeye karar vermişti. "Oo Tuana ve Mustafa! Nerelerdeydiniz"dedi.

Ben o an anlamadım ama Edward:"Fulya Abla ( o da kod ad ile seslendi)! Çok özledik seni!"dedi. Uyum sağlamam gerekiyordu. "Biz de karnımda kızımla koştura koştura geldik!"dedim. Oğlum olduğunu çok iyi biliyordu. Koşarak Sakine Teyze'nin geçtiğini gördüm. Peşinde polisler vardı.

Bilerek koşuyor ve hekimin öldürmesi yerine hapiste "Türk Polisleri" ile korunacağını çok iyi biliyordu. Polisler bize neden onlara baktığımızı sordu. Funda Abla:"Güçlü polislerimizin görevlerini yapmasını hayranlıkla izliyoruz!"dedi. Rolüne ne de güzel girmişti. Polisler:"İyi madem! Bir sorun olursa haber ver teyzem!"dediler. Sakine Teyze'nin" bileğindeki kelepçeleri adeta özgürlüğe mahkum eder" edasıyla taşıyor ve karakola gidiyordu. Polisler neden Hekim'e su fırlattığını sordu. O ise "Kuzuklarıma, florürlü su veriyorlardı!"dedi.
Bunu anlayan polis, duygulandı ama görev icabı:"Teyze teyze! Senin ona su atman onun mesleğine bir saygısızlık!"dedi.

Sakine Teyze dakikalarca kendini savurdu fakat hapiste hayatta kalmak için boyun eğdi.Adeta o hapishane onun ölmemesi için işliyordu. İçeri girdiğinde; koğuşta Ağalar ve Hanım Ağalar:"Ulan Sakine Teyze, biz seni iyi bilirdik ne oldu da koğuşa girdin?"dediler. Sakine Teyze sessizce kadınlar koğuşuna girdi . Orada hamile bir kadın gördü. Madde bağımlısı bir hamile!

Ona bebeğin kaç aylık olduğu sordu. Kadın:" 2-12 aylık hem sağa ne!"dedi.
Sakine Teyze: kadının karnındaki bebeğe çok üzüldü. Sakine Teyze:"Tamam gari bir şey demedik !"dedi. Sonra kadın etrafa tozlar serperek maddeyi havadan solumak istedi. Oradaki tozlar rahatsız edici ve bogucuydu.

Bir de camları da açtırmıyordu . Sakine Teyze içinden :'Hasbünallahü Ve Ni'mel Vekil"diyerek kendini sakinleştiriyordu. Koğuşun kapısı açıldı ve neden etrafın böyle boğucu olduğu soruldu. Gözler kadına çevrildi. Kolundan tutup koğuştan çıkarıp sorgu odasına doğru yol aldılar. Ve koğuş hava alsın diye camlar açıldı. Sakine Teyze çok rahatlamıştı. Gerçekten de Allah ona yetmişti!



Yüzüme BakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin