Herkesten gizli balkona geçip derin nefeslendim. İçeride boğuluyordum resmen. Doğum günü herkes için en özel günlerden biridir ve herkes bu
günün mükemmel geçmesini arzular. Bugün benim doğum günümdü. Ama asla kutlamanı bırakın hatırlanmasını bile istemiyordum çünki kısa bir zaman diliminde bu büyük Fenerbahçe ailesine katılmıştım. Sağım, solum, her tarafım Fenerbahçe olmuştu. Onlarla birlikte olmak, onların bir parçası beni çok mutlu ediyordu. Şimdi benim doğum günümde ısrarlarına rağmen herkes kutlamam gerek yönünde baskıda bulunmuştu."Kızım sen salak mısın? Git en iyi şekilde kutla doğum gününü" Eva İrfanın söylediği şeyi hatırladığında daha kötü hissetti kendisini. Fenerbahçe şampiyonluk yolunda aldığı beraberlik büyük yara niteliğindeydi.
"Eva? Canım?" Ona doğru gelen Muratı gördüğünde Eva çoçuğun soru yağmuruna maruz kalmamak için yüzüne samimiyetten uzak gülümseme yerleştirdi.
"Yok bir şey Muratcım hava almaya geldim"
"Çabuk havanı al ve içeri gel her kes doğum günü kızını bekliyor" Eva Muratın ona inanmasına ve konuyu deşmemesine sevinmişti. Ona "tamam" anlamında başını sallamış ve içeri geçişini izlemişti.
Eva biraz daha içeri geçmeye karar verdiğinde Gözdeden gelen telefon ile duraksadı.
"Gözdem?"
"Yavrum? Nasıl geçiyor partin?"
"Ne partisi be Gözdem. Siz zorla gönderdiniz zaten. Boş ver partini siz ne yapıyorsunuz?"
"Herkes bizde toplanıcak. Beşiktaş maçı için moral motivasyon konuşması için Fred ve İrfan herkesi aradı"
"Anlaşılan Fred Ali Koçun motivasyon konuşmasını beğenmemiş" Evanın söylediği şeyle karşı hattan gelen Gözdenin kıkırtı sesini ve kocasına hemen şakayı yetişdirmesini duydu
"Herşeyide kocana yetiştir"
"Tabii yetiştiricem. Senin kocan olsun o zaman görürüz senide" Eva Gözdenin son kısmı niye ingilizce söylediğini, birden yükselen İrfanın kahkahası ve "Dusan gel buraya utanma" bağırtısını sonradan anladı.
"Neyse yavrum hoşcakal seni tutmayayım"
"Hoşcakal Gözdem" Eva Gözde ile vedalaştıkdan sonra gökyüzüne baktı.
"Kasma kendini Eva mutlu olduğun yere git" Kendi sesini dinleyen Eva havanın hafif serin olmasına rağmen içeride unuttuğu ceketini hiçe sayarak gizli gizli otoparka indi ve arabasına binip son hız İrfanlara sürdü.
Gözde duyduğu zil sesiyle oyun başındaki Sebastiana seslendi.
"Seba git bak kim kapıdaki" Gözdenin emri ile Sebastian küçük çoçuklar gibi ağzında bir şeyler geveliyor, ayaklarını sürte sürte kapıya ilerledi.
"Sanki bu evin getir götürünü yapmak için beni davet ediyorsunuz her seferinde" oyunda rakibi olan Osayi onun bu haline gülüyor ve ona yardım eden Gözde yengesine göz kırptı.
"Birtanesin yenge" Osayi yamuk türkcesi ile Gözdeyi güldürmüştü. Onlar kendi aralarında Sebastianla dalga geçtikleri sırada Sebastianın yüksek doz şaşkınlık içeren nidalarını duydular. Osayi tek kaşını kaldırıp Gözdeye baktı "ne oldu" dercesine
"Bakın size kimi getirdim. Tadaa Evaa" Sebastianın arkasından çıkan Evanı gördüğünde Gözde ve Osayi şaşırmıştı.
"Sen partide değil miydin?"
"Sıkıldım partide" Evanın kendini açıklayış biçimi ve sebebi herkese enteresan gelsede kimse fazla sorgulamamıştı. Eva hemen oyun oynayan ikiliyle salona geçmiş, Sebastianın boyunun ölçüsünü aldıktan sonra yeni gelen İsmail, Michy ve Bonuccinin gazına gelip Osayi ile bir maç oynamayı teklif etti.