-0.3-

31 16 16
                                    

melez genç sadece üstünde boxeri ve omzuna atılmış saçını kuruladığı havluyla çıktı odanın lavabosundan. duştan yeni çıktığından bedeninin her tarafından su taneleri akıyordu. bu manzara her ne kadar farkına varmasa da sarışının dikkatini çekmişti. melezin bir şey demeden yatağının hemen yanındaki küçük komidinin önüne kadar gidip giyecek bir şeyler arayan bedenini sesini çıkarmadan izledi kendi uzandığı yerden. 

soluk beyaz teni ve yemek yemediğini düşündürecek kadar zayıf bedenini seyretti. onun çıplak bedenine bakması bazı insanları rahatsız dahi edebilirdi. ancak o büyük bir ilgiyle seyretti. iki yanı farklı renkte olan saçları birbirine karıştığından renkler birbirine girmiş saçları zaten uzun olduğundan bir de ıslak olunca omzunu bayağı bir geçmişti. yüzü ise bir kızınkini anımsatıyordu. uzun kirpikleri ve hiçbir şey sürülmeden dudaklarına yerleşmiş kiraz rengi güzelliğine güzellik katıyordu ki yüzünün neredeyse yarısını kaplayan yanık izini bile görmezden geliyordu insan.

o pür dikkat bedenini izlemeyi sürdürürken melez çıkardığı kıyafetleri giymeden önce yatağın üstünde oturup kuruma kararı aldı. o sırada sarışının bakışlarını üstünde hissedince dudakları iki kenara kıvrıldı ve fısıldadı. "keyfin yerinde herhalde?" bakugo cevap vermek yerine kafasını başka yöne çevirdi. todoroki ise onun bu haline gülümsemeyi sürdürdü ve omuzlarına doğru bir kenara yatırdığı saçlarını havluyla kurutmaya başladı. 

çok geçmeden sarışın günlerdir aklını rahat bırakmayan soruyu dile getirdi. "neden buradasın?" todoroki gözlerini kapattı ve saçlarını kurutmaya devam ederken soruya yanıt düşündü bir süre. "tam sebebini söylemediler ama intihar etmeye çalıştığım için sanırım. sadece bir gün hastaneden çıkıp arabaya binmişiz ve gözümü açmışım babam buraya sürüyor." sarışın çok rahat bir şekille dile getirdiği şeyler ile yüzünü seyrederken todorokinin yüzüne alaycı bir gülümseme yerleşti. "yada bilmiyorum belki de erkeklerden hoşlandığım içindir."

"o ne alaka?"

"ailem dinlerine fazlasıyla bağlı olduğundan bir erkekten hoşlandığımı öğrenince bedenimi bir şeytanın ele geçirdiğini söyleyip yarım dönem boyunca her hafta sonu kliseye yolladılar." hatırladığı şeyler ile hafif bir kahkaha patlattı. "hatta bir ara aralarında daha ilk doğduğum andan şeytanın beni kendi oğluyla yer değiştirdiğini falan söyleyip durdular." bakugo duyduğu şeylerin saçmalığıyla yüzüne boş gözlerle baktı bir süre. o sırada todoroki saçının aşırı ıslak tek yeri kalan saç uçlarını kurutmaya başladı. "bence çok saçma."

"ne diyebilirsin ki? insan ailesini seçemiyor."

"şeytanın bu kadar güzel bir oğlu olabileceğini sanmıyorum." ağzının içinden söylediği şeyin farkına varmasıyla hızla kafasını kaldırdı ve melezin duyup duymadığını kontrol etti. "bence deme öyle. bana kalırsa şeytan bir insan olsa kesin çok seksi bir şey olurdu." havluyla işinin bitmesi ile hemen yatağın üstüne koydu ve yanda duran t-shirtünü kafasından geçirdi. ayağı kalkıp boxerinin görünmesine izin vermeyen t-shirtün altına şortunu giyeceği sırada yan gözlerle sarışını seyretti. "ama benle flörtleşmeye çalıştığını fark ettim merak etme." 

bakugo cevap vermekten kaçınıp boğazını temizlediğini görünce hafifçe gülümsedi ve üstünü giyinmesiyle yatağa uzandı. "ailem babamın şirketini devralmamı istiyor. ama öyle çocuğum diye başa geçirdim laflarını kendilerine yediremedikleri için sürekli derslerle uğraşmamı istiyorlardı. ama bir sır vereyim katsuki. lise boyunca bir kere bile kitap yüzü açmadım." 

"bunu fark ettiklerinde kızmadılar mı?"

"her dersten en yüksek notları alınca fark etmediler."

"onu nasıl başardın peki?" todoroki gülümsedi ve bedenini sarışını rahatça görebilecek şekilde yan çevirdi. "ders çalışmaktan yada bu sistemden nefret ediyorum. bende insanların sadece tek bir şeye, çalışmaya odaklanarak yapabileceklerine inandıkları şeyi kendi taktiklerimle yaparak bu salak sistemin bir açığını buldum. cinsiyetin fark etmez. gittiğin erkek lisesinde eğer az olsa da güzelsen ve yaşadığın yerdeki hocaların hepsi yalnızlıktan kuduracak derecede azgınsa hepsinin altında yatarak onları kendi not kölene çevirebiliyorsun. beyinleri en azından reşit olmayan birisiyle cinsel bir ilişkiye girince başlarının derde gireceğini bildiğinden ne istersen yapıyorlar." bakugo duyduğu şeyleri şok içinde dinlerken gözlerini kapattı ve anlattıklarını sindirmeye çalıştı. "vay be." 

"mhm."

"bütün bunları ailenin ruhu dahi duymadı öyle mi?"

"aynen öyle. açıkçası hikayenin bu kısmını sen ve ben dışında kimse bilmiyor. birde yattığım hocalar işte." 

"böyle bir şeye suç ortağı oldum yani."

"suça karışmadım ki."

"şantaj yapmışsın lan neresi suç değil. kayıt falan da aldın mı başları sıkışsın diye."

"e yapmak zorundaydım yoksa nasıl ikna edecektim." 

"hocalarla işin bitince bir de bir tane porno sitesine yükleyeydin bir de beleşe para kasardın."

"aslında düşünmedim değil bak. ama işte notları yüz girdiklerinde mecbur."

"sen var ya harbi delisin."

"e günaydın katsukicim. bir nevi deli hastanesindeyiz." bakugo kahkaha atmaya başladı bu duyduğu şey üzerine. karşısındaki gencin kafasının içinde dönen şeyler yüzünden hala şok içindeydi. "birde sen şimdiden suça karışmışsın falan diye başlayacaksan devamını hiç anlatmayayım." 

"tamam sustum."

"aferin. sonra ben tabi bulmuşum hayatın güzel buggunu. yaşıyorum mis gibi. ama sonra dönem yarısına bir ay kalmışken annem odamda pek hoş olmayan birkaç madde bulunca zorla okuldan alınıp rehabilitasyona gönderildim. ilk başta tabi dedim burda ne işim var falan filan. ama sonra katsuki görmen lazım. bir çocukla tanıştım. tam var ya. ideal tipim."

"yani yakışıklı mıydı?" onun dediği şeye melez hafifçe güldükten sonra kafasını evet anlamıyla salladı. "eh güzel tek kriterinden geçmiş." 

"aynen öyle. iki üç aya yakın orada kaldıktan sonra eve döndüm. tabi ailemden ilk bir güzel azarımı işittim. ailenin yüz karasısın, abin gibi olma diye çok uğraştık ama senin olup karşımıza çıktığın kişiye bak falan da filan da."

"abinin neyi var ki?"

"hapisanede şu an. ailemdeki herkes ona fazlasıyla karşı ama bence çok kral adam ben bayılıyorum ona. yani tabi erkek arkadaşı zengin olduğu ve onu çok sevdiğinden genelde hapisten erken çıkıyor onun sayesinde. neyse dur. şimdi ben döndüm ya o bok gibi geçmesi gereken ancak mükemmel erkekle tanıştığım o rehabilitasyondan. sonra nasıl olduysa bir tane parkta onunla karşılaştım. bende boş değilim katsuki tabi iki üç laf ettikten sonra buna çıkma teklifi ettim." sarışın onun büyük bir heyecanla anlattığı ve büyük ihtimalle başka birinden bunları duysa sinir krizi geçireceği şeyleri yüzünde gülümseme ile dinliyordu. 

"şu ailemin odasında bir erkekle seviştim demiştim ya. bu oydu işte. ama yine her şeyin içine etmekten zevk alan ailem sağolsun yakalandım ve bu sefer her hafta sonu kliseye gitmek zorunda kaldım."

"tabi bu sensin, ailene aksini iddia etmek için klisede de birileriyle işi pişirdin."

"aynen öyle." ikiside gülerken kapatılan ışıklar ile bir süre gözlerinin alışmasını bekledikten sonra sarışın tekrar konuştu. "peki ya sonra."

"sonra?"

"sonrası yok mu?"

"sonra buradayım işte. bu karanlık sıkıcı odada çekici olduğumu düşünen bir erkeğe yediğim bokları anlatıyorum." bakugo bunu duymasıyla kızaran yüzünün karanlık olduğundan fark edilemeyeceğini bildiğinden rahat bir ifadeyle melezi seyretmeyi sürdürdü. aralarında kısa bir sessizlik oldu. "ee?"

"ne eesi?"

"sen neden buradasın peki?" 

"okulda bir çocuk vardı."

"hmm?" 

"çok sinirlerimi bozdu." todoroki onun kesik kesik anlattığı şeyleri büyük bir dikkat ile dinliyordu uzandığı yerden. sarışın onun bu heyecanını görünce istemsizce gülümsemeden edemedi. "sonra bende onu öldürmeye çalıştım."

"vay be."

"yani senin hikayen kadar sıra dışı ve heyecan dolu değil ama." todoroki durdu bir süre. arındansa gülümsedi. "neden öldürmedin peki?"

"yapmamı engellediler."

"peki ya seni engelleyecek birisi olmasa birini öldürebilir misin?" 

...

katil bf oh mis mk 

dove-bakutodoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin