8.BÖLÜM:ANLAŞMALAR

72 15 42
                                    

Beklediğim cümle gelirken dudaklarının arasından çıkan iki kelime ile yerime çakıldım adeta...

"Benimle geleceksin."

Sadece yüzüne baktım, hatta o kadar uzun süre baktım ki yüzündeki eğlenen ifade solmaya başladı. "Haha komikti, tamam, şimdi şartını söyle." Benim aksime çok ciddi duruyordu. Gerçekten şartı bu olamazdı değil mi? "Şaka yapmıyorum Dora, benimle geliyorsun." Tam 5 dakika öncesindeki gülümsemeleri birden yok olmuş, yeşilleri çok soğuk bakıyordu. Önceki halinden eser kalmamış birden sert bir adama dönüşmüştü. "Siktir git gelmiyorum hiç bir yere. Adam gibi iste ne isteyeceksen." Daha da sert bakışlarının bende zerre etkisinin olmadığını anlaması uzun sürmemiş olmalı ki üzerime doğru yürümeye başladı. Bende kaçmaya başladım tabi ki. Arkamdan bağırışlarını duyuyordum ama asla onunla gitmeyeceğimi bilmeliydi. "Dora! Kaçma boşuna gel buraya."

Hızımı daha da arttırdım kısa bir bakış attım arkama koşarak bana yetişmek üzereydi. Önüme döndüğümde karşımdan gelen iki korumaya baktım. İki kolay lokma, cidden bunları mı gönderdi beni durdursun diye. Ben onlara koşuyordum onlar bana arkandan da at gibi koşuyordu herif. Önce kel olan koruma gelip yüzüme doğru bir yumruk salladı, başımı geri çekip omuzlarından tuttum ve aşağı eğip dizimi karnına geçirdim. İki büklüm yerde yatarken diğeri arkamdan yelip boğazımdan tuttu ben kolunu çekiştirirken arkadan bir ses duyuldu, benim için ise bir fırsat. "Ona zarar verenin canına okurum!" Benim gibi boğazıma yapışan esmer korumada duymuş olcak ki kolu fazla sıkmamak adına biraz gevşetti. Bulduğum boşluk ile kolumu çevirip tuttum sonrada ters çevirip sırtına yasladım. Sırtına bi tekme atıp yere yapıştırdım arkadaşı sonrada hiç beklemeden topukladım.

Çıkışa doğru koşup park ettiğim arabama bakınmaya başladım, az ileride tek duran arabayı görünce tekrar ona doğru koşmaya başladım. Ama birden yükselen ses ve alevlere bakakaldım. Arabayla aramızda elli metre kala arabam büyük bir gürüldü ile patladı. Parçaları etrafa uçuşurken arkamı dönüp başka bir yol düşünecektim ki tam karşımda onu buldum.

"Tüm çaban boşa Dora, ya güzellikle gelirsin ya da zorla götürürüm ama öyle veya böyle geleceksin bundan kaçışın yok."

Yüzümde alaycı bir bakış ile baktım. Hiç bir zaman kolayı sevmedim, zor yollar daha cezbediciydi. Ayrıca niye istediği şeyi yapayım ki.

Önce yavaş adımlarla geri geri gitmeye başladım. Kaşları olduğundan daha da çatılırken ben yüzümde sinsi bir gülüş ile siyah maskesinin altından belli olan orman gözlerine baktım. "Dora, Dora hayır, kaçamayacağını biliyorsun kaybettin bunu kabullenmen gerek ve anlaşmaya uymak zorundasın." Gülüşüm büyürken minik bir kahkaha attım.

"Ben kaybetmem, artık adın her neyse, madem beni bu kadar iyi tanıyorsun bunu biliyor olman gerekiyordu değil mi? Kimse beni tam anlamıyla tanıyamaz çünkü ben değişirim, beni ezberlediğin gece değişir sonra da hayatına hiç girmemiş biri kadar yabancı olurum sana. Bu hayatta beni sadece bir kişi gerçekten tanıdı onu da kaybedeli çok oluyor."

Gözlerinde gördüğüm acıma duygusunu sevmedim. Acımıyordu ama buruk bir üzüntü bırakıyordu sadece, oda olsun sorun değildi. Unutmamamı sağlıyordu bazı gerçekleri, bazı kişileri.

Yavaşça geri geri gitmeye devam ettim ve en sonunda tamamen arkamı dönüp hızlıca koşmaya başladım. Önümü kesen siyah jeeple yönümü sola çevirdim ve hızımı hiç kesmeden koşmaya devam ettim.

Bu sefer başka bir jeep kesti önümü iki yanımıda sarmıştılar ortam gittikçe gerilirken arkamı döndüm ve ters yöne koştum ama yine önüme çıkan arabayı atlatamayacağım belliydi, sıkışıp kalmıştım tamamen.

KANLI AY SAATİ (DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin