Niño Margarita

55 8 3
                                    

Eveeet ikinci bölüm ile tekrardan bennnn💕
İçime çok sinmedi ama hadi bakalım
.

.

.

.

.

.

.

.
"Sana bunu kim yaptı papatya çocuk?"
.
.
.
Genç adam kendi kendine mırıldanmakla yetindi. Bugün tamamen tesadüfen görmüştü bu çocuğu, yolda ayakları çıplak, hüzünü uzaktan bile anlaşılabilecek bir çocuk görünce meraklanmış, adamlarına takip ettirmişti bu güzel çocuğu.

Güzelliğine güzellik katan papatyalarda gezdirdi gözlerini, ardından parıl parıl parlayan beyaz teni ve uyurken büzüşmüş minik, hacimli dudaklar..

Genç adam ilk defa böyle saf, güzel birini görüyordu. Çok temiz, çok masumdu bu papatya çocuk. Kirletmek istedi onu, müthiş bir şehvet duygusuyla karardı gözleri esmer adamın.

Büyük ve kemikli ellerini çocuğun koltuk altlarından geçirerek kucağına aldı, çocuğun ağzını şapırdatarak mırıldandığını görünce göz devirdi, bu kadar tatlı görünmesi diğer insanlara haksızlıktı.

Siyah arabalara doğru ilerledi adam, çocuğun elleri adamın omzuna çıkıp bir birine kenetlenince kaşlarını çatarak yutkundu, huylanmıştı. Ardından çocuktan ufak ufak titremeler hissetmeye başladı, bu soğukta bu kadar ince giyinen biri nasıl donmamıştı sahi?

Adamın dişlerinin arasından gür ama bir o kadar sessiz bir cümle döküldü. "Açın şu siktiğimin kapısını!"
Verilen kesin emir üzerine adamlardan biri kapıyı açarak patronlarının içeri girmesini bekledi, bu sırada başlarını eğmeyi ihmal etmediler tabi. Çünkü patronlarının ne derece psikopat (?) biri olduğunu biliyorlardı. Ateşle oynamak elbet saçma olacaktı.

Genç adam arabaya binerek küçüğü yan koltuğa yatırmak yerine kucağında tutmaya devam etti. Minik beden ise tıpkı üşümüş, evine sığınmış bir tavşan misali genç adama sığınmış, derin uykusunda bile sıkı sıkı tutmuştu adamı.

"Sehun, klimayı aç" patronun emrine itaat eden Sehun, klimayı açmış ve eve doğru sürmeye başlamıştı. Genç adam ise hâlâ bu küçük çocuğun yüzünü inceliyordu, çocuğun yanında sadece eski, minik bir çanta vardı. Onun dışında hiçbir şeyi yoktu, ne acınası durumdaydı ama..
.
.
.
Yolculuk böyle devam etmiş, genç adam çocuğu çoktan eve çıkarmış, kendi odasına getirmişti bile, kucağındaki çocuğu usulca yatağına yatırıp arsızca süzmüş, bu sefil kıyafetlerden geç olmadan kurtulmak istemişti. Dolabını açarak bir eşofman takımı çıkarmış, tekrardan yatağa adımlamıştı genç adam. Dikkatlice yatağa oturup küçüğü üzerindeki kıyafetlerden kurtarmaya başlamıştı

Çocuğu iç çamaşırı kalacak şekilde soyduktan sonra süt beyazı bacaklara bakındı. Normal biri olsaydı kendine hakim olamazdı, dudak ısırtacak kadar güzeldi bu çocuk.

Yorgunluktan mıdır nedir, çocuk hâlâ uyanmamıştı. Genç adam sinirle tekrardan konuştu. "Yanında top patlasa kıçını kaldırıp bakar mısın acaba papatya çocuk?"

Çocuğun bunu duymuş gibi kaşları çatılırken genç adam çoktan kıyafetleri giydirmişti bile. Giydirmek içinden gelmese bile bu çocuğun uyanası olurda uyanırsa diye kendine zorluk çıkartmak istemedi. Başını şişirirse icabına bakardı çünkü, tanıyordu kendini.

Genç adam çocuğun yanındaki gece lambasını kapatmak adına elini uzattığında çocuk genç adamın kolunu sıkıca kavrayıp, mırıldandı.
"Kapatma. Çok korkunç"
Genç adam kaşlarını çatıp lambayı kapatmaktan vazgeçti. Çıkıp gideceği esnada çocuğun sesini tekrardan duyunca duraksadı.
"Gitme. Korkuyorum."
Adam programlanmış gibi çocuğun dediklerini yapıyordu, tekrardan yanına ilerleyip çocuğun sol tarafına uzandı. "İşini iyi biliyorsun küçük."

Genç adam uyumadan önce bu küçüğü ne yapacağını düşündü. Onu neden evine, yatağına almıştı? Üstelik üzerini bile giydirmişti. Kendi yaptıklarına bir bir şaşırırken bu çocukta farklı bir enerji hissetti. Bu çocuğun kaderinde kendisi olmalıydı bir şekilde, yoksa oldurmasını çok iyi bilirdi. Genç adam ne isterse olmalıydı. Kendine göre tanrı oydu, önünde diz çökmeyecek kimse tanımıyordu. Hatta gözünü kırpmadan adam öldürdüğünü bilirdi. Ona yapılan saygısızlığı ailesi bile olsa affetmezdi, affetmemişti zaten.

YØUR LIPS MY D!CKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin