YØUR LIPS MY D!CK

Mi Pequeño

AY SELAM SONUNDA GELDİM 🤭
OF UZATMİCAM GECİYİM HEMENN, KEYİFLİ OKUYUN! 🌸🌸
.

.

.

.

.

.

.
Çocuk iyice mayışmış, filmin sonlarına doğru gözlerini yummuştu, uykuya dalmadan önce ise büzüşmüş dudaklarından bir cümle dökülmüş. Kendini karanlığa teslim etmişti Jeon.

   "Tae, ben çirkin miyim?"
.
.
.
   Genç adam zar zor duyabildiği kelimelerin ardından, sıkıntıyla bir nefes vermiş, çocuğun uyumasından yararlanarak konuşmaya başlamıştı.

   "HayaIIerin ötesindeki güzelliğin insanı çıldırtıyor Jeon. Ne hakla kendine çirkin diyebiliyorsun?"

   Genç adam fısıltılı ve derin sesiyle öyle içten konuşmuştu ki, Jeon'u görmeden güzelliğine inanılabilirdi.

   Taehyung, Jeon'u uyandırmamaya çalışarak yavaşça koltuktan kalkmış, çocuğu kalçasının altından yakalayıp kucağına almıştı. Jeon ise yarı bilinçsizliği ile kollarını esmer adamın boynuna dolamış, olabilecekmiş gibi daha çok sokulmuştu.

   Genç adam koridorda yürürken evin hizmetlisi olan Ha-rin'i görmüş, onun Jeon'a olan tiksindirici ve öldürücü bakışları karşısında kaşlarını çatıp miniği uyandırmamaya çalışarak konuşmuştu.

   "Senin o gözlerini tek tek oyar eline veririm. Dön önüne, işine bak! Ha birde, sakın ses çıkarayım demeyin, Jeon uyanana kadar herhangi bir ses duyarsam ona göre bir yaptırım uygulayacağım."

   Ha-rin duydukları ile gözlerini Jeon'dan çekip başını eğmişti, patronunun söyledikleri ile yalnızca başını sallamış gitmelerini beklemişti. Tabi bu sırada ise içindeki nefreti iyice büyümüş, yumruklarını sıkmaya  başlamıştı..
.
.
.
   Taehyung, Jeon'u yatağa yatırmış, peşinden kendisi de uzanıp dirseğinden destek alarak miniği izlemeye başlamıştı. Onun masumluğu kendisini çılgına çeviriyor, kimseye göstermek istemiyordu küçüğünü. Parıldayan gözleri aklına geldikçe öyle etkileniyordu ki, bir süre gözlerini yumup bekliyordu genç adam. Minik burnu, yara izi, yumuşacık saçları, kızaran yanakları...

   "Dudakların.."

   Genç adam en çokta dudaklarını sevmişti miniğin. Her defasında dudaklarını büzen çocuğun dudaklarına kapanmak, hapsetmek istiyordu kendisini. Bembeyaz teni ile pespembe dudaklarının uyumunda kaybolmak istiyordu. Birde o beni...alt dudağının altındaki beni bile o kadar etkileyici duruyordu ki, genç adam uzanarak dudaklarını çocuğun benine bastırmış, oldukça yavaş bir öpücüğün etkisine kaptırmıştı kendisini. Elinde olsa saatler boyu böylece kalabilirdi ancak miniğini de düşünmek zorundaydı. Dudaklarını Jeon'un beninden uzaklaştırıp fısıldadı genç adam.

   "Ah Jeon, güzel çocuğum."
.
.
.

   Jeon'un uyuduğu süre dahilinde Taehyung küçük hakkında öğrenebileceği, araştırabileceği herşeyi tamamlamıştı. Çocuğun geçmişini baştan sona rapor haline getirtmiş, büyük bir dikkatle incelemeye başlamıştı.

    Acı bir hayatı vardı çocuğun, ailesi diyebileceği kimse yoktu. Bu yaşına kadar kendisini evlat edinen üvey ebeveynleri ile yaşamıştı. Jeon onlara yeteri miktarda para götüremediği için ise evden atmışlardı küçüğü. Jeon'un evde neler yaşadığını tahmin ettikçe Taehyung'un  yüz hatları geriliyor, gözlerinden alevler yükseliyordu adeta. Raporu inceledikten sonra masasından sinirle doğrulup sağ kolu olan Sehun'u aramıştı.