Bu aptal mektup zıvırı o p!ç israilin g!tüne girsin.
Keşke dönsen bana, hala seni affetmeye hazırım ben. Enayiyim olum anlamıyor musun?
Neyse sana bu günde kızdım baya, en sonunda elime acı biber alıp ağzına süreceğim. Yeter lan.
Abimle, yani Türkiye ile dışarı çıkmıştık. Birlikte kafa dağıtacak ve gezecektik. Gezdik ve baya acıktık ikimizde.
Yemek yemek için restoranta girdiğimiz zaman seni gördüm İsrail. Bir erkek vardı yanında. Güzel, bakımlı ve sevimli. Bende olmayan her şeye sahip, beni sevmemene hak veriyorum.
Ben olsam bende benim gibi tipsizin tekini istemezdim
*Yazar notu:* sen tipsiz değilsin, eğer öyle isen biz ucubeyiz. O sebeple o tatlı çeneni kapa.
Abim onu görünce yan bakış atarak ondan uzak bir masaya gitti, bende peşinden geldim. Yemeğimizi yedik ve ihtiyacımı gidermek için tuvalete gittim
Kabine girdiğim zaman senin sesini duydum.
Seni seviyorum, dedin. O an nefesim kesildi. Bana beni sevdiğini söylüyordun, orada yaptığın her şeyi unutuverdim. Hızla kabinden çıktım.
Sen ayna karşısınsa, kendi kendine konuşuyordun. Yanına gidip ellerimi yıkadım. Senden ses yoktu...
En sonunda elin pantolonuma kaydı, burada sevişecek miyiz? Tamam alt tarafı 2 aydır ayrıyız bu kadar özledin mi beni diye düşündüm. Ama sen kemerimi bağlayıp önüne döndün.
"kemerini bağlamadan çıkma, rezil olacaksın"
Bana tek dediğin buydu.
Yine konuşmaya başladın. Seni seviyorum, benimle evlenir misin? Dedin. O an bayılacak gibi oldum. Sessizce sana sarıldım, beni ittin.
Ne yapıyorsun, dedin. Ne mi yapıyorum? Sana sarılıyorum dedim. Bana baktın uzaktan, yabancı gibi.
Üstüm kırışmasın, sevgilime kırışmış takım elbiseyle evlilik teklifi edemem, dedin ve ben hala bana dediğini zannettim.
Önemli değil, dedim ve çıktım. Yerime geçip senin gelmeni bekledim. Aklımca bana gelip evlilik teklifi edecektin, hayale bak.
O kadar mutluydum ki, seninle evlenmeyi her şeyden çok istiyordum...
Sen elinde kırmızı bir kutuyla geldin. Ben o an ayağa sevinçle kalksam da sen beni geçip o oğlanın yanına gittin.
Dizlerinin üzerine çöktün ve
Seni seviyorum, benimle evlenir misin? Dedin.
Ben o an restoranttan çıktığımı hatırlamıyorum. Bu göz yaşlarımın hesabını nasıl vermeyin planlıyorsun?
Bence veremeyeceksin.
-Azerbaycan.
