17. we will disappear

48 9 3
                                    

Yazarın ağzından

Genç oğlan Togg'unu kilitleyip karşısında duran dağ evine doğru ilerlemeye başladı. Çimenler yeni kesilmişti, hoş kokuları Azerbaycan'ı mest etmişti. Kapıya vardığı vakit eli havaya kalktı, tıklatmak istedi lakin duraksadı.

Ya buda bi yalansa?

Değildir diye düşündü ama zihni çoktan bulanıklaşmıştı. Ya buda yalansa, hep yalan söyledi sonuçta. Boşverip kapıyı tıklattı.

Açan yoktu. Bir daha tıklattı, kimse açmadı. Kapı kulpunu tutarak açmaya çalıştığında ise açıldı, kapı kilitlenmemişti.

İçeri adım attığında burnuna ilişen kan kokusuyla duraksadı. Ne oluyordu?

Hızla kokunun kaynağına doğru ilerlerken birisi onu sırtından tutup kendisine çekti. Azerbaycan çığlık atacakken ağzı kapatıldı ve o anda onu tutan kişi konuştu.

"Azerbaycan sakin ol benim"

Tuttuğu ellerini genişletti ve serbest bıraktı kollarındaki ülkeyi.

Azerbaycan arkasını dönünce onun İsrail olduğunu gördü. Derince nefes verirken aklı hala kan kokusundaydı.

Genç oğlan korkarak sordu, alacağı yanıttan tırsıyordu.

"kan kokusu nereden geliyor?"

İsrail bu soru karşısında şaşırmıştı. Yüz ifadesi Azerbaycan'a böyle söylüyordu.

"K-kan kokusu mu? Bebeğim, bu ev kan koksa duramam, biliyorsun kan tutuyor beni..."

Azerbaycan unuttuğu şeyle hmmladı.

İsrail ile mutfağa gittiler. Birlikte çay demlerken bir ses duyuldu, eşya düşmesi gibi bir şeydi. İsrail hızla sesin kaynağına doğru gitti. Azerbaycan tek başına kalmıştı, korkmak mı? Saçmalamayın.

İsrail beş dakika olmasına rağmen geri dönmemişti, dönmediği gibi haber de vermemişti. Başına bir şey mi gelmişti?

Bunu düşündüğü sıralarda biri konuştu, "Sende mi buradasın?"

Azerbaycan sesin kaynağına doğru dönünce gördüğü yaşlı adamla çığlık atmak istese de adam hızlı davranarak Azerbaycan'ın ağzını eliyle bastırdı. Genç oğlan bağırmaya çalıştı ama nafileydi, yaşlı adam çok güçlüydü.

Adam genci boğmaya başladı, burnunu eliyle kapattı ve Azerbaycan bayılacak gibi olduğu an korku zihninin çalışmasına sebep olmaya başladı.

Hızla arkasındaki adamın taşşaklarına tekme atmaya çalıştı ama bacağını o kadar arkaya atamayınca ayağını sola kırıp diz kapağına tekme attı. Diz kapağı her zaman bacağın en hassas ve darbeye en çok tepki veren yer olarak bilinirdi, insanlae işkence için bıçağı diz kapağına sokardı. Abisi ona böyle anlatmıştı. Adam sendelediği anda Azerbaycan hızla arkasını dönerek ona tekme attı.

Attığı bu tekmeyle adam geri savrularak kafasını tezgaha vurdu. Azerbaycan o an nefesini tuttu ve bir dakika evvel olan onca şeyin ardından hiçbir şey olmamış gibi adamın iyi olup olmadığını kontrol etmeye gitti. Giderken de eline tedbir amaçlı bir bıçak aldı

Yaşlı adamın beyin kanaması geçirdiği bariz bir şekilde belli oluyordu. Azerbaycan refleks olarak hızla ayağa kalkıp geri geri adım atmaya başladk lakin ikinci adamında sendeleyerek yere düştü. Elinde tuttuğu bıçak göğsüne girince  tüm evi inletecek bir çığlık attı.

(bıçakla düşüp bıçağın kişiye saplanması fetişim var arkadaşlar ladlaşss şangay kitabımı okuyanlar anladı :D)

Göğsüne giren keskin acı her nefes alıp verişinde bir daha saplanıyorcasına acıtıyor ve gözlerini dolduruyordu.

Son hatırladığı İsrail'in ona doğru koşuşuydu.

Aldatıldım. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin