(Ses kaydının devamı)
*Oğlum, veya üvey oğlum demeliyim galiba, sonuçta gerçeği elbet bir gün öğrenmeye mahkumsun değil mi?
Gelelim öğrenmen gereken, öğrendiğin vakit iyiki öldün diyeceğin gerçeğe. İsrail aslında senden hiçbir vakit seni sevmen için zorlamadı, veya hiçbir vakit senin için ayrılmadı Azerbaycan'dan. O seni hiçbir vakit sevmedi oğlum. Lakin sen ona aşıktın, sen onun uğruna intihar edecek kadar manyakça aşıktın ona.
Bir piyondun, ama daha sonra bir şey farkettim ve kısıtlı hayatımı seni mutlu etmeye harcadım.
Sen benim için yalnızca bir piyondun, bir piyon küçük gibi görünebilir lakin karşı tarafa geçtiği anda tüm gücü eline alır. Piyonlar güçlerini hep içlerinde saklar, dış güçlerden gizlerler.
İsrail seni sevmedi, Türkiye İsrail'den nefret etmiyordu ve ben hiçbir vakit seni düşünmedim. Tek amacım efendime hizmet etmekti ve sende bu amaç için kullanacağım piyondun. Bu yüzden sana teşekkür ederim. Çok yardımcı oldun.
Eğer bunu dinliyorsan ben çoktan intihar etmişimdir veya edeceğimdir. Beni kurtarmak isteyecek kadar salak bir çocuksun sen. İnsan bilmez mi malını?
Ama peşimden koşma ve kendini farket. Sana vereceğim son nasihatim bu olsun.
Eğer ölüm haberim sana ulaşırsa bil ki biri beni öldürmüştür, kendimi senin bulamayacağın bir yöntemle öldürecek ve dünyadan temizleyeceğim.
Kendine iyi bak, bende cennette öyle yapacağım. İsa seni korusun."*
Ses kaydı durduğu anda oda da sadece Carl'ın hıçkırıkları duyuluyordu.