1. Bölüm| "Giriş: Perinin son günü."

1.4K 63 11
                                    

Bu hikaye Erutan'ın Willow Maid adlı şarkısından ilham alınarak yayınlanmıştır. Disney yapımları gibi çok bilinen bir peri masalı değil fakat bu da bir peri masalı olduğu için buradan yola çıkmaya karar verdim. Söz konusu şarkı medyaya eklenmiştir. Keyifli dinlemeler.

Wisteria: Mor salkım

Günümüz~

~Çiçek diyarı

Her yeni yılın gelişinde perilerin ve sihirli yaratıkların dünyası olan Çiçek dünyasında tüm halkın davet edildiği bir kutlama düzenlenirdi. Yaşadığı ağaca bağlı olan ve ondan fazla uzaklaşamayan Odette'nin bir yıl içerisinde ormanda özgürce gezebildiği tek gece o geceydi. Bitkilerin tanrıçası Flora ve onun ikiz kardeşi hayvanların tanrıçası Fauna'nın özel izni ile o gece ağacından ayrılıp festivale kutlamaya katılabiliyordu.

Odette kar kadar beyaz saçlarını silkeledi. Bu diyarda hiç kış olmazdı yalnızca yıl başı zamanı ikiz tanrıçalar göğe kar yağdırması için emir verirler ve böylece her yer beyaza bürünürdü. Perinin baldırlarına dek uzanan uzun saçlarının arasından hoşnutsuz ciyaklamalar çıkaran bir bülbüle gülümsedi Odette.

"Seni okşamamı mı istiyorsun seni sevimli minik şey? hm?"

Turunçgillerin rengindeki bülbülü boğazının altından okşadı. Havanın ani soğuğundan korunmak için perinin saçlarının arasını seçmişti. Uzun bir okşama seansının ardından keyfi yerine gelen, sıcağı da bulan bülbül şarkı söylemeye başladı.
Sesi o kadar güzeldi ki! Odette kıpırdamadan durarak bülbülü dinledi. Sonra sırasıyla üç bülbül daha omuzlarına ve kafasına kondu. Wisteria ağacının dalları zaten kuşlarla doluydu. Hayvanlar perileri çok severler, onlara çekilirlerdi. İki türde doğanın çocuklarıydılar ve aralarında görünmez bir bağ vardı.

Ondan çok uzak olmayan Söğüt ağacına takıldı gözleri. Ona kutsamasını vermeyi unutmuştu! Küçük filizin yaprakları 'beni unuttun' dercesine aşağıya sarkmıştı. Söğüt sulak alanları severdi, bir gölün hemen kıyısında açmıştı. Burası Tanrıça korusunun girişiydi. Flora'nın banyo yapmak için geldiği yerdi. İlahiydi. Söğüt Odette'in göz yaşından doğmuştu. Onu kendi kızı gibi severdi. Filizin içindeki ruh oluşma aşamasındaydı. Henüz anne karnındaki bir cenin kadardı. Tam olarak bilinçli değildi. Odette koşar adımlarla filize ilerledi. Narin beyaz parmaklarını söğüde koyup onu öptü. Bir perinin öpücüğü iyilik, başarı, bereket ile ödüllendirilmek demekti. "İkiz tanrıçaların ve bu perinin kutsaması seninle olsun küçüğüm. Sağlıkla büyü, kocaman ol. Ruhun sevinç içinde kalsın. Ağacın ulu bir meşe kadar olsun. "

Ruh buna tepki verircesine kipırdandı. Annesine içeriden 'ben buradayım ' demek için tekme atan bebekler gibiydi.

"Senin büyümeni dört gözle bekleyeceğim kızım."

Ağacından uzaklaşmıştı. Fazlasıyla. Bir acı tüm zayıf bedenini ele geçirirken dizlerinin üzerine çöktü. Ağaç ruhları olan Hamadyradlar, ağaçlarına bağlı olarak yaşarlardı. Ağaçları ölürse onlarda ölürlerdi. Ve ağaçlarından çok uzaklaşmak onlar için acı çekmek demekti.

Koşa koşa son nefesiyle Wisteria ağacına kavuştu. Ne diye bu kadar uzaktayken açmıştı ki Söğüt? Onu istediği kadar göremiyordu bile!

Odette ağacın iç içe geçmiş dallarına yattı. Uzun saçları dallara dolandı. Güneş batıyor, gece çöküyordu. Ruhu yavaş yavaş ağacın gövdesine çekildi, silinerek yok oldu. Mor salkım uykuya yatıyordu. Peri bugün geçireceği son huzurlu günü geçirdiğinin farkında olsaydı, asla birdahaki güne uyanmak istemezdi.

Güneş doğunca, yeni günün altında kanlar içinde yatan bir delikanlı gördü. Vücudu binlerce kırmızı kelebek tarafından öpülmüş gibiydi. Perinin ilk ve son aşkı. Celladı.

Peri & Kurt Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin