Multimedia'da Mine var.
Resimleri görmemle vücudumu bir panik kapladı. Ne yapacağımı bilemedim. Talha çok iyi niyetli biri sayılmazdı ama bu kadar alçakça bir şey yapacağını hiç düşünmemiştim. İşte şimdi onun kalbini ne kadar kırdığımı anlayabiliyordum. Bu hikayenin kötü kahramanı asıl bendim. O sadece benim yüzümden bu hale düşmüştü. Peki şimdi ne olacaktı? Eğer bu fotoğrafları etrafa yayarsa biterdim, bütün arkadaşlarımı kaybederdim. En kötü anımda bile ailem yokken onlar vardı. Onları hiç bir şekilde kaybetmeyi göze alamazdım. Bunları düşünmemle panik ve üzüntü bedenimi terk ederken yerini intikam ve hırsa bıraktı. ''Tamam.'' dedim. ''Madem oyun başladı bize de devam ettirmek düşer.''
Aklımda dönüp duran bir milyon düşünceden kurtulunca hala sokağın ortasında durduğumu fark ettim. Ve o an kafama dank etti. Harika(!) şimdi de evsiz kalmıştım. İlk olarak aklıma Mine geldi. O her zaman bana yardım ederdi. Bunları düşünerek telefondan numarasını buldum. İkinci çalışta açtı:
''Nefes? Nerdesin kızım ya? Dünden beri sana ulaşmaya çalışıyorum. İyi misin sen? Yoksa yine barda mıydın?'' Mine'nin art arda sorduğu sorularla allak bullak olan aklım iyice karıştı. Derin bir nefes aldım.
''Önce bi sakin ol ben gayet iyiyim. Senden bir şey isteyecektim. Onur pisliği yüzünden bardan apar topar çıkmak zorunda kaldım. Eğer müsaitseniz size gelebilir miyim?'' Tabi ki de ona gerçekleri anlatmayacaktım.
''Tabi gel de iyisin dimi bak doğru söyle.''
''Ya iyiyiz dedik ya Mine. Neyse geliyorum o zaman ben.''
''Tamam gel bekliyorum.''
Telefonu kapatıp cebime koydum. Tekrar derin bir nefes aldım. En yakındaki durağa gidip Mine'lerin evine giden otobüse bindim. Hala aklımda dolanan bir milyon düşünceyle birlikte dışarıyı izlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANSIN NEFESİ
Teen FictionDANSIN NEFESİ Birbirinden farklı olmalarına rağmen bir ortak noktaları vardı; dans... Dans onlar için; nefes demekti. Bir ihtiyaç değil de bir zorunluluktu. Dans olmasa onlar bir hiçti. Birbirinden habersiz bir hiç... İşte tam o anda Dansın Nefes'in...