0.4

53 10 8
                                    

Lanet İngiliz çocuk yüzünden tüm hayatımı kaybediyordum. Yani hayatım kayıyordu. Çünkü çocuğu dövdüktem sonra disiplin kurulu toplanmış,üstüne bir de yüzme hocamın kulağına gitmişti. yarışmadan atilabilirdim bile!

İngiliz çocuk konferans salonundan çıktığında ters ters bakıp içeri ben girdim.
İçeri girdiğimde göz göze geldiğim ilk kişi Hwang olmuştu. Ardından onun yanında kızgın bakışlarla bana bakan yüzme hocamı gördüm. Haklıydı kızmakta çünkü neredeyse spor hayatım bitiyordu.

Bakışlarımı onlardan çekip disiplin kurulundaki hocalara döndüm. Hepsinin soğuk bakışları vardı.

"Anlat bakalım Shin Yuna, yine ne yaptın?"

"Ben bir şey yapmadım, yapan o!"

"Çocuğun burnunu kırmışsın kızım, ne demek bir şey yapmadım?"

"Hocam özür dilerim ama o İngiliz çocuk beni taciz ediyordu! Benden izinsiz bir şekilde beni öpmeye çalıştı."

O anı hatırlayınca gözlerim dolmaya başlamıştı. Gerçek buydu beni taciz etmişti. Gözlerimin dolduğunu gören disiplin kurulundaki öğretmenler çok fazla zorlamdı.

"Pekala Shin Yuna, seni sadece kınıyoruz."

"Peki efendim."

Önlerinde eğildim ve salondan çıktım. Ben çıkar çıkmaz arkamdan Hwang ve yüzme hocam gelmişti. Ben derin bir nefes verirken hoca konuşmaya başladı.

"Ah Yuna ah! Başını beladan kurtaramayacak mısın hiç?"

"Özür dilerim."

Hocanın önünde eğildiğim de eliyle sırtımı okşadı. Ona gülümsediğimde bana moral verici gülümsemesini sunup yanımızdan ayrıldı. Okul koridorunda kaybolurken Hwang'ın sesiyle ona döndüm.

"İyi misin?"

"Evet, neden?"

Utanarak bakışlarını yere eğdi ve konuşmaya devam etti.

"Şey, içerde gözlerinin dolduğunu gördüm."

Hatırladığımı belirterek kafa salladım. Ardından umursamazca, "Dolmak deneyelim de toz kaçtı diyelim." Dedim. Gülerek koridorda yürümeye başladı. Ona bakarken arkasını bana döndü.

"Hadi sınıfa gidelim."

Kafa sallayıp onu takip ettim. Beraber sınıfa girdiğimizde tüm gözler üstümüzdeydi. İnsanların fısıldayışları, meraklı bakışları beni gersede pek takmamaya çalışarak Ryujin'in yanına oturdum. O ise diğerlerinin aksine umursamazca telefonundan oyun oynuyordu.

"İnsan bir arkadaşını sorar."

"Kim?"

"Anan Ryujin."

Omuz silkip oyununa devam etti. Bende arkasına dönen Chaeryeong ve Jisu'ya döndüm. En azından onlar merak ediyorlardı.

"Ee ne oldu?"

"Sadece kınadılar."

"Ay bu kız gerizekalı!"

Jisu, Chaeryeong'a dönüp bunu dediğinde şaşkınca onlara baktım. Başka neyi sormuş olabilirdi ki?

"Ne?"

"Diyorum ki sınıf başkanıyla durumlar nasıl?"

"Bir şey yok."

"Eminsin?"

"Evet jisu! Saçma şeyler düşünme, söyleme de."

"Tamam benim minik Yuna'm."

Chaeryeong göz devirip önüne döndüğünde gülerek başımı sıraya koydum ve göz kapaklarımı yavaşça kapattım.

***

Okul çıkışı kızlarla beraber okulun yakınındaki parka gidiyorduk. Hem yeni yıl için birbirimize aldığımız hediyeleri verecektik hem de sohbet edecektik.

"Chaer şuna bak!"

Ryujin oynadığı oyundaki rekoru gösterirken ben de yoldan geçen insanları izliyordum. Ara sokaktan girdiğimizde tanıdık birini gördüm: sınıf başkanı. Yanında sınıfın ayrılmaz üçlüsü Dayeol, Leeseo ve Soe-ae vardı. Hwang ile işleri neydi ki?

Dayeol, Hwang'ı omzundan ittirdiğinde iyi şeyler olmadığını sezmiştim. Ardından Soe-ae, Hwang'ın sırt çantasını almış ve içindekileri yere dökmüştü. Öylece suramazdım. Hızlı adımlarla yanlarına gittiğimde Hwang'ın endişeli ifadesini gördüm.

"Yah! Siz üçlü ne yapıyorsunuz?"

"Sen buna karışma Shin, eziğe haddini bildiriyoruz."

Dayeol'un alaycı tavrı sinirimi bozmaya başlamıştı. Hwang'ın üzerine gelirken onu omzundan ittirip uzaklaştırdım. Bu sefer üstüme diğer ikisi geldiğinde Hwang'ın elinde sıktığı kalem kutuyu alıp kafalarına fırlattım.

Sonra da Hwang'ın elini tutup var gücüyle koşturmaya başladım. Arkamızdan geleceklerine emindim bu yüzden ikimizi de korumalıydım.

Yeni bölümmmm

Yeni yılınız kutlu olsiiiin

Oy vermeyi unutmayınnnn❤️‍🔥🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟

Sınıf Başkanı // YeNaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin