Arkama bakmadan koşuşturuyordum. Önüme çıkan boş bina ile şükürler edip hızla oraya girdim. Sınıf başkanını da alarak yere oturdum. Derin derin nefes verirken hala arkamızdalar mı diye bakıyordum ancak kimse görünmüyordu. Rahatlayarak Hwang'a döndüğümde hala elini tuttuğumu fark ettim. Hızla elini bırakıp ona döndüm.
"Sen iyi misin?"
"Evet iyiyim."
Kendime hakim olamayıp birden sinir ve endişeyle bağırdım.
"Neden onların yanındaydın?"
"Ben..."
"Onların kötü olduğunu bilmiyor musun!"
Dolan gözlerini gördüğümde sakin kalmaya çalışıp onu kendime çektim ve sıkıca sarıldım. Bana sarıldığında dolan gözlerindeki yaşları serbest bırakmıştı.
"Özür dilerim Yuna, ben ezik biriyim."
İnce, kahve saçlarını okşayıp sakinleştirmeye çalıştım. Kalbinin sesini ben bile duyabiliyordum, gözyaşlarının ıslaklığını ben bile hissediyordum.
"Hayır, hayır öyle deme. Sen benim için çok özel birisin Yeji. Sen olmasan ben ne yaparım?"
Daha da sıkı sarılıp sakinleşmeye çalıştı. Birkaç saat boş bina da öylece oturduk. Hiçbir şey konuşmadan hem de. Sessizliğimizle iyileştirdik birbirimizi. Ancak hava kararmaya başladığında ayağa kalkıp Yeji'ye döndüm.
"Artık gitsek iyi olur."
"Peki, tamam."
Elimi uzatıp kalkmasına yardımcı oldum. Binadan tam çıkacakken yağmur yağmaya başlamıştı. Kocaman gülerek yağmurun altında ıslanmaya başladım. Yeji ise endişeli bir şekilde bana bakıyordu.
"Hasta olacaksın."
"Ana karakterlere bir şey olmaz."
Gülerek o da bana katıldığında islanarak eve doğru yürüdük. Evinin önüne geldiğimizde bana dönüp ellerimi tuttu.
"Ben... Teşekkür ederim. Bugün için."
"Ah, sorun değil canım. Her gün yap-"
Birden eğilip dudaklarıma ufak bir buse kondurduğun da gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Kalbim çok hızlı atmaya başlamış, içimdeki kelebekler karnımı deşmeye başlamıştı. Dudaklarimdan ayrıldığında şaşkınca ona bakıyordum. Kızarmış yanaklarıyla hafifçe gülümseyip eve girmişti.
Orada öylece kalmıştım. Elim dudaklarıma gittiğinde tadını hala alıyordum. Aman Tanrım! Hwang beni öpmüştü! Kocaman gülerek ve dans ederek yağmurda eve doğru yürümüştüm.
Ama bu gülüş ve dans sevinçten değildi. Bu çaresizliğin dansı ve gülüşüydü. Onu seviyordum ancak o açıdan değildi. Ne yapacaktım? Chaeryeong'a mı danışsam acaba?
Ne yapacağım şimdi? Hızla eve gidip sıcak bir duş aldım. Ardından kendimi sıcak yatağıma atıp, gözlerimi kapattım.
***
Ertesi sabah sınıfa girdiğimde sınıf başkanı gelmemişti. Genelde en erken o gelir, sınıfın düzenini o topluyordu."Bugün sınıfımızın ineği gelmemiş."
Duyduğum ses ile yan gözle o tarafa baktım. Kendini bir şey sanan sınıfın havalısı(!) konuşmuştu. Göz devirerek yerime oturduğumda Chaer ve Jisu bana dönmüştü. Ryu ise ryuluğunu yapıyordu.
"Dün Hwang ile ne yaptınız?"
"Öpüştük."
"Ne!"
Aynı anda bağırdıklarında tüm gözler birkaç saniyeliğine bize dönmüştü. Kızlara kızıp öne doğru eğildim.
"Yani o beni öptü. Ne yapacağımı bilmiyorum."
"Ondan hoşlanıyor musun?"
"Hayır, içimde öyle bir his yok."
Sınıfa hoca girdiğinde hepimiz -Ryujin hariç- önümüze dönmüş derse odaklanmıştık. Acaba neden gelmemişti? Benim yüzümden hasta mı olmuştu? Of! Ne yapacağım ben ya!
Yb geldiii
Yuna'm yazık yaa
Ne kadar kötü bir yazarimm HAHAHAHHA
Oy vermeyi unutmayınnnn 🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sınıf Başkanı // YeNa
ФанфикSınıfın sessiz ve oldukça disiplinli sınıf başkanı Hwang Yeji ve sınıfın en enerjik, yaramaz kızı olan Shin Yuna. Yuna yine bir okul cezası alır ve Hwang tarafından sorumlu tutulur. İşte o zaman yaramaz kızımız bir kediye dönüşür.