0.3

60 10 14
                                    

Oda sessizdi. Tek ses hocanın bilgisiyara bir şeyler yazdığı için klavyeden gelen sesti. Karşımda oturan altı İngiliz ile göz göze geldiğimde genelde gülümsüyor ya da gözlerimi kaçırıyordum. Neyseki hoca işini bitirip bize döndü. Daha doğrusu ingilizlere.

"Okulumuzun zeki öğrencileri olan Yuna ve Yeji size okulu gezdirecek. Umarım okulumuzu beğenirsiniz."

İngilizce bir şekilde anlattığında ingilizlere kafa sallayıp, gülümsedikten. Biz ayağa kalkıp, odadan çıkarken onlarda hemen arkamızdan geliyordu.

İlk önce okulun sınıf olan kartlarını gezdik. Ardından bahçeye çıkıp, gezdik. Daha sonra ise kapalı yüzme havuzu, müzik odası, laboratuvar, tiyatro odası gibi odaları da gezdik. Öğle yemeği geldiğinde çoktan gezimiz bitmişti bu yüzden de sınıfa gitmek yerine yemekhaneye ilerledik.

Yemekhaneye geldiğimizde herkesin gözü bizim üstümüzde daha doğrusu ingilizlerin üzerindeydi. Onları pek takmadan yemek sırasına girdiğimizde birinin bana dokunduğunu hissettim. Arkamı döndüğümde siyahi, kıvırcık saçlı ve bir o kadar da güzel olan kızı gördüm.

"Ne oldu?"

Kız kulağıma yanaşıp, "Acaba gulitensiz yemek var mı?" dediğinde başımı sallayıp onun için uygun yemekleri gösterdim. O tabağına koyduğu yemeklerle beraber ilerlediğinde Yeji ile göz göze geldik.

Soğuk, kedi bakışlarıyla birkaç saniye bana baktıktan sonra yanımdan geçip ilerledi. Ne olmuştu şimdi? Onu hiç bu kadar kızgın görmemiştim. Genellikle utangaç ve kibardı. Sessizdi, sınıftakilerle pek konuşmuyordu.

Yeji'nin arkasından bakarken biri saçlarımı tek omzuma toplayıp boynumdan öptü. Şaşkınca arkama döndüğümde sarışın İngilizi gördüm. Bu sapık ne yaptığını sanıyordu?

"Hey, ne yaptığını sanıyorsun sen!"

"Hadi ama sadece biraz eğlenmek istedim."

"Oradan bakınca oyuncağa benzer bir halim mi var!?"

Çapkın bir şekilde gülümsedi.

"Aslında evet, benziyorsun. İpek saçların, pürüzsüz cildin, çekik, büyük gözlerin, fiziğin, küçük burnun, dudakların... Barbie bebeğe benziyorsun."

Sinirlenmiştim, fazlasıyla sinirlenmiştim. Kendi ülkesindeymiş gibi davranamazdı. Beni bir bebek yerine koyamazdı. Ben bir bireyim ve bana böyle dokunması tacize girerdi. Sinirle elimdeki metal tepsiyi kafasına geçirdim. Şaşkınca yere düştü, yine de durmadım. Defalarca defalarca kez kafasına vurdum. Kanamaya başlamıştı ama umrumda değildi, bana öyle diyemezdi.

Etraftakiler beni ayırmaya çalışsada durmayacaktım. Onu öldürecektim! Lanet adam!

Biri gelip beni sertçe çektiğinde arkama dönmek zorunda kaldım. Beni çeken kişiyle göz göze geldiğimizde kedi gözlerini gördüm. Korkmuş bakıyordu. Onun gözleriyle kendime geldim ve elimdeki tepsiyi bırakıverdim. Kendimi kaybetmiştim. Başım dertteydi!

Gözlerimi beni kolumdan sıkıca tutan sınıf başkanının ellerine çevirdiğimde kanadığını gördüm. Tanrım, ona da zarar vermiştim. Ellerini tutmak için hamle yapmıştım ki o, elimi tutup koşarak yemekhaneden çıktık.

Nereye gittiğimizi bilmiyordum. Sadece elimi tutan kanlı eline bakıyordum. Onu nasıl yaralayabilmiştim? Ya daha kötüsü olsaydı? Ne yapacaktım?

İlk kattaki kızlar tuvaletine girdiğimizde elimi bıraktı ve kapıyı kilitlemeye çalıştı. Bense gözlerimi aynaya dikmiş kendime bakıyordum. Herkese zarar veren bir pislikmiş gibiydim. Gibisi yoktu, öyleydim. Kendimden iğreniyordum. Sinirimi yine tutamıyordum!

Yeji, kapıyı kilitleyip yanıma geldiğinde omuzlarımdan tuttu ancak hemen geri çekildim. Bana dokunmasını ve onunda kirlenmesini istemiyordum.

"Dokunma bana!"

"Tamam, özür dilerim."

"Uzak dur benden yoksa sende kirleniceksin. Zarar vereceğim sana, iğreniyorum, kendimden iğreniyorum."

Yere doğru çöküp ellerimi kulaklarıma dayadım. İçimdeki sesi susturamıyordum.

Yeji de benimle çöktüğünde ellerimi tuttu ve kulaklarımdan çekti. Elinin hala kanadığının farkındaydım.

" Hayır Yuna, kendinden iğrenme. Sen bu dünyadaki en temiz kişisin, benden bile." ç

Gözyaşlarım akmaya devam ederken gözlerimi gözleriyle buluşturdum. Benden iğrenir gibi bakmıyordu. Korkuyordu sadece. Benden mi korkuyordu yoksa? Ona zarar verdiğim için mi?

"Benden korkuyor musun?"

Yeji hafifçe gülümsedi ve ellerimi sıkıca tutup, beni kendine çekti. Bana sarılmaya başladığında şaşırmıştım, hiç böyle biri gibi görünmüyordu.

"Senden asla korkmadım Yuna, korkmayacağım da."

Yeni bölümmm

Offf bölüm yazmaya üseniyooom🤯

Sırf sizin icin bunlar bakınnn😍
Asıkmıyım neyim sizee

Oy vermeyi unitmayınn 🌟🌟🌟🌟🌟🌟💗

Sınıf Başkanı // YeNaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin